Balyozda tutuklama kararı

İstanbul Baro Başkanı ve diğer sanıkların avukatlarıyla da görüşeceğini belirten Ülgen, “İki seçeneğim var. Ya bu davayı bırakacağım, ya duruşmalara katılıp boş duvara konuşur gibi konuşacağım. Önümüz tıkandı. Kararımı pazartesi günü basın toplantısı düzenleyip açıklayacağım” değerlendirmesinde bulundu.

ASKERLER CEZAEVİNDE

Haklarında tutuklama kararı verilen ve duruşma salonundan Harbiye Orduevi'ne getirilen askerler, yakınları tarafından alkışlarla karşılandı. Yaklaşık 1,5 saat burada kalan askerler daha sonra Hasdal Cezaevi'ne konuldu. "Balyoz Planı" davasında tutuklanan muvazzaf askerler, jandarmaya ait minibüslerle Silivri Devlet Hastanesi'ne getirildi. Burada sağlık kontrolünden geçirilen askerler, Harbiye Orduevi'ne götürüldü. Saat 07.30 sıralarında buraya getirilen askerler yaklaşık 1,5 saat içeride kaldı. Askerler daha sonra orduevinden çıkarılarak Hasdal Askeri Cezaevi'ne götürüldü. Muvazzaf askerleri taşıyan araçlar, saat 09.15 sıralarında cezaevine girdi.

TUTUKLU YAKINLARINDAN ADLİYE ÖNÜNDE EYLEM

Balyoz" davası kapsamında haklarında yakalama ve tutuklama kararı verilen sanıkların yakınları Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi önünde eylem yaptı. Yaklaşık 100 kişilik grup, saat 13.00 sıralarında adliye önünde biraraya geldi.Grup, adliye önündeki Çırağan Caddesi'ni bir süre trafiğe kapatarak karara tepki gösterdi. Grup daha sonra, "Türkiye laiktir, laik kalacak" sloganları atarak alkışla tepkilerini dile getirdi. Eylem yaklaşık 15 dakika sürdü.Öte yandan Balyoz Davası'nda haklarında yakalama kararı çıkarılan bir grup asker, adliyeye geldi.

TUTUKLAMALARA PROTESTO

İşçi Partililer, Balyoz tutuklamalarını protesto etmek için Ankara Zafer Meydanı’nda toplanarak bir basın açıklaması yaptı. İşçi Partisi Genel Sekreteri Hasan Basri Özbey, Balyoz tutuklamalarına tepki göstererek, “Türk Ordusu’na karşı amansız ve kanunsuz saldırı devam ediyor. Silivri’de yaşananlar bir ‘yargılama’ bir ‘dava’ değildir. Bu bir savaştır, Beşiktaş Terör Örgütü çalışıyor” dedi.
İP Genel Sekreteri Hasan Basri Özbey, beraberinde partililer olduğu halde bugün Ankara Zafer Meydanı’nda yaptığı basın açıklamasında, “Türk Ordusu’na yönelen kanunsuz saldırıya” ve 163 komutanın tutuklanmasına “Silivri’de savaş hukuku uygulanıyor, komutanlar esir alındı, Beşiktaş Terör Örgiütü faaliyetine devam ediyor” diye tepki gösterdi. Türk Ordusu’nun kahraman komutanlarına yönelen saldırıya isyan ettiklerini milleti ordusuna sahip çıkmaya çağırdıklarını belirten Özbey, “Türk Ordusu’na karşı amansız ve kanunsuz saldırı devam ediyor. Silivri’de yaşananlar, bir ‘yargılama’ bir ‘dava’ değildir. Bu bir savaştır! Amerika’nın BOP Eşbaşkanlığı ve F Tipi Gladyo eliyle Türkiyemize karşı açtığı savaş devam etmektedir” dedi.

-“KOMUTANLARIMIZ ESİR ALINDI, BTÖ ÇALIŞIYOR”-

Düşmanın yeni bir saldırıyla Türk Ordusu’nun kahraman, namuslu komutanlarını yeniden tutsak aldığını, bir tek kurşun atılmadan bu kadar komutanın esir alındığı başka bir ülkenin bulunamayacağını belirten Özbey şöyle devam etti:
“Ortadoğu halkları Amerika’nın Büyük Ortadoğu Projesine karşı isyan etmektedir. Ortadoğu’da bozguna uğrayan ABD için, Türkiye’nin bütünüyle teslim alınması daha da acil bir zorunluluk halini almaktadır. Bu koşullarda Türk ordusuna saldırı devam etmektedir.
Hukukmuş yargı süreciymiş! Kimse kendini kandırmasın, kimse milleti aldatmasın. Silivri’de hukuk yok, Silivri’de Türk Yargısı yok. Uygulanan savaş hukukudur. Gladyo hukukudur, terör hukukudur. Beşiktaş Terör Örgütü faaliyetlerine devam etmektedir. Hiçbir Cumhuriyet Yargıcı böyle bir karara imza atamaz. Hiçbir Türk yargıcı böyle bir karar veremez.”

