Antalyalı 4 vekilinde aralarında olduğu 7 CHP’li vekil ortak bir bildiri yayınlamış, ‘Kemal Kılıçdaroğlu’nun arkasındayız, genel başkan değişikliğine gerek yok’demiş.
Bu da bir tercih…
Saygı duyarım.
Ama, bildirinin bir yerinde ‘Seçim sonuçları incelenmeli, araştırılmalı’ falan filan denilmiş…
Ey sayın vekiller…
Araştırmaya, incelemeye gerek yok…
Seçimde neden birinci çıkamadınız ben size söyleyeyim.
Bu bildiride Antalyalı vekillerin de imzası olduğu için, en azından Antalya açısından neden kaybettiniz size onu anlatayım.
Biirrrrr… 7 Haziran’da, bir önceki seçime göre oy kaybeden aynı listeyle 1 Kasım’da da seçime girdiniz. Seçmen açısından listeniz heyecan vermedi. Seçmen aynı menüdeki yemekleri istemedi. Zaten o ekonomideki deyimle bir önceki seçimde satın alınmıştı.
İkiiiiii… Genel Başkan Kılıçdaroğlu, Antalya merkezde büyük bir miting yapmadı, birkaç ilçede çıkıp konuştu. Diğer ilçeler, ‘Bize ayıp oldu” dedi
Üççççç… Propaganda süresi kısaydı. AKP, Antalya’da gazete ve televizyonlar dahil medyayı çok iyi kullandı. Antalya’nın dört bir yanındaki bilboardlar, tabelalar, kısaca açık hava reklam alanları AKP’nin tanıtımıyla doluydu. AKP, yol kenarında küçücük bir teneke parçası görse üzerine logosunu yapıştırmıştı.
Dörttttt… Listedeki 5 vekil adayı, nasıl olsa 5 çıkarırız deyip para, pul harcamadı, medya kurum ve kuruluşlarını dahi ziyaret edip haber yaptırma gereği bile duymadı. Gazete ve televizyonlara, her seçimde olduğu gibi, “Genel merkezden para gelmedi, bizde de para kalmadı” diyerek işin içinden sıyrıldı. Daha 7 Haziran seçiminin borçlarını ödeyemeyen CHP, 1 Kasım’a parasal açıdan boynu büyük gitti.
Beeeeşş… Mevlüt Çavuşoğlu, seçmenin karşısına, AKP kurucusu, genel başkan yardımcısı ve eski Dışişleri Bakanı sıfatları ile çıkarken, yanına da Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’i aldı. Biri hükümeti temsil ediyordu, diğeri yerel iktidarı… Seçmen karşısında para ve gücü gördü… Vaatlerini ciddiye aldı. CHP’li adaylar bu konuda Milliyet’ten Oktay Pirim’in dediği gibi ‘Cılız’ kaldı.
Altııııııı… AKP, tüm birimleriyle, yerel yöneticileriyle topyekün sahaya çıkarken, CHP’de bunu göremedik. Bir ekip başı, süreci sürükleyen bir aday yoktu…
Yediiii… Halk CHP’nin listesine baktı. İki aday özellikle dikkat çekiciydi. Biri altındaki koltuğu daha yeni kaybetmiş, seçmenden vizeyi alamamış, rakibine fena yenilmiş bir aday Mustafa Akaydın’dı, diğeri o yerel seçimlerde genel merkezi yanlış adaylar göstererek yanıltıp başarısızlığın mimarı olmuş Devrim Kök’tü… Birinci sıradaki Niyazi Nefi Kara siyasette yeni ydi, 7 Haziran’ı saymazsanız, ilk seçimiydi. AKP’nin liste birincisi Çavuşoğlu ise AKP’nin kurucusu, genel başkan yardımcısı ve dışişleri bakanıydı. Ayrıca, CHP’nin listesinde doğudan aday çok, batıdan seçilebilir noktada tek aday yoktu.
Sekizzzzz… İl yönetimi birkaç fedakar il yöneticisi, kadın kolları üyeleri ve gençler dışında yeteri kadar asılmadı bu seçime… Seçim boyunca ortalıklarda görünmeyen bir il başkanı vardı. CHP’li seçmenin gözü, Rahmetli Mustafa Çetin Kaya ve Ümit Uysal gibi bir döneme damgasını vurmuş, otoriter ve ses getiren il başkanları, Yıldıray Sapan gibi tek başına AKP’nin karşısına dikilen, eylemleriyle ortalığı zargır zangır titreten bir merkez ilçe başkanı aradı. Ancak, il başkanı birkaç ‘cılız’ açıklamayla iki seçimi atlattı. Ne etliye dokundu, ne sütlüye…
Dokuzzzz… AKP, parti genel merkezinin genel vaatleri dışında, Antalya ölçeğinde hızlı tren, havalimanı, kruvaziyer limanı, hastaneler, yollar, köprüler vaat ederken CHP’li adaylardan tek bir yerel vaat duymadık, etmedik.
Onnnnn… Tanıtım ve Halkla İlişkiler’den sorumlu genel başkan yardımcılığı gibi çok önemli bir görevi, eski bir HAS Parti’liye (Mehmet Bekaroğlu) emanet eden CHP, kendi öz tabanını dahi ikna edecek politikalar üretemediği gibi oyların bir bölümünü yine HDP’ye kaptırdı. Seçim sonrası yapılan araştırmalar gösterdi ki, CHP’den AKP’ye bile oy gitmişti.
Onbiiiirrr… Seçime yakın bir zamanda, cemaate yakın tv kanalları ile gazetelere yapılan kayyum atamalarına bazı CHP’li milletvekillerinin karşı çıkması hoş olmadı. Cemaatin AKP ile ortak hareket ettikleri dönemlerde yaptıkları operasyonlarda (Ergenekon, balyoz v.b) mağdur olanlar CHP’li vekillerin bu savunmalarına bir anlam veremediler. Bu savunma, ‘CHP-Cemaat ortak hareket ediyor’ diyenlerin ekmeğine yağ sürdü.
Onikiiiii… AKP, milliyetçi oylara ve hem doğuda, hem de Antalya gibi yaşadıkları diğer illerde terörden korkup gelecek kaygısı duyan kürt oylarına yönelik yoğun çalışma yaptı. CHP’nin ne Antalya’da, ne Türkiye genelinde milliyetçi oyları alayım, kürt oyları partiye yönelteyim gibi bir gayreti olmadı.7 Haziran öncesi, Kılıçdaroğlu’nun Ankara’da, Mustafa Akaydın’ın Antalya’da elleriyle yaptıkları bozkurt işaretinin yarattığı iz, 1 Kasım’a kadar çoktan silinmişti.
Onüüçççç… Ondörtttt…
Ve bu listeyi uzatabildiğimiz kadar uzatabiliriz.
Şimdi, Antalya dahil 81 ilde bunları görmeyen veya gördüyse genel merkezi uyarmayan birer il başkanı…
İllerde yaşananların farkında olan veya olmayan, olduysa genel başkana aktarmayan teşkilatlardan sorumlu bir genel başkan yardımcısı…
Bunları görüp görmediğini bilmediğimiz ama her seçimde başı öne eğdirilen bir genel başkana sahip çıkan 4 Antalyalı vekilin bu açıklaması bana biraz, ‘Safımızı belirleyelim beyler’ tavrı geldi.
Erken ama hayırlısı olsun…