İsrail’in Hayfa kentinde eczacılık yapan evli ve iki çocuk babası Hilal Abu H., geçen aralık ayında eşi Maysaloon A.’ya DEAŞ’a katılacağına dair mektup bırakıp Türkiye’ye geldi. Antalya’da 5 yıldızlı bir otelde parasını peşin ödeyip 5 günlük oda rezervasyonu yaptıran İsrailli eczacı Hilal Abu H., burada bir süre kaldıktan sonra pasaportunu da odada bırakıp kapıya ‘rahatsız etmeyin’ yazılı not bırakıp Suriye’ye geçmek için Şanlıurfa’ya gitti. Maysaloon A., eşinin bıraktığı mektubu okuyunca durumu İsrail polisine bildirdi. İsrail polisi de durumu Türkiye’deki yetkili mercilere aktardı. Ancak bu süreçte Hilal Abu H. bulunamadı.
Eşiyle sosyal medya üzerinden irtibata geçen Maysaloon A., yazdığı mesajlarla Hilal Abu H.'yi Suriye’ye gitmekten vazgeçirdi. Suriye’ye geçmek için uygun bir zemin bulamayan Hilal Abu H., pasaportunu alıp tekrar ülkesine dönmek için Antalya’ya geldi. Otelde kaldığı odasına gelen gelen İsrailli eczacının durumundan şüphelenen otelin güvenlik müdürü, polise haber verdi. Oteldeki kişinin, İsrail polisine ihbar edilen eczacı olduğu tespit edilince Hilal Abu H. gözaltına alındı. Sevk edildiği nöbetçi sulh ceza hakimliğince tutuklanan Hilal Abu H. hakkında terör örgütüne üye olma suçundan 10 yıla kadar hapis cezası istemiyle Antalya 8’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı.
Davanın ilk duruşmasında avukatlarıyla birlikte hazır bulunan Hilal Abu H., tercüman aracılığıyla alınan ifadesinde pişman olduğunu söyledi. Sınırı geçmek için Şanlıurfa’da tanıştığı bir Suriyeliden yardım istediğini, uygun ortam bulamayınca eşiyle yaptığı mesajlaşmadan sonra Suriye’ye geçmekten vazgeçtiğini anlatan Hilal Abu H., “DEAŞ’ın insanların kafalarını kesmesini canlı bomba eylemlerini tasvip etmiyorum. Ancak İslamı yüceltip yayacaklarını düşündüğüm için onlara katılmak amacıyla memleketimden hicret ettim” dedi.
Duruşmada, eşini ihbar eden Maysaloon A. da tanık olarak dinlendi. Eşinin kendi halinde, evine bağlı biriyken aniden bir mektup bırakıp ortadan kaybolduğunu anlatan Maysaloon A., “Mektubunda DEAŞ’a katılma düşüncesine olduğundan bahsediyordu. Mektuptan sonra eşimle internet üzerinden iki kez mesajlaştık. Kendisine ‘dönecek misin’ diye sordum. İlk önce cevap vermedi. Daha sonra döneceğini belirterek cevap verdi” dedi.
Sanığın avukatlarından Ali Çelik ise müvekkilinin Türkiye’de hiçbir suça karışmadığını söyledi. DEAŞ’a katılma düşüncesinden de vazgeçtiğini ve tekrar ülkesine dönmek için geldiği Antalya’da odasındaki pasaportunu almak amacıyla otele gittiğinde yakalandığını belirten Ali Çelik, müvekkilinin tahliyesini talep etti. Sanığın tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme, duruşmayı erteledi.
Mustafa KOZAK/ANTALYA, (DHA)