MERSİN'de 2 hafta önce ortadan kaybolan Nihal Erdem Anadolu Ticaret Meslek Lisesi İletişim Gazetecilik Bölümü 10'ncu sınıf öğrencisi 16 yaşındaki Buse Y. ile aynı bölümün 11'nci sınıf öğrencisi 17 yaşındaki Fevziye O.'nın bulunması için Mersin Emniyet Müdürlüğü özel ekip oluşturdu. Kızların kiralık ev sorduğu mahallelerde arama çalışması yoğunlaştırıldı.
Geçen 14 Kasım'da fotoğrafçılık kursuna katılacaklarını söyleyerek evlerinden çıkan Buse Y. ve Fevziye O.'dan bir daha haber alınamadı. Genç kızların aileleri, çevrede ve gidebilecekleri yerlerde yaptıkları aramalardan sonuç alamayınca, cep telefonlarına da ulaşılamayan kızları için Cumhuriyet Polis Merkezi'ne giderek kayıp başvurusunda bulundu. Ancak kızlara ulaşılamadı. Mersin Emniyet Müdürlüğü 2 genç kızın bulunması için tüm İl Emniyet Müdürlükleri'ne yazı gönderip özel ekip oluşturdu. Özel ekibin yaptığı çalışma sonucu kızların Mersin'in merkez Cumhuriyet ve Pirireis mahallelerinde emlakçılarla kiralık ev konusunda görüştükleri bilgisine ulaştı. Polis, söz konusu mahallelerde liseli kızları bulmak için çalışmalarını yoğunlaştırdı.
AİLELER PERİŞAN OLDU
Arkadaşlarına veda mektubu bırakarak kayıplara karışan Fevziye O'nun ev kadını annesi İlknur O., gözyaşları içinde kızına evine dönmesi için çağrıda bulundu. Tek çocukları olan Fevziye ile aralarında her hangi bir sorun olmadığını anlatan İlknur O. şunları söyledi:
"Kızım ile çok samimi olan Buse ile kayboldukları pazar günü birlikte kahvaltı yaptık. Öğle saatlerinde fotoğrafçılık kursuna gideceklerini söyleyerek birlikte çıktılar. Aynı gün saat 15.30'dan sonra kendisine telefonla ulaşamayınca paniğe girdim. Aramadığımız gitmediğimiz yer kalmadı, daha sonra Buse'nin de yok olduğunu öğrendim. Neden böyle bir şey yaptığını bilmiyorum. Her kafadan bir ses çıkıyor, kime inanacağımızı şaşırdık. Çocuklarımızın başına kötü bir olay gelmesinden çok korkuyoruz."
'KAÇACAKLARINA İNANAMADIM'
Lise öğrencisi Fevziye O'nun mektup bıraktığı Ticaret Bölümü öğrencisi arkadaşı T.C. de şöyle dedi:
"Kaçmalarından 3 gün önce derse giriyordum. Yanıma geldiler, 'Sana bir şey söylememiz gerekiyor' dediler. Fevziye elime bir mektup verdi. 'Bunu pazar günü saat 02.30'dan önce okuma' dedi. Ancak sınıfa girince merak edip okudum. Evlerinden kaçacaklarını anlatan bir veda yazısıydı. Teneffüste yanlarına gidip, 'Bunlar ne oluyor Fevziye dedim? Bana kızdı, 'İşime karışma' dedi. Ben de 'Nereye gideceksin' dedim, 'saat 02.30'da Antalya'ya bilet aldım' dedi. Ben 'Bileti görmeden inanmam, şaka yapıyorsunuz, yalan söylüyorsunuz' dedim. Tartıştık, kavga ettik. 'Hiçbir yere gitmeyeceksiniz' dedim. Bunun üzerine 'Tamam söz veriyoruz gitmeyeceğiz' dediler. Ben de inandım, güvendim, gitmeyeceklerini düşündüm. Onun içinde kimseye bir şey söylemedim. Mektubu tek bana verdiklerini düşündüm. Ancak tüm yakın arkadaşlarına mektup verip, helallik isteyip gideceklerini söylemişler. Nereye gidecekleri konusunda hiç bir fikrim yok."
Ali Ekber ŞEN- Mustafa ERCAN / MERSİN, (DHA) -