SAYIN GNL.BŞK.NIM D.BAYKAL BAKIN PARTİ KİME TERKEDİLDİ.KURTARIN PARTİMİZİ ,ÜLKEMİZİ BUNLARDAN!..."İNKILAP KOALİSYONU YIKIMDA BAŞARILIDIR -Mustafa Yıldırım 15 Haziran 2011 "tarihli yazısına Sayın Kemal Kılıçdaroğlu Cevap Verir Umarım..Sayın Deniz Baykal da artık gereğini bir an önce yapmalıdır.Türk Halkı yiğitlerini bilir,gözetir,korur.Haydi Önceki Genel Başkanım,bu yıkımı ancak siz durdurursunuz..:
"İNKILAP KOALİSYONU YIKIMDA BAŞARILIDIR -Mustafa Yıldırım 15 Haziran 2011 : Gürsel Tekin, CHP’de “Turuncu Devrim” yapıyoruz demişti. Kemal Kılıçdaroğlu Bey de “Değişim yaratıyoruz” diye eklemiş ve Kuvayı Milliye'yi tasfiye yoluna koyulmuştu. Sonunda hep birlikte başardılar: Uzun yıllardır CHP’yi ele geçiremeyen 2. Cumhuriyetçileri, bir gecede üye, sonraki günde parti yöneticisi yaparak meclise taşımışlardır. Amerikan Hazinesi ve George Soros dolarlarıyla Türkiye'de İslamcılığa ılımlı övgü raporları düzenleri, Yönettiği üniversitede genç liderler yetiştiriyoruz diyerek öğrencileri Amerikan Dışişlerine, Amerikan-Musevi gericilerinin örgütlerine yönledrenleri, Clintonlar’dan Kürdistan demokrasisi için yardım istemekten çekinmeyen, Anglo-Liberal rehberlerin ahbabını, Başbakan’ın Bush ile görüşmesini tam zamanında ve hayırlı bir iş olarak görenleri, federasyonun bölünme yaratmayacağını ileri süren Ambassador'u, Türkiye’nin ılımlı federasyonlaşması anlamına gelen demokratik özerkçiliği, eyaletçiliği savunan sözde sosyologları, Her türlü etnik milliyetçiliğe yeşil ışık yakan Amerikan – Alman karması Kemal Derviş’in elemanlarını, Tekkecileri, zaviyecileri, Nurcuları, Abant müdavimlerini, Türkiye Cumhuriyeti devletini Lahey Adalet Divanına götürmek için define arar gibi olmayan toplu mezarları arayanların Amerika’dan ödüllü Kürt Milliyetçisi avukatını, Toplam olarak, Stratejik Ortağın Çocuklarının ahbaplarını, gericileri, bölücülerin temsilcilerini TBMM’ye taşıdılar. Şimdi de “Anayasa değişikliğini görüşmek üzere kapı” açıyorlar! İdeolojik hattını gizlemeyi başaranlar, daha başka oyunlara da daldılar: Başbakanla ağız dalaşından öteye gidememişler, AKP şunu bunu dağıttı, oyları böylece kazanıyor diye yıllardır eleştirirken kendileri de vatandaşa seyyalen para dağıtacaklarını söyleyip durmuşlardır. Samsun’da, Tokat’ta, Karabük’te, Balıkesir’de, Zonguldak’ta “işçi hakkı”, “kul hakkı” demişler de Tekel’in, ulusal kâğıt sanayimizin, demir-çelik sanayimizin geri alınacağından, fabrikalarımızı haraç mezat satanlardan, Sümerbank’ı yıkarak yerlerine yabancı mal satış mağazaları açanlardan hesap sorulacağını da söylemeye “yürekleri yetmemiştir.” Topraklarımızın, adalarımızın, ulusal haberleşme kurumumuzun, limanlarımızın, sınırlarımızın yabancılara pervasızca teslim edilmesinden de söz etmemişlerdir. Başbakan’a “Dersim Arşivi açılsın” demişler ve böylece İnkılâpçıların ve Kürt Milliyetçilerinin Mustafa Kemal’i ve Türkiye Cumhuriyeti’ni soykırımcı olarak gösterme girişimlerine yeşil ışık yakarken içlerindeki sırrı da “faş” etmişlerdir. Dilin ulusal birliğimizi sağlamlaştırıcılığını, emperyalizme karşı tek beden olmamıza yardım edecek en önemli öğe olduğunu bir yana bırakarak, ABD-Avrupa yapımı bir parçalama silahı olarak kullanılan ve bilim dili olmayan bir “jargonla” eğitim hakkından söz ederek insanlarımızın duygularını, bilisizliklerini de sömürerek aldatanların yedeğine girmişlerdir. Türkiye Cumhuriyeti devletinin bağımsızlığına, ulusal onuruna bir kerecik olsun değinmemişlerdir Ortadoğu’da İran tiranlarıyla Amerika-Avrupa kolonicilerinin arasında parçalanan komşu devletlerde olan bitenlerden söz etmemişler; ülkelerin bağımsızlığını yok eden, yuırtları parçalayan sözde “devrim” için emperyalizmin silahlı saldırıları konusunda Başbakan’ın yedek gücü olmuşlardır. Özetle, 72 yıldır içi boşaltıla boşaltıla, adından ve hatıralarından başka bir özvarlığı kalmayan Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran bir partiye son kez musallat olanlar başarmışlardır. Bu başarıda, onlara sonsuz destek veren sözde delegelerin, “Turuncu Devrim” ile yönetime el konulurken daha 24 saat bile geçmeden desteklerini açıklayan, bir-ikisi dışında, tüm il yöneticilerinin ortaklıkları da tarihe geçmiştir. Özgürlük bağımsızlık bilinçlerini korkularına kurban etmiş yazarlar da unutulmayacaklardır. “Puan”, “Vekil Sayısı” gibi küçük aritmetik hesaplarla başarıdan dem vuruyorlar! Bizler üstümüze abanan İnkılâpçıların karanlık – silahlı gücü altında ezilirken; bağımsızlığımız, onurumuz her geçen dakikada yerle bir edilirken onlar başarılıdırlar! Başarılıdırlar, çünkü onların hemen hemen tümü için önemli olan sığınaklarına kavuşmaktı! Bu nedenle Anayasa oylaması öncesinde devletin temellerinin söküleceğinden söz etmeyerek, “Ben” de “Ben” diyerek yurttaşları uyutmuşlardı. Bu seçim öncesinde de öyle yaptılar! Hiç olmazsa birkaç gün sussalardı! Oy oranları çok küçük de olsa bağımsızlığımızı, onurumuzu savunmaktan geri kalmayanların başarılı olduklarını tarih gösterecektir; buna hiç kuşkum yok!"