“ANTALYALILAR yaşadıkları büyük ‘afet’i anlatamıyorlar; otellerin yüzde 90’ı kapalı, haklı olarak turist yok.
Seracılık bitiyor; domates, biber, salata gibi turfanda sebzeler toplanamıyor çünkü alacak müşteri yok, ihracat kapalı.
Rus federasyonu üyesi ülkeler de alım yapmıyor artık. Sibirya’da dev seralar kurup sebze üretiyorlar. Doğalgazı bizim gibi almıyorlar, çünkü kendileri için çıkartıyorlar.
Türkiye’den sadece narenciye; portakal, limon ve mandalina ihraç ediyorlar. Kıştan yaza geçişte yenileme yapan oteller de bin pişman. Ama nereden bilsinler böyle bir virüsün ortaya çıkacağını.
Onarım yapmayı düşünen durmuş!
Bazı otellerin bahçelerinde henüz çiçek ekimi yapan yok, sahil temizlemesi yapan da...
Resepsiyonlarda kimseler yok. Konuşmak için bir ‘personel’ dahi bulamıyorsunuz. Zaten işletmeciler, çalışanlarına ikinci bir emre kadar çıkış vermiş, hem de ‘ücretsiz’ olarak.
Turizm çevreleriyle konuşurken, şu anda personelden işsiz kalanların sayısını 150 bin olarak ifade ediyorlar. Başta Antalya; Alanya, Serik, Manavgat, Beldibi, Belek; öbür yakada da Kaş, Kalkan, Fenike.
En önemlisi, ‘otel’ sözleşmeleri ne olacak, uzlaşmalar nasıl sağlanacak?
Bu kadar mı? Değil tabii. İkinci darbe de seracılara vurmuş. Turfandanın tadı da kalmamış.
Bu kadar sebze kime satılır, kim alır?
Domates, salatalık, patlıcan, biber ve bu mevsimde aklınıza gelen diğer sebzeleri kim alır, kim satar?
En iyisi toplamamak galiba. Bir sera sahibi “Emin olun toplamak da zarar” diyor.
Otel çalışanları derken, ‘koruma ordusu’nu akıldan çıkarmayın. Özel güvenlik görevlilerinin sözleşmeleri feshedilmiş.”
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN