Cani kocaya ağırlaştırılmış müebbet istemi

Olay, geçen yıl 24 Eylül tarihinde Muratpaşa ilçesi Kırcami mahallesi 1771 Sokak'taki bir gecekonduda meydana geldi. Okula gitmek için uyanan 11 yaşındaki Y.B., birlikte aynı odada kaldığı yüzde 70 ortopedik engelli annesi İnan Berak'ı göremeyince salona bakmak istedi. Ancak, odasının kapısının kilitli olduğunu fark etti. Küçük çocuk, elbise askısıyla kapıyı açınca, annesini kanlar içinde yerde yatarken buldu. Hemen yan evdeki anneannesine haber verdi. İhbar üzerine eve polis ve sağlık ekipleri sevk edildi.

Yapılan kontrolde 4 yerinden bıçaklandığı belirlenen İnan Berak'ın hayatını kaybettiği tespit edildi. Çocuk, polis aracına bindirerek evden uzaklaştırılırken yapılan incelemede, kapının zorlanmadan açıldığı, evdeki LCD televizyonun ise verandanın altına bırakıldığı ortaya çıktı. Polis, İnan Berak'ın eşi Mehmet Berak ile kardeşi emekli infaz koruma memuru olan H.B.'yi gözaltına altı. Mehmet Berak ve kardeşi H.B., Antalya 1'inci Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği'nce tutuklandı. H.B. tutukluluğa yapılan itirazın ardından 3 ay sonra 'kovuşturmaya yer olmadığına dair karar’la tahliye oldu.

EK İDDİANAME HAZIRLANDI

Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianame, Antalya 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi. Başsavcılık, hakkında 'kovuşturmaya yer olmadığına dair karar' alınan H.B. için de ek iddianame hazırladı. İddianamede, 'Engelli maktule yönelik kasten öldürme suçunu kardeşi şüpheli Mehmet Berak ile birlikte tasarlayarak, gece yarısı maktulün evine birlikte gitmek sureti ile maktulün en savunmasız olduğu ve kimsenin duymayacağı bir zaman diliminde maktulü bıçaklamak suretiyle öldürdükleri ve meydana gelen bu ölüm olayında şüphelinin de sorumlu tutulması gerektiğinden hakkında kamu davası açma gereği hasıl olmuştur' denildi.

DETAYLARIYLA ANLATILDI

Başsavcılık Mehmet Berak hakkında ise 'kendisini savunamayacak yakın akrabayı tasarlayarak öldürme suçu’ndan ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istemiyle hazırladığı iddianamede, cinayetin ne şekilde işlendiğine ayrıntılı bir şekilde yer verdi. İddianamede, şüpheli Mehmet Berak hakkında, maktule yönelik hakaret ve tehdit eylemlerinden dolayı birkaç kez evden uzaklaştırma kararı verildiği ve bu eylemlerinden dolayı cezaevine girip çıktığına vurgu yapıldı.

HIRSIZLIK İZLENİMİ VERMİŞ

Olaydan bir gün önce sanığın eşini cep telefonu ile arayıp, "Pazartesi günü bu iş bitecek. Ben yeniden cezaevine döneceğim" dediğine dikkat çekilen iddianamede olay şu şekilde anlatıldı:

“Olay günü şüpheli, Serik ilçesinde sevgilisinin evine gidip üzerini değiştirdi. Cep telefonunu da Serik'te bırakıp gece yarısı eşinin Antalya'daki evine geldi. Üzerindeki anahtar ile kapıyı açıp içeri girdi. Maktulle karşılaştı. Salona geçip konuşmaya başladılar. Şüpheli uyuyan oğlunun odasının kapısını kilitledikten sonra eşini göğüs bölgesinden defalarca bıçaklayıp öldürdü. Sonra da hırsızlık izlenimi vermek için, çocuğunun odası da dahil evin her tarafını dağıttı. Hatta televizyonu antreye çıkarıp, götürmeye fırsat bulamamış hırsız izlenimi verdi. Sonrasında da evin 400- 500 metre ilerisine park ettiği aracına binip Serik ilçesine geri döndü."

CİNAYETİ İTİRAF ETTİ

Olayın olduğu gecenin sabahında, çalıştığı mağazanın kamyonu ile Isparta'ya, cinayeti itiraf ettiği sevgilisi ile birlikte yük götürürken yakalanan Mehmet Berak, savcılığa da itirafta bulundu. Mehmet Berak savcıya yaptığı savunmasında, şunları anlattı:

“Maktul ile 12 yıldır evliyim. Eşim misafir sevmezdi. Bu nedenle ara ara tartışırdık. Yaklaşık 1 yıldır maktulden ayrı yaşıyorum. Maktulün oturduğu ev, dedem ve ninemden bana kalmadır. Maktul burayı kendi üzerine yapmak istiyordu. Bu nedenle de sık sık tartışırdık. Olay günü de bir arkadaşıma ait araçla eve gittim. Ev konusu açıldı ve tartışma yaşadık. Eşim ölmüş babamın mezarına küfredince, ben de dayanamadım. Mutfaktan bir bıçak alıp oturma odasına gittim. Eşim elimdeki bıçağı görünce, üzerindeki kıyafetleri yukarıya doğru kaldırarak, karın ve göğsü açık olacak şekilde bana diklenerek, 'Beni mi vuracaksın?' dedi. Ben de elimdeki bıçakla göğüs kısmına birkaç kez vurdum. Eşim yerde hareketsiz kaldı. Bıçağı yıkayıp, mutfak tezgahının üzerine koydum. Oğlumun kapısı kapalıydı. Uyanmadı. Çünkü çok fazla patırtı, gürültü olmadı. Sonra hırsızlık süsü vermek için ortalığı dağıttım. Sonrasında oğlumun kapısını kilitleyerek, evden ayrıldım."

ÇOCUĞUN İFADESİ ALINDI

Maktulün 12 yaşındaki oğlu Y.B. ise psikolog eşliğinde savcıya verdiği beyanında, babasının başka kadınla yaşamasından dolayı annesiyle sık sık kavga ettiğini öne sürerek, şunları söyledi:

“Amcam, evin kendisine ait olduğunu düşünerek elimizden almak istiyordu. Olay günü annemle birlikte evdeydik. Benim ayrı bir odam olmadığı için yatak odasını annemle birlikte paylaşırız. Gece uyukluyordum. Bir ara yatak odasının amcam tarafından kilitlendiğini gördüm. Uykum ağır olduğu için hayal gördüğümü zannedip, tekrar uykuya daldım. Evde herhangi bir patırtı, gürültü duymadım. Babamı gece evimizde görmedim. Evin eşyalarının kim tarafından dağıtıldığını bilmiyorum. Sabah uyandığımda kapı kilitliydi. Elbise askılığının ucuyla kapıyı açtım. Ev dağıtılmış ve annem oturma odasında sırt üstü yatıyordu. Karnında kan vardı. Hemen bitişiğimizdeki anneanneme haber verdim. Ben annemin, babam ve amcam tarafından öldürüldüğünü düşünüyorum."

Maktulün erkek kardeşi S.A. da ablasının engelli olduğunu ve bastonla yürüdüğünü ifade ederek, cinayetin Mehmet Berak ve kardeşi H.B. tarafından tasarlanarak işlendiğini iddia ederek şikayetçi oldu. Savcı sanığa, 'kendisini savunamayacak yakın akrabayı tasarlayarak öldürme suçu'ndan ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istedi.

Duruşma önümüzdeki günlerde Antalya 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek.

Süleyman EKİN/ANTALYA, (DHA)