Edirne'den Kars'a Türkiye genelindeki tüm göletlerde balık popülasyonunu artırmak adına araştırma yapan Akdeniz Su Ürünleri Araştırma, Üretme ve Eğitim Enstitüsü, Marmara'nın güneyi ile Ege ve Akdeniz'de deniz canlılarıyla ilgili, bazı iç su türlerinde balık üretiminin daha etkin hale getirilmesi için AR-GE çalışmalarını da sürdürüyor. Yetiştiricilik ve balık besleme alanında çalışmalar yapan Doç. Dr. Hüseyin Sevgili, özellikle çiftlikte yetiştirilen balıkların bir nevi kendi atıklarının geri dönüşümüyle beslenmelerinin önünü açıp yemden de yüzde 20 oranında tasarruf sağlayacak bio yumak teknolojisi üzerinde çalışıyor.
SİSTEMİN ÇALIŞMA MANTIĞI
Doç. Dr. Hüseyin Sevgili, sistemin çalışma mantığını şöyle açıkladı:
"40 tonluk havuzda balık üretmek isteyen bir kişi ilk önce havuzu suyla doldurup, suya yeteri kadar balık saldıktan sonra belirli aralıklarla yem veriyor. Taze su girişi yapılmadan bir hava motoru ile havuza oksijen veriliyor. Havalandırma homojen karışım sağlayarak çökelti oluşmasının önüne geçiyor. Havuzdaki bakterilere enerji sağlayabilmesi için belirli ölçülerde buğday unu, nişasta veya karbonhidrat kaynaklarından biri ekleniyor. Bakteriler bu enerji kaynağını ve balığın atıklarını da kullanıp bir araya gelerek, 15- 20 günde bio yumakları oluşturuyor. Dışarıdan bakılınca kirliymiş gibi yeşilimsi duran su, aslında balıkların çok mutlu olduğu ve besin olarak oldukça zengin hale geliyor. