Seçimlerde Kemal Kılıçdaroğlu’na 536 Özgür Özel’e ise 812 oy çıktı. Böylece Özel, CHP’nin genel başkanı oldu.
CHP 38'inci Olağan Kurultayı, Ankara Arena Spor Salonu'nda yapıldı. Eski CHP Genel Başkanları Murat Karayalçın, Hikmet Çetin, Altan Öymen, yabancı misyon temsilcileri, siyasi partilerin temsilcileri de kurultaya katıldı. Sahnenin sağında değişimcilerin genel başkan adayı Özgür Özel'i destekleyenler, solunda ise Kemal Kılıçdaroğlu'nu destekleyen partililer yer aldı. Salonda 'Gençliğin umudu Kemal Kılıçdaroğlu', 'Hak, hukuk, adalet', 'Değişim' sloganları atıldı Salona ilk gelen aday Özgür Özel oldu ve kendini destekleyenleri selamladı. Ardından ise Kemal Kılıçdaroğlu, eşi Selvi Kılıçdaroğlu ile birlikte salona girdi. Özel ve Kılıçdaroğlu, tokalaşarak yerlerine geçti. Önce Kılıçdaroğlu'nun yer aldığı video salonda kurulan dev ekranda izletildi.
Ardından Kemal Kılıçdaroğlu, sahneye çıkarak divan başkanı adayları İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, İstanbul Milletvekili Yunus Emre'yi oylamaya sundu. İmamoğlu, oy çokluğu ile divan başkanı seçildi. İmamoğlu başkanlığındaki divanın üyeleri de Kütahya İl Başkanı Zeliha Aksaz Şahbaz, Kırıkkale İl Başkanı Onur Yüksel Bozdağ, Giresun İl Başkanı Gökhan Senyürek, Kars İl Başkanı Onur Uludaşdemir, Urfa Milletvekili Mahmut Tanal, Uşak İl Başkanı Sevinç Yazgan, Uzunköprü İlçe Belediye Başkanı Özlem Becan, Gümüşhane İl Başkanı Bedri Ağaç oldu.
'SİZİ UTANDIRACAK BİR ŞEY YAPMADIM'
İmamoğlu'nun selamlama konuşmasının ardından Kılıçdaroğlu, açılış konuşmasını gerçekleştirdi. Kılıçdaroğlu, hiçbir partiye nasip olmayacak bir tarihi yaşadıklarını söyleyerek, "Bizim örgütlerimiz diğer partilerin örgütlerine benzemeyiz. Parti disiplinini gözetiriz; ama unutmayız. Partinin yükünü taşıyan örgütlerdir. Dolayısıyla örgütler 100 yıllık birikimimizin temel taşlarıdır. Hiç kimse örgütün otoritesini, gücünü asla sarsamaz. Ben dahil, hiç kimse kendisini patinin üstünde asla ve asla göremez. Biliyorum sizleri zaman zaman üzdüm; ama bir şeyi bilmenizi isterim; asla ve asla sizi üzecek, sizi utandıracak bir şey yapmadım. Sizlerle beraber ve sizler için mücadele ettim. Bu parti bütün kurultaylarından tartışarak ve güçlenerek çıkmıştır. Yine güçlenerek çıkacaktır" dedi.
