Geçen yıl…
Emel Sayın…
Mustafa Ceceli…
Ebru Gündeş…
Bu yıl…
Yalın…
Ajda Pekkan…
Bülent Ersoy…
Her biri star…
Her biri birbirinden merdane…
Her biri tek başına müzik dünyasının birer lokomotifi…
Şimdi bunları niye yazdım?..
Bu sanatçılardan Emel Sayın, Mustafa Ceceli, Ebru Gündeş 2018’de Alanya’ya geldiler, birer gün arayla konser verdiler…
Alanya Uluslararası Turizm ve Sanat Festivali adı altında düzenlenen bu konserleri organize eden ise ilçe belediyesi…
Bu yıl ise festivalin kadrosunda Yalın, Ajda Pekkan, Bülent Ersoy vardı Alanya’da…
Hepsi de tek bir festival için geldiler, birer gün arayla konser verip gittiler…
Bu sanatçıların kaşesi, yani bir konser için aldıkları paralar inanılmaz…
Bülent Ersoy’un menajerinin konser başına istediği para 115 bin TL… Bu paranın vergisi, 14 kişinin ulaşımı, konaklaması, yemesi, içmesi, ses, ışık, teknik ekibi de dahil maliyet 200 bin TL’den aşağı değil…
Ajda Pekkan’ın sadece kaşesi 200 bin TL… Varın gerisini siz hesaplayın…
Antalya’da ilçe belediyelerinin bu tür organizasyonlar için harcadıkları paraları duysanız şaşarsınız…
Birbirleriyle kıyasıya yarışıyorlar…
İlçenin biri Emel Sayın’ı mı getirdi, diğeri de getiriyor ama üzerine Ajda Pekkan’ı da ekliyor… Öbür belediye ikisini de çağırıyor üzerine Bülent Ersoy’u ekliyor.
Çoğu belediyelerin kültür müdürlükleri, konser organizasyon firmaları gibi çalışıyor.
Asli işlerini bir kenara bırakıp sanatçı peşinde koşturuyorlar.
Yol asfaltlanacak para yok…
Kaldırım yapılacak bütçesi bitti…
Park yapılacak seneye inşallah…
İş, aş, istihdam hak getire…
Varsa yoksa konser, festival, şenlik, cümbüş…
Tüm ilçe belediye başkanlarına sesleniyorum; birbirlerinizle yarışacaksanız asli işlerinizle yarışın…
Bakın daha seçimden yeni çıktınız…
Memleketin durumu ortada…
Çoğunuzun belediyesi borç batağında…
Bazılarınız çalışanın maaşını ödeyemiyorsunuz, bazılarınızın kapısına haciz memurları dayanıyor.
Yok, festivali Kültür ve Turizm Bakanlığı destekliyor.
Yok, bu sanatçıların paralarını turizmciler veriyor, işadamları karşılıyor demeyin bana…
Elin parasıyla çalgı, çengi işi olmaz, kimseye de gebe kalınmaz…
Gün gelir o turizmci, işadamı kapınıza dayanır sizden ‘Minik’ bir ricada bulunabilir.
Benden söylemesi…
Yeri gelmişken ‘Mini’ bir rica da benden… Valilik veya büyükşehir, bu festival, çalgı, çengi işlerine bir el atsın… Bütçeleri gözden geçirilsin… Yöresel ve geleneksel olanlara ‘Eyvallah’ denilsin… Milli bayramları daha büyük, daha görkemli kutlayalım ama festival yapmış olmak için festival yapanlara da dur diyelim…
Alanya’daki bu uluslararası turizm festivalinde Bülent Ersoy’un konser vermesinin amacını ve turizme katkısını da biri bana lütfen anlatsın…
- -
DÖNEKLİK ÜZERİNE…
Bazıları ana avrat küfür eder, ‘Ne güzel de küfrediyor. Gerçekten küfür yakışıyor abime’ derler…
Gülerler, sırtını sıvazlarlar…
Bazıları küfürcük eder, millet hakkında demediğini bırakmaz, ‘Oldu mu abi şimdi?.. Yakıştı mı sana?..’ diye serzenişte bulunurlar.
Kızarlar, uzaklaşırlar…
Aynı küfürü Ahmet ederse canım ciğerim, Mehmet ederse küfürbazın teki olur…
Döneklikte de öyledir…
Kimileri sağdan sola, soldan da birden en sağa kırar direksiyonu, milliyetçiliğin en derinliklerine yolculuk eder, bir süre sonra muhafazakar partilere evrilir. Aradan zaman geçer, bir de bakmışsınız en hızlı komünist olmuştur abimiz… Hepsi de çevresi ve tanıyanlar tarafından hoş görülür.
Alkışlanırlar bile…
Kimileri vardır… Misal solcudur, diğer sol partiye meyil eder… Adamın ne dönekliği kalır, ne satılmışlığı…
Döneklik bile adamına göredir bizim buralarda…
Bazı insanlara yakışır, bazı insanlarda sırıtır.
Dönekliğin de mevsimleri, dönemleri vardır.
Dönekliğin tohumları genellikle seçim öncesi ekilir, seçim sathında bol bol sulanır, seçim sonrası da meyvesi toplanır.
Şu sıralar bazı dönekler için meyve toplama zamanıdır.
Dönekliğin son kullanım tarihini ise toplanan meyvenin cinsi, büyüklüğü, tadı belirler. Toplanan meyveler kasaları dolduruyorsa, döneklik bir dahaki seçime kadar kalıcı hale gelebilir.
Bazıları vardır, döndükleri yola hemen dönerler…
Çünkü ona meyve kalmamıştır. Veya azdır payına düşen… Umduğu meyveyi alamamıştır. Muz beklerken bir üzüm tanesi düşmüştür payına… Bu durumda döneğin geldiği yere dönmek için çabalaması dönekliğin ‘Kıvırma’ halidir.
Bu döneklik sadece siyasette olmaz…
Her meslekte bu tür dönekler vardır, var olmaya devam edecektir.
Çevrenize bir bakın…
Mutlaka bir dönek görürsünüz…
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |
|
|||||
|