Kendisi kilo verirken nakil için minik kızına da kilo aldırmaya çalışan Baykal, "Kadın doğum uzmanı olmama rağmen oldukça kilo almıştım. Zayıflayamasaydım, İnci'ye karaciğerimi veremeyecektim. Kilo veremeseydim kendimi affetmezdim. O yüzden elimden geleni yapmış olmanın huzur ve mutluluğu var" dedi.
Antalya’da özel bir hastanede Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı olarak çalışan Bahar Baykal ile bir özel şirkette yönetici olan eşi Kerim Baykal’ın (38) minik kızları İnci, 19 Mayıs 2013 günü dünyaya geldi. Annenin hamileliğinin 5’inci ayında çekilen ultrasonda İnci bebeğin sağlığıyla ilgili soru işaretleri çıksa da anlamlı bir sonuca varılamadı. Sağlıklı bir hamilelik döneminin ardından İnci bebek doğdu.
SARARIP SOLDU
Ancak bebek İnci sarardı, sarılığı geçmek bilmedi, kan değerleri yükseldi. Ultrasonda anlam verilemeyen şüphelerin arkasından 'bilier atrezi' denilen doğuştan safra kanalları tıkanıklığı olduğu ortaya çıktı. Tetikte bekleyen çift, soluğu Hacettepe Üniversitesi Hastanesi’nde aldı. İnci bebeğe henüz 45 günlükken 'kazai' denilen operasyon yapıldı, geçici de olsa safranın vücuttan atılımı sağlandı. Bu ameliyatla bebeğin yaşam süresinin uzatılması, bu arada da kilo almasının sağlanması amaçlandı. Doktorlar bebeğin karaciğer nakli olması gerektiğini söyledi. Kadavra bebekten organ bağışı şansı çok düşüktü. Anne ve baba verici olmak istedi. Kan grubu uyan anne oldu. Bu kez doktor annenin hamilelikte alıp doğum sonrası veremediği fazla kiloları sorun olarak karşılarına çıktı.
KENDİSİ KİLO VERDİ, BEBEĞİNE KİLO ALDIRDI
Doğum sonrası 90 kiloyu geçen anne Baykal’ın kızı için ciddi bir sınav vermesi gerekecekti. Hem kilo verecek, aynı süreçte de minik kızını ameliyata girecek kiloya ulaştırma çalışacaktı. O zayıflayacak, kızı kilo alacaktı. Nitekim anne Baykal en az 20 kilo vermesi gereken bir diyet ve spor programına start verirken, minik kızına da kilo aldıracak özel diyet başlatıldı. Anne Baykal 6 ayda 20 kilodan fazla verdi, 3 bin 800 gram doğan, ameliyatın ardından kilo kaybeden İnci bebek de 8 kiloya çıktı. Donör anne Bahar Baykal ile minik kızı İnci, nakil için Antalya’dan İzmir’deki Kent Hastanesi’ne yattı. Anne ve bebeği, geçen 8 Ocak’ta Doç. Dr. Murat Kılıç ve Doç. Dr. Murat Zeytunlu başkanlığındaki, Prof. Dr. Çiğdem Arıkan, Prof. Dr. Mehmet Alper, Opr. Cahit Yılmaz, Opr. Dr. Zafer Önen, Opr. Dr. Rasim Farajov ve Dr. Onur Duygu’dan oluşan ekip tarafından nakil operasyonuna alındı. Nakil başarıyla gerçekleştirildi.
DUYGULARINI ANLATTI
Başarılı geçen operasyonun ardından yoğun bakım süreçlerini de atlatan anne-kız yeniden servisteki odalarında bir araya geldi. Baba Kerim Baykal, nakil operasyonun ardından hem eşine hem kızına kavuşmanın mutluluğunu yaşarken, evladı için çok büyük bir mücadeleye giren doktor anne duygularını şöyle dile getirdi:
"Ben kilo verirken, kızımın da kilo alması gerekiyordu. Ama kilo aldırmak çok zordu. Bizi Antalya'da takip eden doktor, bu konuda çok yardımcı oldu. Sürekli mamaların kalorisini artırmak, sürekli yemek yedirmek için uğraştık. Zor ve sıkıntılı bir dönemdi. Çok şükür 8 kiloya kadar getirebildik. Ben kadın doğum uzmanı olmama rağmen oldukça kilo almıştım. 90 kilonun üzerindeydim. Karaciğerimde yağlanma vardı, bu donör olmama engeldi. Zayıflamasaydım eğer İnci'ye karaciğerimi veremeyecektim. Spor, diyet yaparak en az 20 kilo verdim. Benim ameliyatım 4, İnci’ninki 6 saat sürdü. Çok başarılı bir nakil operasyonu geçirdik. Bu hastalığın tam ve kesin tedavisi karaciğer nakli. Karaciğer nakli olmadığı zaman bu çocuklar kaybediliyor. Kadavra şansları da yok denecek kadar düşük. Canlı verici gerekiyor. İnci şimdi yatağında bizlerle oynuyor, gülücükler atıyor. Ufak tefek sorunlarımız var ama aşabileceğimize inanıyorum. Mutluyum, huzurluyum. Kilo veremeseydim kendimi affetmezdim. O yüzden elimden geleni yapmış olmanın huzur ve mutluluğu var. Organ nakliyle, yüzde yüz ölümle sonuçlanacak bir hastalığı, inşallah hayat boyu, uzun bir ömür sahibi olabilecek şekilde değiştirmek mümkün."