Antalya Sanayici ve İşadamları Derneği, salı akşamı Hilde Side Su Otel’de CHP eski Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal’ı konuk etti. Toplantıya, Antalya Milletvekili Osman Kaptan, Muratpaşa Belediye Başkanı Süleyman Evcilmen, Konyaaltı Belediye Başkanı Muhittin Böcek ve CHP Antalya İl Başkanı Özer Ülken ile katılan Baykal, yemekten sonra, ANSİAD’a yeni üye olan işadamlarına rozet taktı. Deniz Baykal, “Seçime Doğru CHP ve Politikaları” konusunda işadamlarına seslendi.
Önümüzdeki seçimlerin, Türkiye’de demokrasi tartışmasını tekrar gündeme getirdiğini belirten Deniz Baykal, bugün Türkiye’de sağlıklı bir demokrasi sözünden bahsetme olanağının giderek azaldığını kaydetti. Demokrasi sözünün en çok söylendiği ve hatta ‘ileri demokrasi’ sözünün icat edildiği bir dönemde olunduğunu belirten Baykal, ”Bu dahi Türkiye’de demokrasi probleminin olduğunu gösteriyor. Demokrasiye nitelik vermeye, sıfatlarla takviye etmeye kalkıştıkça, aslında bir şeyi gizlemeye çalışıyorsunuzdur demektir. Demokrasi yeterince güçlü, içeriği oturmuş bir kelimedir. Ama siz demokrasiyi yeterince güçlü saymıyor, ‘ileri demokrasi’ diyorsanız, sizin demokrasiyle ilgili bir probleminiz var demektir. O nedenle Türkiye’de, bugün insanlar ileri değil, gerçek demokrasi istiyorlar” dedi.
"YARGI SİYASİ AMAÇLARLA YÖNLENDİRİLİYOR"
Türkiye’nin olağanüstü süreçten geçtiğini belirten Baykal, Türkiye’de herkesi şaşırtan bir yargı uygulaması ile karşı karşıya olunduğunu ve yıllarca insanların neyle suçlandığını bilmeden sanık, tutuklu olarak yargılandıklarını söyledi. Yargının Türkiye’de ilk kez çok ciddi yara aldığını ve siyasi amaçlarla yönlendirilir hale geldiğini dile getiren Baykal, bunların demokraside olağan şeyler olmadığını ve çok derinleşmeye başladığını da sözlerine ekledi.
"DENİZ FENERİ HÂLÂ BEKLİYOR"
'Deniz Feneri' davasının hala Türkiye’de bir iddianameye kavuşamadığına değinen Deniz Baykal, Almanya’da iki defa yargılandığını ve ‘elebaşları sizdedir’ diye ilgililerin Türkiye’ye bildirildiğini söyledi. Türkiye’deki ilgililerin toplumun en önemli yerlerinde görev yapan insanlar olduğunu anlatan Baykal, “Sayın Başbakanın sınıf arkadaşı, dünürü, vesairesi.. Bunlar konuşulamıyor şimdi Türkiye’de. İfade dahi alınmadı. Toplumun düşünürleri yazarları, çizerleri her an tehdit altında, olmadık işlerle içeri alınır, perişan edilir, ama bu işin içindeki suç ortakları Türkiye’de bir iddianamenin konusu bile olamaz. Bu ileri demokrasi mi? Hukukun siyasi müdahale ile işletilemediği ileri demokrasi olabilir mi?
"ŞANTAJLAR, TEHDİTLER, KASETLER YAKIŞMIYOR"
İnsanın içinden bunları konuşmak gelmiyor. Bu Türkiye tablosuna yakıştıramıyorum. Saygıdeğer insanlarımızın hiçbirinin onuru, şerefine yaklaştıramıyorum. Ama böyle bir tabloyla karşı karşıyayız. Şantajlar, tehditler, kasetler, iddialar, iftiralar, kurgular, karalamalar. Yani siyaset eskiden İstanbul köprüsünün üzerinde ittihatçılar işine gelmeyen gazetecileri, muhalifleri vurarak sustururlardı. Şimdi başka yöntemlerle suikastlar yapılıyor. İşin özü bu Türkiye’ye yakışmıyor” diye konuştu.
"BAŞBAKANIN TAVRI CUMHURİYETİ TEHDİT ETMEKTE"
Son 10 yıldır izlenen politikalarla Türkiye’nin iki ayrı millet çıkarmaya, etnik ayrımcılığa yönelik sürüklendiğini dile getiren Deniz Baykal, Türkiye’yi bu ayrışma noktasında getiren sürecin mimarının Başbakan olduğunu söyledi. Son birkaç yıldır çığırından çıktığını ve bugün kendi eseri karşısında şaşırdığını, söylemini değiştirerek şikayetçi olduğunu belirten Baykal, “Bunun inandırıcı bir tarafı yoktur. Bu tavrında samimi değil mi yaşayıp göreceğiz. Türkiye’nin temelleri ile ilgili çok ciddi bir konudur. Cumhuriyet projesini Başbakanın son dönemdeki tavrı çok ciddi şekilde tehdit etmektedir. Bu seyredilecek bir tablo ve sorumlusu bilinmeyen bir süreç değildir. Bilerek bilinçli olarak izlenen bir politikanın bizi getirdiği sonuçtur” dedi.