'TÜRKİYE YARI AÇIK CEZAEVİNE DÖNDÜ'
Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bugün içinde bulunduğumuz koşullarda Anayasa fiilen askıya alınmıştır. Saray devleti çoklu organ yetmezliğiyle karşı karşıyadır. Güçler ayrılığı ilkesi tümüyle bitmiştir. Yoksulluğu yaymak ve milyonları yardıma muhtaç bırakmak, saray devletinin politikasına dönüşmüştür. Üzülerek görüyoruz ki, yoksulluk kabullenilen bir kültür haline dönüşmek üzeredir. Yoksulluğun meşrulaştırılması, aynı zamanda eşitsizliklerin de meşrulaştırılmasına yol açmaktadır. Bu sosyal devlet anlayışına aykırıdır. Yoksulluğu kabullenme kültürünün aşama aşama iktidar tarafından yerleştirildiğini bilmeniz lazım. Öyle bir noktaya getirdiler ki Türkiye'yi; bireysel yasa dışı zenginleşme adeta bir başarı olarak hayranlıkla izlenir hale getirildi. Türkiye, yarı açık cezaevine döndürülmüş durumdadır. Gazeteciler görevlerini yapamaz haldeler. Bu kurultayımızdan şu anda tutuklu olan Osman Kavala’ya, Demirtaş’a selam gönderiyoruz. Ülkenin dış politikası fiilen iflas etmiştir. Bir kan denizine dönüşen Filistin'de bile Türkiye'nin sözü geçmemektedir. Orta Doğu'da yaşanan bütün sorunların çözüm adresi bir dönem Türkiye'ydi. Herkes Türkiye'ye gelirdi, başvururdu, 'sorunlarımızı çözün' diye. Türkiye bu şansını yanlış dış politikayla kaybetmiş. Yanlış dış politikanın bedeli olarak Türkiye bir sığınmacı deposu haline dönüştürülmüştür. Para karşılığı dönüştürülmüştür.”
'MASADAN KALKMALAR, MASAYA DÖNMELER OLDU'
Kılıçdaroğlu, seçim sürecinde 6 parti bir araya geldiklerini anımsatarak, "Oturduk çalıştık, ortak mutabakatı hazırladık. Sağlıktan tutun, milli eğitime kadar, dış ticaretten tutun teknolojiye kadar hemen hemen her alanda bir ortak mutabakat metni hazırlandı. Gerçek bir demokrasiyi getirmek ve güçlendirilmiş parlamenter sistemi inşa etmek için çaba harcadık. İş, cumhurbaşkanlığı adaylığının belirlenmesine gelince, hepinizin malumu olan masadan kalkmalar ve masaya yeniden dönmeler geldi. Fazla ayrıntılara girmek istemiyorum. Ancak şunu söyleyeyim; sırtımdaki hançerlerle seçime girmek zorunda kaldım. Yapılan bütün kumpaslara rağmen, yalana dolana rağmen, beşli çetelere rağmen, vatandaşlık verilen milyonlarca sığınmacıya rağmen, saray devletinin harcadığı milyarlara rağmen, saray devletinin valilerine, kaymakamlarına ve bürokratlarına rağmen çalıştık. Yılmadık, yıkılmadık, boyun eğmedik. Yolu doğru olanın yükü ağrı olur. Yükümüz ağrıdı. Üstelik hançerlerle beraber yükümüz ağırdı. Ama beni asıl üzen sırtımdaki yük değildi arkadaşlar, sırtımdaki hançerlerdi. Seçim bitti, daha nefes almadan 'değişim' söylemleri başladı. Değişim söylemini dillendirenler uzun süredir değişmeyenlerdi. Ama seçimden sonra ilk işim onları değiştirmek oldu. Herkesin bilmesi gereken bir gerçek var. Değişmeyen tek şey değişim değil, değişim hayatın kendisidir" ifadelerini kullandı.
'BAY KEMAL'İ ARKADAN HANÇERLEMEYECEKSİN'
Kemal Kılıçdaroğlu’nun yol arkadaşı olmak için paramiliter gruplardan korkmamak gerektiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, "Bay Kemal'in yol arkadaşı olmak için vefalı olacaksınız, vefalı. Bay Kemal'in yol arkadaşı olacaksan Bay Kemal’i arkadan hançerlemeyeceksin. Hangi badireleri atlattığımızı ne çabuk unuttunuz, hangi mücadeleleri verdiğimizi ne çabuk unuttunuz? Benim kişisel bir mücadelem yok. Değişimin sırrı tüm enerjinizi eskiyle savaşmaya değil, yeniyi inşa etmeye odaklanmanızdır. Bizim değişimden anladığımız budur. Yeniden inşa edeceğiz ve güçlü bir şekilde inşa edeceğiz. Hukuksal altyapısını oluşturacağız. Bunları gerçekleştirdiğimizde hep beraber köklü bir yenilenmeye ve köklü bir değişime imza atmış olacağız. Beraber imza atmış olacağız. Çünkü hukuksal durumu örgütümüz belirleyecek ve inşallah bir sonraki kurultayda sizlerin arasında oturup ben de seçilen yeni genel başkanımı alkışlayacağım" dedi.