-TÜRK ORDUSUNA DARBE-

“Darbe girişimleri araştırılıyor, darbeciler yargılanıyor” iddialarının yalan olduğunu savunan Özbey, “Evet darbe var! 2002’den bu yana Türk ordusu’na karşı darbe yapılmaktadır. Darbe girişimi değil orduya, Cumhuriyete karşı darbe vardır. Bu darbe Amerikan darbesidir. Uygulama elemanları F Tipi Gladyodur. BOP Eşbaşkanlığı’dır. Beşiktaş Terör Örgütü’dür” dedi.
“Milli Devlet” yıkılırken Milli Ordu'nun tasfiye saldırısıyla karşı karşıya bulunduğunu, Türk Ordusu’nun teslim alınmak, vatan savunmasını yapamaz hale getirilmek istendiğini belirten Özbey, şunları söyledi:
“Ordusu olmayan milletler ayaklar altında kalır. Vatanımız bölünmek, milletimiz dağıtılmak isteniyor. Bunun için Türk Ordusu’na saldırıyorlar. Bunun için vatanımızın bütünlüğü için canlarını hiçe sayarak savaşan komutanlarımız tutsak alınıyor. Bunun için Kolordu Komutanlarımız tutuklanıyor. Türk ordusu’nu tasfiye edemeyecekler. Milli Devletimizi yıkamayacaklar. Toplumların tunç yasasıdır: Milli Devlet direnir, Milli Ordu direnir! Kahraman Türk Ordusu da bu düşman saldırısına boyun eğmeyecektir. Atatürk’ün askerleri olarak düşmanı dökecek bir deniz mutlaka bulacaklardır. Emperyalizmin saldırısını alt etmek ancak Millet-Ordu birlikteliğiyle mümkündür. Tam bağımsız, başı dik, egemen bir Türkiye için Milletimizi, ordusuna sahip çıkmaya çağırıyoruz.”

HABERAL NAKLEDİLDİ

Ayrıca Ergenekon tutuklusu Prof. Dr. Mehmet Haberal'ın taburcu edilebileceğine ilişkin sağlık raporunun mahkemeye gönderilmediği iddialarına ilişkin Prof. Haberal'ın tedavi gördüğü İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü'nde kaldığı odada görevli olan astsubay, hemşire ve 2 refaketçi  gözaltına alındı.

İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığının talimatı üzerine Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, harekete geçti. Tespit edilen adreslere düzenlenen operasyonda 1 astsubay, 1 hemşire ve 2 refakatçi gözaltına alındı. Bu kişilerin İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü'nde tedavisi süren Prof. Dr. Mehmet Haberal'ın odasında görevli kişiler olduğu öğrenildi. Astsubay Beşiktaş'taki Merkez Komutanlığı'na diğer 3 kişi ise sorgulanmak üzere İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü.

Zanlıların Haberal'ın taburcu edilebileceğine ilişkin sağlık raporunun mahkemeye gönderilmediği gerekçesiyle gözaltına alındığı öğrenildi.

Mehmet Haberal, Halkalı Mehmet Akif Ersoy Hastanesi’ne nakledildi.

GÖZALTI PROTESTOSU

Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) Aksaray Şubesi üyeleri, Ergenekon Davası'nın tutuklu sanığı Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal'ın taburcu edilebileceğine ilişkin sağlık raporunun mahkemeye gönderilmediği iddialarına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında, üyeleri olan hemşirenin gözaltına alınmasını protesto etti. Sendika üyeleri İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü önünde basın açıklaması yaptı. Şube Başkanı Songül Beydilli'nin okudugu basın açıklamasında "Sendika üyesi sorumlu hemşirenin evi basılmış. Evde olmadığı için hastaneye gelen polis ekipleri hemşireyi hastanede gözaltına almıştır. Arkadaşımızın tek suçu o servisin sorumlu hemşireliğini yapmaktır. Tek suçu mesleğini eşit biçimde ayrımcılık yapmadan yerine getirmektir. Arkadaşımız hangi gerekçeyle gözaltına alınmaktadır. Suçlama nedir? Bilmek istiyoruz" denildi.

PROFESÖR TUTUKLANDI

Ergenekon davası tutuklu sanıklarından Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın taburcu edilebileceğine dair raporun mahkemeden saklanmasına ilişkin soruşturma kapsamında ifadeye gelen Prof. Dr. Cengiz Çeliker, tutuklanması istemiyle mahkemeye sevk edildi.

Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın taburcu edilebileceğine dair raporun mahkemeden saklanmasına ilişkin soruşturma kapsamında daha önce ifade veren ve söz konusu raporda imzası olan Prof. Dr. Cengiz Çeliker saat 14.00 sıralarında Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne geldi. İstanbul Cumhuriyet Savcısı Fikret Seçen tarafından sorgulanan Çeliker, tutuklanması istemiyle mahkemeye sevk edildİ. Çeliker, tutuklandı.

ENSTİTÜ MÜDÜRÜ TUTUKLANMIŞTI

3 Aralık 2010 tarihinde Prof. Dr. Zerrin Yiğit, Kardiyoloji Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Erhan Kansız, Prof. Dr. Cengiz Çeliker ve Prof. Dr. Sezer Karcıer şüpheli olarak dinlenmiş ve serbest bırakılmıştı. Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü doktorlarından Cengizhan Türkoğlu ise tanık sıfatıyla dinlenmişti.

Soruşturma kapsamında ikinci kez ifadeye çağırılan Enstitü Müdürü Prof. Dr. Erhan Kansız “terör örgütüne yardım ve yataklık" suçundan tutuklanmıştı.