Baransu, "Başbakanlık'ta darbeyi önleme ofisi kurulmuştu ve bununla ilgili çalışma yapıyordu" dedi.
Gazeteci Hulki Cevizoğlu'nun Karadeniz TV'de yayımlanan Ceviz Kabuğu programının bu haftaki konusu, "Gazeteciliğin Sınırları"ydı. Programa, Yeniçağ Gazetesi Yazarı Arslan Bulut, Taraf Gazetesi Yazarı Mehmet Baransu ve Gerçek Gündem.com Genel Yayın Yönetmeni Barış Yarkadaş katıldı. Altı saat süren programda medyanın içinde bulunduğu durum, medya - siyaset ilişkileri ve 28 Şubat süreci ele alındı.
Canlı yayımlanan programda konuşan Taraf Yazarı Mehmet Baransu, "2003 - 2004 yılında darbe planlayan generallerin faaliyetlerinden Başbakanlık haberdardı. Başbakanlık'ta darbeyi önlemek için bir ofis kuruldu. Bu ofiste darbeye karşı çalışmalar yapıldı" dedi.
Mehmet Baransu, şöyle devam etti:
"İçinde, askerin, polisin ve MİT'çilerin de bulunduğu bu ofis, darbecileri adım adım takip ediyordu. Generaller eğer darbe yapabilmiş olsa, aynı gün öldürüleceklerdi. Evlerine dahi gidemeyeceklerdi."
Başbakanlık'ta buna ilişkin çalışmaların yapıldığını belirten Baransu, piyasaya yeni çıkacak olan Pirus adlı kitabına ilişkin bilgi de verdi. Baransu, "Kitapta bir gazetecinin, darbecilere karşı nasıl kullanıldığını anlattım. Kamuoyunun yakından tanıdığı gazeteci, darbecilerin toplantısına katıldı. Orada dinlediklerini üstündeki cihaza kaydetti. Bu ses kaydını daha sonra devlete teslim etti" dedi.
www.gercekgundem.com Genel Yayın Yönetmeni Barış Yarkadaş ise, 28 Şubat sürecinden sadece gazetecilerin sorumlu tutulması ve suçlanmasının haksızlık olduğunu söyledi. Yarkadaş, "Siyasetçilerin bile direnmediği, direnemediği bir ortamda, gazetecileri tankın önüne çıkmadılar diye eleştirmek haksızlıktır" ifadesini kullandı. Medyanın 28 Şubat'ta iyi bir sınav veremediğini belirten Yarkadaş, "Bugün tatlı su demokratları, darbeye karşı olduklarını söylüyor. 28 Şubat'ı en çok eleştirenler, o dönem askerlerin istediği manşetleri atıyordu" hatırlatmasını da yaptı. Yarkadaş, "Milli Güvenlik Kurulu'nun tavsiye kararlarına imza atan Çiller ve Erbakan'dı. Aralarında Abdullah Gül'ün de olduğu bakanlar, MGK kararlarını daha sonra Bakanlar Kurulu kararı haline getirdi. Direnip imza atmasalardı" eleştirisinde de bulundu.
Yarkadaş ile Baransu arasında "Balyoz Davası'nda belgeleri savcılığa bavulla teslim etme" tartışması da yaşandı. Yarkadaş, "Baransu'nun bavulla savcılığa gidip elindeki belgeleri teslim etmesi, gazeteciliğin sınırlarının ötesine geçmiştir. Ben olsaydım, belgeleri götürmezdim, savcının gelip el koymasını beklerdim" dedi.
Mehmet Baransu bu eleştiriye, "Ben savcılığa bavul götürmedim. O fotoğraf bizim gazetede çektirdiğimiz bir anı fotoğrafıydı. Biz savcılığa belgeleri gönüllü olarak götürmedik. Hem askeri, hem de sivil savcılık resmi yazıyla bu belgeleri bizden istedi. Bunun üzerine götürüp teslim etmek zorunda kaldım. Ama kamuoyunda böyle bir algı oluşmuş demek ki" cevabını verdi.
Yeniçağ Gazetesi Yazarı Arslan Bulut da Taraf Gazetesi'nin yayınlarını eleştirdi. Bulut, "İddiaları sayfanızda duyuruyor ama sanıkların ifadelerini yayımlamıyorsunuz" dedi. Bulut, "Türkiye'de medya eliyle bir operasyon yapılıyor" ifadesini de kullandı.