'İSTEĞİM HALKIMIN GÖNLÜNDE TAHT KURMAKTIR'
Kılıçdaroğlu, kişisel bir beklentisi olmadığını söyleyerek, "Benim gelirim bana yetiyor zaten, benim servetlere ihtiyacım da yok. Benim tek isteğim, halkımın gönlünde bir taht kurmaktır, başka bir şey değil. Herkes şunu söyleyebilmeli; ‘Bu genel başkan çalıştı. Evet bu genel başkan emek harcadı.’ Ben bunu istiyorum. Başka bir şey istediğim yok ve bu ülkede dönüşümü sağlayacak olan bizleriz. Tarihi bir sorumluluk bizim sırtımızda. Önümüzde yerel seçimler var. Bazı illeri alacağız, daha Manisa'yı alacağız, daha Bursa'yı alacağız, daha Denizli'yi alacağız. Hiç kimsenin umutsuzluğa kapılmaya hakkı yok. Eğer biz Mustafa Kemal Atatürk’ün izinden gideceksek, kitabımızda umutsuzluk yoktur" diye konuştu.
1366 delegenin oy kullanması beklenen kurultayda genel başkanlık için Kemal Kılıçdaroğlu, Özgür Özel ve Örsan Kunter Öymen yarışıyor. Eski milletvekili İlhan Cihaner ise kurultaya saatler kala adaylıktan çekildi.
KILIÇDAROĞLU VE ÖZEL YETERLİ İMZAYA ULAŞTI
CHP'nin 38'inci Olağan Genel Kurultayı'nda genel başkanlık seçimi için yeterli imzayı toplayan Kemal Kılıçdaroğlu ile Özgür Özel, genel başkan adayı oldu. Divan Başkanı Ekrem İmamoğlu, "Sonuç olarak, başvuruları olan Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ve Özgür Özel yeterli imza sayısına sahiptir. 2 adayımız, Kurultay'ın biraz sonra takdirlerine sunulacaktır. Hayırlı uğurlu olsun" dedi.
'DIŞ POLİTİKA İKTİDARA BIRAKILAMAYACAK KADAR MÜHİM VE ÖNEMLİ BİR ALANDIR'
CHP Genel Başkan Adayı Özgür Özel, 38'inci Olağan Kurultay'da konuştu. Uluslararası ilişkilerin bir devlet politikası olması gerektiğini vurgulayan Özel, "Cumhuriyetimizin birikimi, kültürü, tüm alanlarda olduğu gibi dış politikada da terkedildi. Uluslararası ilişkiler, bir devlet politikası olmaktan çıktı, kişisel hesapların, egoların, pazarlıkların yürütüldüğü bir alana dönüştü. Seçim olduğu zaman iç politika malzemesi yapılan konular, seçim sonrası Türkiye'nin ekonomik zorluklarına dönüştü. Bu şahsi kararlar ayrıca ülkemizi bir sığınmacı deposuna dönüştürecek olmadık bir çekişmenin, lüzumsuz bir didişmenin ve komşumuzun iç işlerine karışan, 4.5 milyon mülteciyi Türkiye'ye getirecek bir süreci tetikledi. Bugün de dış politikadaki durum can yakıcıdır. Ancak CHP, kısa bir süre önce yapılan seçimi kazanamamışken, 'İktidarı bize devredin, Filistin sorununu çözeceğiz' dediğinde, toplumda gayr-i ciddi olarak algılanıyor. Dış politika iktidara bırakılamayacak kadar mühim ve önemli bir alandır." ifadelerini kullandı.
'CHP, TOPLUMUN SESİNE KULAK TIKAYARAK, DEĞİŞEME DİRENEREK YÖNETİLEMEZ'
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun konuşması sırasında diğer adaylar için kullandığı sözleri eleştiren Özel, "Biz sosyal demokrat bir partiyiz. Biz emeğin partisiyiz. Partimiz iktidara benzeyen yöntemlerle, ortak aklı reddeden kararlarla yönetilemez. Toplumun sesine kulak tıkayarak, hatalarda ısrar edilerek, değişeme direnerek yönetilemez. Genel Başkanlığı, Atatürk'ün koltuğunu istediği bir kişiye devredebileceğini düşünmek, Kurultay'ın idaresini değersizleştirmek, buraya gelen bin 200 delegeyi hiçe saymaktır." dedi.
