ATSO’da geçtiğimiz gün yapılan hararetli meclis toplantısında bir konu tartışılmış…
Daha gidilmeyen İtalya gezisi…
ATSO Meclis Üyesi Ali Yılmaz, testi kırılmadan şu sözlerle başlatmış tartışmayı…
“Geçenlerde yeni bir işyeri açtım, 14 bin TL harç ödedim ATSO’ya… Zaten matrahtan dolayı da çok para ödüyorum. Bizim verdiğimiz bu paralarla, üyelerden topladığımız aidatlarla İtalya’ya da gitmemeliyiz. İtalya’da inşaat sektörünü ilgilendiren birkaç fuar var. Eğer çok gerekliyse o gruptaki arkadaşlar gidebilirler. Bizim vizyonumuz, Polonya’ya, İtalya’ya gitmek olmamalı.”
Ali Yılmaz’ın bu sözlerine toplantı salonunda bulunan ATSO eski Başkanı Davut Çetin de birkaç cümleyle destek vermiş.
Demiş ki Davut başkan;
“İtalya gibi böyle toplu gidilen geziler fayda falan sağlamaz, sektörel konularda meclis üyeleri istedikleri yere gitsin sonuna kadar desteklerim.”
Ali Yılmaz’da, Davut Çetin’de şunu iyi bilir.
Bu tür toplu iş gezilerine biraz da kafa dağıtmak için gidilir.
İş de yapılır, aynı zamanda arkadaşlarla hoşça vakit geçirilir ve anılar biriktirilir.
Gezilere karşı olan biri değilim…
Sanıyorum onlar da değil…
Ama okey masasındaki yancıları bilirsiniz.
4 kişi oynar, bir iki kişi masa kenarına sandalyesini çekip onları izler.
Bu tür gezilerde de önemli olan oyuncu ve yancı sayılarıdır.
Yancı sayısı oyuncu sayısını geçerse o gezilerden hayır gelmez.
Sanıyorum, Ali Yılmaz bunu kastediyor ve diyor ki; “Eğer çok gerekiyorsa inşaat fuarına inşaat sektöründeki arkadaşlar gitsin”...
Doğrusu da bu…
Ve fakat;
Bizde öyle olmuyor.
Özellikle odalar, birlikler, dernekler, siad’lar, belediyelerin düzenlediği bu tür gezilerde, hani fuar veya iş bahane, gezi, tatil şahane vaziyeti ortaya çıkıyor.
Misal, Antalya Büyükşehir Belediyesi…
“Yurtdışım” geldi diyen soluğu havalimanında alıyor.
Hedefleri, şuracıktaki İtalya falan da değil, menzilleri çook uzun onların…
Büyükşehir iştiraki EKDAĞ’ın Genel Müdürü Hasan Gökçe, geçen yıl yanına yardımcısı Kenan Bartu’yu da alıp taa Amerika’ya gitmişti.
Duydum ki, yine Amerika’daymış EKDAĞ ekibi…
Maşallah…
Niye gitmişler biliyor musunuz?..
Hasan Gökçe kendi memleketi Korkuteli’ne EKDAĞ olarak sebze ve meyve kurutma entegre tesisi yaptırıyormuş.
İşte bu tesiste üretilecek ürünlerin satış ve pazarlamasına ilişkin “Küresel Satış Pazarlama ve Münhasır Tedarik Sözleşmesi” imzalamaya gitmişler Amerika’daki bir şirketle…
Vay anasına sayın seyirciler…
Gören duyan da bizim EKDAĞ’cıların, Amerika’nın Türkiye’ye bir türlü vermediği F-35’leri almaya gittiklerini sanır.
Neyse…
Onlar gider de Muhittin Böcek’in danışmanı Cem Oğuz durur mu?..
EKDAĞ’cılar Amerika’ya gidiyorsa, o da Amerika’nın rakibi Çin’e gitmeli değil mi?..
Öyle de yapıyor.
Yanına kendisi gibi gezi meraklısı bir iki büyükşehir yöneticisini alıp Çin’e topukluyor.
Bu yöneticilerden biri de Osman Sütçü…
Adamın son bir yılda dolaşmadığı yer kalmamış.
Hem de eşi ve çocuğuyla…
Hazır olun…
Son aylarda sadece ailesiyle gittiği yerleri sayıyorum…
Fransa…
İspanya…
Yunanistan…
İtalya…
Arjantin…
Avusturya…
Bunlar iş gezisi miydi, yoksa cepten para harcanarak gidilen geziler miydi bilmiyorum...
Ama hepsi de, bir kere de değil, ayrı zamanlarda gidilen yerler…
Bu zat-ı muhtereminTürkiye’nin değişik turistik beldelerindeki ailecek yaptığı tatillerini, İstanbul’da gittiği derbi maçlarını saymıyorum bile…
Ve tabi şimdi de Cem Oğuz ile birlikte Çin’de…
Yine eşiyle…
Şimdi sıkı durun…
Gezi sponsoru, büyükşehire iş yapan bir Alman firması…
Yani paralar Alman şirketten…
Gittikleri yer Antalya’dan 6 bin 400 km uzaklıktaki Çin…
Peki, kaç günlüğüne gidiyorlar tahmin edin bakayım?..
