Antalya'da geçen yıl, özel hastanede geçirdiği bir dizi ameliyatın ardından sevk edildiği bir başka hastanede 1 Aralık'ta yaşamını yitiren 3 aylık İzzet Emre Tunçer bebeğin ölümüyle ilgili ailenin açtığı 1 milyon liralık tazminat davasının görülmesine devam edildi. Antalya 3'üncü Tüketici Mahkemesi'nde görülen davanın üçüncü duruşmasında İzzet Emre Tunçer'in babası Mehmet Tunçer, annesi Derya Tunçer ile tarafların avukatları hazır bulundu. Duruşmada bebeğe yanlış kan verildiği iddia edilen dönemde hastanede doğum yapan bir anne ile hasta yakınları tanık olarak dinlendi.
'ANNEYİ SÜREKLİ AZARLIYORLARDI'
Tanıklardan Ayşe Yöntem, geçen yıl 2 Ekim tarihinde Emre Tunçer'in dünyaya geldiği hastanede kendisinin de doğum yaptığını söyledi. Kendi bebeğinin de Emre Tunçer gibi yoğun bakımda tedaviye alındığını belirten Ayşe Yöntem şunları anlattı:
"Ben 3 Ekim'de bebeğime yoğun bakımda süt vermeye gittiğimde davacılarla karşılaştım. Doktorlar, İzzet Emre Tunçer'in annesiyle babasına bebekten ümitlerini kesmeleri gerektiğini söylüyordu. 'Hastaneye gelmenize gerek yok. Gece 3'te bile olsa bebek vefat ettiğinde biz size haber veririz' diyorlardı. Çok acımasızca konuşuyorlardı. Aile bebeklerini kurtarabilmek için bir ümit arıyordu. Çocuğun bir ayağı kangren olmuştu. Kesileceği söylendi. Çocuğun kan grubu 0 Rh negatifmiş. Buna rağmen A grubu kan vermişler. Doktorlar önce bu hususu kabul etmedi. Sonra 'Verdik. reaksiyon gösterince bir daha vermedik' dediler."
Ayşe Yöntem, daha sonra ailenin bebeği İstanbul'a götürdüğünü söyledi.
'A GRUBU KAN İSTEDİLER'
Olay tarihinde bir yakınını ziyaret için hastaneye gittiğini belirten tanık Sinem Kurşun ise kendisinin İzzet Tunçer bebek için bizzat A grubu kan aradığını söyledi. Sinem Kurşun şöyle konuştu:
"Ben 18 Eylül 2015 tarihinde ilik nakli olacak bir çocuğu ziyarete gitmiştim. Bu sırada yeni doğum yapan Derya Tunçer ile karşılaştım. Bebeğinin ameliyat olması gerektiğini, bunun için A grubu kan ihtiyaçları olduğunu söylemişti. Ben de fecebook'tan bu bebek için ilan verdim. İki arkadaşım geldi. Birinin kan değeri düşük olduğu için kan alınamadı. Diğeri verdi. Benim kan grubum ise tutmuyordu. Ben de kan grubum B olmasına rağmen verip bunun A grubu kan ile değiştirilmesini istedim. Bu kabul edildi. Ben de verdim. Ama bebeğin kan grubu A değilmiş."
'BEBEĞİN ÖLECEĞİNİ KAFALARINA KOYMUŞLARDI'
Hastanedeki doktorların aileyle de bebekle de ilgilenmediğini öne süren Sinem Kurşun sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bebeğin öleceğini kafalarına koymuşlardı. 'Başka bir şey yapılamaz' düşüncesindeydiler. Bebeğe anneden hiç süt de vermemişlerdi. Bunun nedenini bir hemşireye sorduğumda beni de terslemişti. Aile kendi imkanlarıyla bebeği İstanbul'a sevk ettirdi. İstanbul'a gidince bebeğe hemen anneden süt istediler. Buradan anlaşılıyor ki çocuğu Antalya'da beslememişlerdedi."
Olay tarihinde oğlu yoğun bakımda tedavi gören Ömer Yavuz da, Tunçer bebek için A grubu kan arandığını söyledi. Hatta kendisinin kan grubu da aynı olduğu için vermek istediğini ancak tansiyon sorunu çıktığı için veremediğini anlatan Ömer Yavuz, yoğun bakıma her gittiğinde Tunçer bebeğin durumunu daha da kötüleşmiş gördüğünü söyledi. Doktorların ise aileyi azarladığını iddia eden Yavuz, diğer hasta yakınlarına da iyi davranılmadığını öne sürdü.
O dönemde kendi bebeğinin de yoğun bakımda olduğunu söyleyen tanık Serkan Yöntem ise yoğun bakımın önünde karşılaştığı aileye bebeklerinin öleceğinin söylendiğini anlattı. Duruşmada hastanenin avukatı Gözde Öncü, aleyhte tanık beyanlarını kabul etmediklerini söyledi.
ÖZEL GÜVENLİKÇİLER DIŞARIYA ATTI
Anne Derya Tunçer ise bebeğinin durumunu sormak için gittiği yoğun bakımda çağrılan özel güvenlikçiler tarafından dışarı atıldığını ileri sürdü. Anne Tunçer, "Bana çocuğum ameliyat olduktan sonra 48 saati atlatırsa yaşama ihtimali var demişlerdi. Ben 48 saat bekleyemedim. Hastaneye gittim. Çocuğumun durumunu sordum. Bunu dahi söylemediler. Güvenlik çağırıp bizi dışarı attırdılar" dedi.
Duruşma eksikliklerin giderilmesi için ertelendi.
Duruşma çıkışı ailenin avukatı Fırat Kılıç, yaşanan olayları tanıkların bütün çıplaklığıyla anlattığını söyledi. Tanıklar da vicdani olarak duruşmaya gelip şahitlik yaptıklarını belirtti. Anne Derya ile baba Mehmet Tunçer ise adaletin yerini bulmasını istediklerini kaydetti.
Mustafa KOZAK/ANTALYA, (DHA)