CHP'de yaşanan Genel Başkanlık seçimi sürecinin zor olmasına rağmen, adaylar arasında tutturulan dilin saygı çerçevesinde olduğunun altını çizen Özel, "Bu süreçte en çok tebrik aldığım şey, böyle zor bir süreçte eleştirilerimizin kişiselleşmemesi ve tutturduğumuz dilin seviyesidir. Kimse bizden bugün bu seçimi kazanmak için partinin sırtına yük olacak bir konuşma yapmamızı beklemesin. Son 4 yılda gitmediğim il kalmadı. Partim için çalıştım. Genel Başkanım için çalıştım. Cumhurbaşkanı adayım için çalıştım. Özgür Özel olarak çalıştım. Partinin bir neferi olarak çalıştım. Bundan sonra da çalışmaya ve saygıda kusur etmemeye önem vereceğiz" şeklinde konuştu.
'BİZİM PARTİDE HANÇER OLMAZ ANCAK BİZİM PARTİDE KILIÇ DA OLMAZ'
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasında kullandığı 'Sırtımdaki hançerlerle seçime girmek zorunda kaldım' sözlerini üstüne alınmadığını ifade eden Özel, "Elbette kırıldığımız, üzüldüğümüz hususlar da oldu. Biz yaş olarak, mevki olarak bu sıkıntıları göğüslemek zorundayız. Ancak biraz önce sayın Genel Başkanımızın kullandığı ifade kapının önünde onlarca kameraya, onlarca mikrofona dönüştü. Diyorlar ki; 'Sayın Genel Başkan bir hançerden bahsetti. Bu hançer konusu sizinle mi ilgili?' Hiç üstüme alınmadım. Hiç birimizin üstüne alınmadım. CHP'de hançer yok, hançerleyecek kimse de yok. Bizim ne partide ne de partililerde hançer olmaz. Ancak bizim partide kılıç da olmaz. Hani seçimlere 2 gün kala sizin atadığınız, önce Atatürk'e sonra da son Genel Başkanımız size, olmadık laflar söyleyen kadını, sizin 'bir arkadaşıma sordum' dediğiniz kişi Hasan Cengiz çıktı. Bu Hasan Cengiz, geçtiğimiz günlerde sayın Genel Başkanımıza bir kılıç getirmiş. Üstüne de 'Değişimciler için kılıçlar çekildi.' demiş. Lafım Genel Başkana olamaz ama CHP'de danışmanım diyen fakat profil resminde Recep Tayyip Erdoğan olan, değişim diyenlere kılıç çekecek olanın alnını karşılarım" ifadelerini kullandı.
'BEN GELİNCE GİDECEKLER'
Özel, konuşmasının devamında "Size namus ve şeref sözü. Bundan sonra karar, güç, yetki örgütündür. Ön seçimin teminatı bir başkan olacağım söz veriyorum. Ön seçimi şöyle yapacağız, 3 oydan birini kadına kullanacaksın. Merkez yoklamasıyla yapıldığı halde bu grupta bir sendikacı bir veteriner yok. Biraz önce kılıçcı danışmandan bahsettim. Yan odasında bir yan odasında daha. Ben gelince gidecekler. O bir kat boşalıyor ya 12 oda var. 12 odada 12 sekreter olacak. İl ve ilçe başkanları Ankara'ya gelince örgütün odası olacak. Genel başkanı beklerken duvar dibine çökmek yok. Odanızda bilgisayarınız, çayınız, kahveniz, telefonunuz. Bundan sonra sağcı danışmanlara verilen odaları il ve ilçe başkanlarım kullanacak söz veriyorum" ifadelerini kaydetti.