1 gün, 2 gün, 3 gün, 4 gün, 5 gün, 6 gün, 7 gün, 8 gün, 9 gün, 10 gün, 11 gün, 12 gün, 13 gün…
Evet, tam 13 günlüğüne…
Bana gelen bilgi Muhittin Böcek’in bu işe çok kızdığı yönünde…
Hatta, Böcek’e 2 günlüğüne gidiyoruz demişler, sonradan 13 güne çıkmış nasıl oluyorsa gezi…
Bu 13 günde nasıl bir tecrübe ile dönecekler oradan çok merak ediyorum.
Sosyal medyadan paylaştıkları fotoğraflardan anlıyorum ki Çin Seddi’ni de gezmişler…
Antalya’daki falezlerin ışıklandırmasını eline yüzüne bulaştıran Cem Oğuz, büyük ihtimal, bu Çin Seddi’nin ledlerle nasıl ışıklandırdığını inceliyordur.
Diğeri ise eşiyle musmutlu pozlar vermiş, ne Antalya, ne dünya umurunda değil…
Döndüklerinde bir basın toplantısıyla, hizmet etmekle yükümlü oldukları Antalya halkını aydınlatırlarsa sevinirim.
Söz, gazeteci arkadaşlarıma rica eder, ‘Sorularınızla sıkıştırmayın’ derim, rahat rahat anlatırsınız.
Biz de ‘Ballı gezi’ nasıl olur, öğrenmiş oluruz.
Hadi size, “让我们度过一个愉快的假期吧 “dilerim.
Aman, yazı bozuk çıkmış diye meraklanmayın Çince yazdım.
Dedim ki; Hadi size iyi tatiller…
Yoksa, iyi çalışmalar mı dileseydim…
Kıssadan hisse;
Antalya’nın derdiyle dertlenmesi gereken bir bürokrat veya bir siyasi nasıl olur da 13 gün kentten uzak kalabilir?..
Gezi sponsoru, belediyeye iş yapan bir şirketse, konu üretim alanlarını incelemek ise bu resmi bir iş gezisidir?..
Bu iş gezisiyse eşin, çoluk çocuğun oralarda ne işi var?..
Bunlara kim, niçin ve nasıl izin verir, nasıl göz yumar?..
Bu bürokratların başındaki hanımefendi de Antalya’da sel afeti yaşanırken, kardeş kent kutlamaları için Almanya’ya geziye gitmemiş miydi?..
Demek ki, balık baştan kokmuş…
Sayın başkan…
Geçenlerde 3-5 daire başkanını görevden almış, yerine yenilerini atamıştınız ya…
Hazır eliniz değmişken, şu yurtdışıdakilere de bir sürpriz mi yapsanız ne?..
YAZIDAN SONRA...
Bu arada, yazıya mini bir ekleme yapayım…
Yazıyı siteye koyar koymaz, telefonlar birbiri ardına geldi.
Şunu niye yazmadın, o da yurtdışında, şu da epeydir şu ülkede diye…
Büyükşehir maşallah Dışişleri Bakanlığı ile yarışıyor.
Çin’e gidenler arasında Cem Oğuz ve Osman Sütçü’nün dışında Ümit Daban’da varmış.
Kim bu diye sordum beni arayan vatandaşa, “Asıl elebaşı o” dedi…
Herhalde geziyi organize eden anlamında söyledi.
Ümit Daban, ASAT Genel Müdür Yardımcısıymış…
Sütçü’de ASAT’ta Su Şebeke ve Arıtma Tesisleri Daire Başkanlığı’nda görevli mühendismiş…
Danışman Cem Oğuz’un da ASAT yönetim kurulunda olduğunu öğrendim.
Anlaşılan bu üçlü, ASAT’ı topluca terkedip 13 gün ortadan kaybolmuşlar.
Osman Sütçü, yazı yayınlanır yayınlanmaz, Çin’den mesaj göndermiş bana…
Yukarıda saydığım ülkelere kendi parasıyla gitmiş…
Çin’e ise görevlendirmeymiş…
İşte, ben de onu soruyorum.
Madem Çin’e görevlendirme ile gittiniz, eşinizin orada ne işi var?..
Onun masraflarını kim ödüyor ?..
Dedim ya Antalya Büyükşehir, Dışişleri Bakanlığı’nı geçmiş diye…
Muhittin Böcek’in Cem Oğuz’dan sonraki ikinci danışmanı Lokman Atasoy’da İsviçre’deymiş…
O da sosyal medyasından bol bol Alp Dağları’nın fotoğraflarını paylaşmış.
Ne diyeyim, bol bol oksijen alın ki, zihniniz açılsın, gelince bundan sonra güzel işlere imza atarsınız inşallah…
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|