Bir deri mağazasında mankenlik yapan evli ve 1 çocuk annesi Burcu Çağlayan, 24 Temmuz 2010 tarihinde erkek arkadaşı İbrahim Tokgöz'ün, Fener Mahallesi 1964 Sokak Akanay Sitesi 5'inci kattaki dairesinden, zemindeki elektronik mağazasının terasına düşerek yaşamını yitirdi. Çağlayan'ın kanında 0.74 promil alkol tespit edildi. Sol kolunda 'İbo' yazılı dövme bulunan Çağlayan'ın, erkek arkadaşı İbrahim Tokgöz'ü başka kadınlardan kıskandığı için intihar ettiği ileri sürüldü. Olaydan sonra tutuklanan İbrahim Tokgöz, ifadesinde Burcu Çağlayan'ın intihar ettiğini söyledi. Tokgöz daha sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
BALKONDAN ATILDIĞI İDDİASI
Cumhuriyet savcılığının yaptığı araştırmada Burcu Çağlayan'ın balkondan atıldığı kanaatine varılması üzerine İbrahim Tokgöz hakkında 'kasten adam öldürme', üst kattaki dairede kalan komşusu, aynı zamanda yakın arkadaşı Murat Ergüç hakkında ise 'kasten adam öldürmeye yardım etme' suçlamasıyla ömür boyu hapis cezası istemiyle dava açıldı. İfadesi alınıp serbest bırakılan İbrahim Tokgöz hakkında yakalama kararı çıkarıldı. Tokgöz, aradan geçen süreye rağmen bulunamadı.
Olay tarihinde askerde olan Burcu Çağlayan'ın eşi ile Finike'deki ailesi de olayın cinayet olduğunu iddia etti. Ulusal Kriminal Büro tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda, Burcu Çağlayan'ın cesedinin, intihar için atlayan birinin bulunması gereken yerde olmadığı belirtildi.
Burcu Çağlayan'ın ölümünün cinayet olmadığını iddia eden Tokgöz'ün avukatlarının talebi üzerine mahkeme, İstanbul Birinci Adli Tıp Kurulu'ndan rapor düzenlemesini istedi. Talep üzerine rapor hazırlayan Adli Tıp Kurulu, Burcu Çağlayan'ın ölümünün yüksekten düşmeden kaynaklandığını bildirdi. Çağlayan'ın yüksekten düşme dışında travmaya maruz kaldığına dair bir bulgu bulunmadığına dikkat çekilen raporda, "Yüksekten düşme olayının kişinin kendi iradesiyle mi yoksa bir başkasının etkisiyle mi olduğu tıbben tespit edilememiştir. Olayın adli tahkikatla aydınlatılmasının uygun olduğu oy birliğiyle mütalaa olunur" denildi.
Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada Burcu Çağlayan'ın ölümünün düşme, itme, atma veya serbest düşme sonucu gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesi için ayrı ayrı bilgisayar animasyonları hazırlanarak oluşturulan bilirkişi raporu tamamlandı. Ankara 12'nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından belirlenen bilirkişinin hazırladığı rapor, davanın görüldüğü 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi.
Raporda, Çağlayan'ın 'düşmeyle sonuçlanan ölüm' eyleminde dosya içeriğinde bulunan olay yeri fiziki bilgileri, elde edilen deliller, fotoğraf ve video kayıtları ile tanık ifadelerinin incelendiği kaydedildi. Üç bilirkişinin imzasıyla 21 Ekim'de mahkemeye gönderilen raporda olay tarihinde Burcu Çağlayan'ın 1.73 boyunda ve 75 kilo civarında olduğu belirtildi.
Fener Mahallesi Fener Caddesi'ndeki apartmanın 5'inci katındaki 11 numaralı dairenin balkonundan düşen Burcu Çağlayan'ın cesedinin binanın dış duvarına 150 santimetre mesafede olduğu belirtilen raporda, otopsi raporundaki bulgulara da yer verildi.
KANINDA ALKOL TESPİT EDİLDİ
Raporda, Çağlayan'ın her iki kulak içinde kanama, yüzün sol yarısında menekşe mor ekimoz, kaş dış ucunda künt travmatik yara ile bu yaranın altında ekimoz, sağ yanakta yüzeysel sıyrık, sağ dirsekte kesik, sol el bileğinde kesikli parçalı kırık, sol kolun üstünde ekimozlar, sol kol üstünde parçalı kırık kesikleri, sol kalça kemiği üstünde parçalı kemik kırıkları, pelvis kemiklerinde kıkır, sol baldırda kesik, sol ön kol içinde 'İbo' yazılı dövme, kafatasında çökme gibi bulguların yer aldığı ve kanında da 0,74 promil etil alkol olduğu belirtildi.
El tırnak parçalarında yabancı bir kişiye ait DNA profilinin bulunmadığının belirtildiği raporda, Burcu Çağlayan'ın yüksekten düşme sonucu öldüğü tespitine yer verildi. Düşülen nokta, kişinin havadayken yaptığı bedensel hareketler, düşmenin yönü ve rüzgar gibi meteorolojik koşulların da dikkate alındığı raporda, balkon parmaklarında parmak izi bulunmadığı için olayın sarkma şeklinde de olduğuna dair bir delil bulunmadığı belirtildi.
İTİLME İHTİMALİ
Burcu Çağlayan'ın balkondan itildiğine dair ihtimalle ilgili raporda şu ifadelere yer verildi:
"Bu pozisyonda bir kişinin kendini kurtarmak için çığlık atması ve tepki göstermesi beklenir. Burcu Çağlayan düşerken çığlık attığını söyleyen tek kişi İbrahim Tokgöz'dür. Diğer tanıklar bir kadın çığlığı duymadıkları gibi 'pat' diye bir ses duyduklarını beyan etmişlerdir. Tanıklar, Burcu Çağlayan düşmeden 10-15 dakika kadar önce 'polis, imdat' şeklinde bayan çığlıkları duyduklarını beyan etmişlerdir. Burcu Çağlayan'ın tırnakları arasında İbrahim Tokgöz'e ait DNA tespiti yoktur. Burcu Çağlayan'ın düşme sırasında çığlığının duyulmaması, çığlık atmaması, yarı baygın, sersem bir halde olabileceği şeklinde değerlendirilebilir."
Burcu Çağlayan'ın dengesini kaybedip düşme ihtimalinde balkon korkuluğunda çok net tariflenebilir bir iz olma olasılığının düşük olduğu belirtilen raporda, Burcu Çağlayan'ın düştüğü nokta, düşmenin başladığı noktanın izdüşümünde olduğu belirtildi. Raporda, Burcu Çağlayan'ın düşme eylemi sırasında hareketsizliği, ileri doğru hamle yapmadan ve havada hareket yönünü değiştirecek çırpınma, takla atma gibi aşırı tepki vermeden düştüğü sonucuna varıldı. Bilirkişi raporunda, serbest düşme, balkon korkuluğundan tutunup sarkarak kendini bırakması, bir kişi tarafından balkondan sarkıtılarak bırakılması ve balkonda geri geri giderken dengeyi kaybederek korkuluklardan düşme şeklinde olabileceği belirtildi. Serbest düşme şekillerine ait animasyonları da rapora ekleyen bilirkişi takdirin mahkemeye ait ol
Mustafa KOZAK/ANTALYA (DHA)