'NEREDE OLMAMIZ GEREKİYORSA HEP YANINIZDAYDIK'
Özgür Özel konuşmasına şöyle devam etti:
"Bir vefa tartışmasıdır gidiyor. Bu vefayı çok konuşan bazı arkadaşlarımın gözünün içine bakarak konuşmak isterim. Vefa, Genel Başkanımız 13'üncü katta otururken, parti meclisi listesi yapacakken, belediyelerde karar verecekken gösterilmez. Eğer bir vefa olacaksa Genel Başkanımız görevini bıraktıktan sonra gösterilir. Biraz önce izlediğimiz videoyu çok beğendim. Sayın Genel Başkanım, size karşı hiç saygısızlık yapmadım, yapmam. Videoda adalet yürüyüşü var. Siz dediniz ki: 'birileri vardı, değişmesi gerekiyordu, değişmiyorlardı, değiştirdim.' Adalet yürüyüşünde Özgür Özel vardı, anons yapıyordu. Veli Ağababa vardı, kortej açıyordu. Bülent Tezcan vardı, fikrini vermişti. Tekin Bingöl ve bütün arkadaşlar oradaydı. Çubuk'ta Murat Emir yanı başınızdaydı. Şavşat'ta Seyit Torun sizinle birlikte Kirpi'nin içindeydi. Nerede olmamız gerekiyorsa hep yanınızdaydık. Saygısızlık için değil ama sırtımıza da bu yükü vurmayın. Ancak 39 milletvekili verilirken hem vallahi hem billahi biz yoktuk, Oğuz Kaan Salıcı vardı. Yine yanınızda. Gizli protokol yapılırken vallahi biz yoktuk, danışmanınız vardı. Yine yanınızda. Şöyle bir gerçeği ifade etmek isterim. Elbette hatamız, yanlışımız olmuştur. Ama bir gerçek var ki; o çok dönemlik denilenler 25 kişi. 17'si sizin yanınızda, 8'i bizim yanımızda. Bizim arkadaşlar şöyle söylüyor: 'Değişim bizden başlayacak, hiçbir görev almayacağız. Benim listelerimde parti meclisinde bir tane bile geçmiş dönemde görev alan arkadaş olmayacak. Gençlik olacak, örgüt olacak. Söz veriyoruz."
'KEŞKE BURADA ANLATTIKLARINI YÜZÜME SÖYLESEYDİN'
Divan Başkanı Ekrem İmamoğlu; konuşmama kararı alan Genel Başkan Adayı Kılıçdaroğlu'nun Özgür Özel'in konuşması ardından, kendisine söz hakkı doğduğu gerekçesi ile konuşmak istediğini belirterek, Kılıçdaroğlu'na söz hakkı verdi. Kılıçdaroğlu konuşmasında; Özgür Özel'in 'Dış Politikadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcımız yok' iddiasına yanıt vererek, "Eğer uzun yıllardır beraber çalışıyorsak ve CHP'nin bir dış politika Danışma Kurulu olduğunu bilmiyorsa bir arkadaşımız ve o dış politika kurulunda iki genel başkan yardımcımızın da yer aldığını bilmiyorsa oraya bir soru işareti koymak zorundayım. Dış politika konusunda büyük elçilik yapmış arkadaşımız uzun süre danışmanlığımı yaptı evet listeye koyduk seçilmedi. Örgüt izin vermedi. Örgütün Parti Meclisi'ne (PM) seçmediği emekli bir büyük elçiyi ben nasıl hangi gerekçe ile Merkez Yönetim Kurulu'na (MYK) taşıyacağım. Eleştiriye açığım. Benim kadar eleştiriye açık olan hiç kimse yoktur. PM'de beni eleştirenin asla sözünü kesmem ve dinlerim. Olur ya eleştiriden yararlanacağım bir şey olur mu diye. Kısaca keşke burada anlattıklarını yüzüme karşı söyleseydin" dedi.
