Romalılardan bugüne kadar uygulanan ve son dönemlerde 5 yıldızlı oteller bünyesinde yaygınlaşan SPA merkezleri için 'İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmelik'te değişiklik yapıldı ve 25 Temmuz 2010'da Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. 20 bin kişinin istihdam edildiği ve 500 milyon dolarlık ciroya sahip SPA sektörüne yönelik değişiklikleri 25 Temmuz 2011 tarihine kadar yerine getirmeyen işletmeler, kapısına kilit vurulma tehlikesiyle karşı karşıya.
Türkiye Masaj Enstitüsü Başkanı Sertaç Ak, yönetmeliğin yayınlanmasıyla sektörün ilk başlarda bir kaos ortamına sürüklendiğini söyledi. Yönetmelikte öngörülen fiziki koşullara ve çalışanların belgelendirilmesine ilişkin düzenlemelerin ciddi bir travma yarattığını kaydeden Ak, "SPA sektörü çok bakir ve söze dayalı bir sektör. Yaşanan kaos sırasında ciddi bir bilgi kirliliği yaşandı. Herkes bu durumdan kendi menfaatleri doğrultusunda yararlanmaya çalıştı. Sözler, vaatler ve sertifikalar havada uçuştu" diye konuştu.
Sertaç Ak, yönetmeliğin ardından birkaç istisna hariç, sektörde hiçbir şeyin değişmediğini belirterek, "Kim, neyi, nasıl denetleyecek? Ne olacak? Bu konu hakkında bizim de açıkçası bir fikrimiz yok" dedi.
Bu tip olayların yaşandığı bir yılın ardından nasıl bir tablonun ortaya çıkacağını sürecin göstereceğini kaydeden Ak, yönetmelikte öngörülen fiziki düzenlemelerin tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmesi imkansız olduğunu söyledi. İşletmelerin fiziki koşullarının yönetmelik öncesi nasılsa şimdi de öyle olduğunu kaydeden Türkiye Masaj Enstitüsü Başkanı Sertaç Ak, SPA merkezleri ve masaj salonlarında çok az sayıda istisna hariç hiçbir şeyin değişmediğini rahatlıkla söyleyebileceğini kaydetti.
Yönetmeliğe uyum için belirlenen bir yıl içinde asıl zaafiyetin çalışanların belgelendirilmesi konusunda yaşandığını belirten Ak, yönetmeliğin yayınlandığı 25 Temmuz 2010'dan bugüne gelen kadar yaşananlarını şöyle anlattı:
"Milli Eğitim Bakanlığı sertifikasının zorunlu koşulmasının amacı, hizmeti sunan çalışanların belli bir eğitimi almalarını sağlamaktı. Fakat maalesef gerçekleşen bu olmadı. Belgelendirme süreci bir eğitim konusu olması gerekiyorken, bir ticaret konusu oldu. Usulsüzlükler çığrından çıktı. Yönetmelik yayın tarihinden sonra ciddi bir arz doğdu ve söz konusu sertifikalar bir gün dahi eğitim almadan para karşılığında satın alınabilir hale geldi. Daha açık bir şekilde ifade etmemiz gerekirse devletin yasal belgesi rüşvet karşılığında satılmaya başlandı. Promosyon yapanları bile gördük. Bu ve benzeri usulsüzlükler artık sıradan bir durum haline geldi."
Emre BAYLAN/ ANTALYA, (DHA)