"REJİM KAYGISI VAR"
İşadamlarının sorularını da yanıtlayan Deniz Baykal, bir işadamının ‘mevcut hükümetin Anayasa'yı tek başına değiştirecek çoğunlukla meclise girmesi halinde rejim kaygınız var mı ve kaygı taşımalı mıyız?’ sorusuna karşılık çok açık ve net bir şekilde ‘evet’ dediğini açıkladı. Baykal, bu kaygıları taşımanın herkesin hakkı olduğunu ve kendisinin de bu kaygıyı taşıdığını ifade etti.
Önümüzdeki seçimler için vatandaşın daha durgun, suskun ve çok net algılanmadığını belirten Baykal, Türkiye’de kökten bir değişim için bu seçimde sürpriz yaşanabileceğini ve bu sürprizin ilk adımı olacağını dile getirdi.
BAŞBAKAN’IN DEMİREL’İ ELEŞTİRİSİNE CEVAP
Başbakan Erdoğan’ın üslubunu da eleştiren Baykal, incir çekirdeğini doldurmayacak konuları tartıştığını belirterek, “Çünkü Başbakanın tartıştığı konular artık Türkiye siyasetine ve başbakana yakışmayan, incir çekirdeğini doldurmayacak, yakışıksız söylemler. Eski bir Cumhurbaşkanına bugünün başbakanı çıkıyor, "ayakta duracak hali yok" diye konuşuyor. Bu hangi dünya ülkesi, demokraside, insanlık anlayışında 87 yaşındaki bir Cumhurbaşkanından bu üslupla bir söz açılması, mâkul karşılanır mı? İstediğin kadar beğen yada beğenme eski bir Cumhurbaşkanına bir nezaket, zerafet, saygıyla yaklaşmak gerektiği açık değil mi? Sen de eleştireceksen adam gibi, terbiyele, nezaketle eleştirirsin. Ayakta duracak hali yok diyor. Şimdi ayakta duramamayla eleştiri yapma bir başbakana yakışır mı? Allah aşkına. Allah inşallah sana daha uzun ömür verir, inşallah sen hep ayakta durursun" şeklinde konuştu.
‘MEDYA SİNDİRİLMİŞTİR’
Bugün medyanın, etkin bir denetim organı olmaktan çıktığını ifade eden Baykal, “Medya her şeyi yazabilecek konumda değildir. Bir demokraside yazılabilecek şeyleri yazabilecek konumda değildir. Birilerini kızdırmama düşüncesi egemen olmuştur. Çok önceden senaryolar ilan edilmiştir. Satılacak, falan gazeteciler uzaklaştırılacak denilmiştir, uzaklaştırılmıştır, satılmıştır. Allak bullak edilmiştir. Var mıdır demokraside böyle uygulamalar? Canım o da oluversin, o kadar önemli değil, yok öyle şey. Hepsi hesap -kitaplı. Bugün medya sindirilmiş, korkutulmuş yıldırılmıştır” dedi.
İŞADAMI SORDU: ‘ŞAİBELİ BİRİNİ LİSTEYE NEDEN ALDINIZ?’
İşadamı Dinçer Kilit söz alarak Baykal’a bir soru yöneltti. Kilit, CHP’nin milletvekili listesini eleştiren sorusunda, isim vermeden eşini dövdüğü gerekçesiyle eleştirilen 4’ncü sıra milletvekili adayı Yıldırım Sapan’dan bahsetti ve “Yerel gazetelerde yazıldı, okuduk. Şaibeli bir insanı neden listeye aldınız?” diye sordu.
Baykal, “Şaibeden neyi kastediyorsunuz?” diyerek şunları söyledi;
“Eğer bu kişinin bir şaibesi varsa mahkemeler var. Yok eğer bahsettiğiniz bir takım dedikodular ve özel yaşamla ilgili ise biz bunun parçası olmayız. Biz dedikodulara bakmıyoruz. Birbirini seven iyi bir çift var. Onun için bu dedikoduları yakıştıramıyorum”
SAPAN’DAN CEVAP GECİKMEDİ
Yıldıray Sapan, ANSİAD’da işadamı Dinçer Kilit’in sorusunu hatırlatıp bu konudaki görüşünü soran Gün Haber’e, “Kuyruk acısı var. O soruyu soran kişinin akrabalık derecesini tam olarak bilmiyorum ama ağabeyi veya amcası yeni valilik binasının restorasyonu ile ilgili bir ihale almıştı. Bende o dönem CHP Merkez İlçe Başkanı idim. Ve, bu ihalenin şaibeli olduğunu söyleyip valilik önünde eylem yapmıştım. Demek ki, o olayı unutmamış ve kuyruk acısı hala geçmemiş.”