'O ARKADAŞLAR TÜRKİYE'Yİ DEĞİŞTİREMEZLER'
Kılıçdaroğlu, Amerika'ya ve İngiltereye neden gittiğini hala Özgür Özel'in öğrenemediğini söyleyerek, "Çipin yatırımını yapacağız. Türkiye'ye teknoloji getireceğiz. Dünyanın bir numaralı üniversitesine gidiyorum, MIT'ye gidiyorum. Hala ondan haberi olmayan bir kişi varsa ve partide görev yapıyorsa beni dinlemiyor demektir. Bakınız Osmanlı Sanayi Devrimi'ni kaçırdığı için battı. Türkiye'nin teknoloji devrimini yakalaması lazım. Dünyanın en önemli hocalarıyla, en önemli üniversiteleri ile görüştüm. Ben Almanya'daki yapay zeka merkezini, 60 yıldır kurulan İngiltere'deki yapay zeka merkezini geziyorum. Bu ülkeye teknoloji devrimini getirmek için mücadele ediyorum. Ve ben bunu defalarca söylüyorum. Hala burada kısır bir politik tartışma konusu oluyorsa o arkadaşlar Türkiye'yi değiştiremezler ve dönüştüremezler. Türkiye akılla, bilgiyle, birikimle büyüyecek. Bakınız CHP'nin geliştirdiği bir kavram var. 'Yüksek Yetenek İnşası' toplumun en zeki çocuklarını devlet desteği ile yurt dışına göndermek ve o çocukların tamamını Türkiye'ye getirip Türkiye'ye hizmet eder noktaya taşımak. Siz de yüksek yetenek inşasını dahi bilmiyorsanız CHP'yi tanımıyorsunuz demektir" ifadelerini kullandı.
'DÜN NE İSEK BUGÜN DE AYNISI OLACAĞIZ'
Örgütlere gönderilen paranın tüzükte yüzde 40 ile sınırlandığını kaydeden Kılıçdaroğlu, "Biz de yüzde 40'ını gönderiyoruz. Ama ayrıca bina da alıyoruz. Peki yüzde 40'ını göndermediysek neden mali rapora hep beraber el kaldırıp 'evet' dedik. Bu partinin bütün hesapları tüzüğümüz de dahil olmak üzere denetlenir. Sayıştay tarafından denetlenir, Anayasa Mahkemesi tarafından denetlenir. Her kuruşun hesabını veririz. Dolayısıyla eleştiriye eyvallah ama eleştirinin kendi içinde tutarlı olması lazım. Dedim ki, 'Ömür boyu benim genel başkanlık yapmak gibi bir şeyim yok zaten, olamaz da buna kararı örgüt verir. Ama ben günü gelecek güçlü bir sosyal demokrat arkadaşımıza görevi devredeceğim' Daha bir ay önce İstanbul'da 2 il başkanımız devir teslim töreni yaptı, nasıl yaptı? Arkadaşlar ben de yeni seçilen bir başkana devir teslim yapmayacak mıyım? Bunun sağ ile sol ile ne ilgisi var. Elbette kurultay bir genel başkan seçecek ben de eski genel başkan olarak diyeceğim ki; 'Gel devir teslim töreni yapacağız, örgütleri çağıracağız. Orada uygar bir şekilde tokalaşacağız' Ben ona çiçek vereceğim, o bana çiçek verecek. Ne odası arkadaşlar ya ne arka kapı planları, genel başkanı seçecek olan sizlersiniz. Partinin örgütleri seçecek bizler de devir teslim töreni yapacağız uygar insanlar gibi. Bunlar uygar bir devletin gerekleridir zaten. Bunu alıp da başka yerlere çekmenin mantığı var mı? Sanki örgüt hiç yok ben tek başıma genel başkan seçiyorum. Genel Başkanı siz seçeceksiniz. Eğer olayları çarpıtarak anlatırsanız doğru değil. Genel başkan olacak kişinin olayları çarpıtmadan sizin önünüze sağ duyu ile çıkmalı. Ben Özgür kardeşimizi severim uzun süredir beraberiz. Belediye başkanı adayı oldu, milletvekili adayı oldu yeri geldi ön seçim yeri geldi merkez yoklaması. Bu arkadaşlar ile beraberdik. Bütün o eleştirileri keşke MYK'da keşke PM'de söyleselerdi. Ben de dinleseydim ve beraber mücadelemizi yapsaydık. Orada 'evet' diyeceksin, buraya gelince 'hayır' diyeceksin. Olmaz. Genel başkanlarda çifte standart olmaz. Dün ne ise bugün de aynısını olacağız" diye konuştu.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |
|
|||||
|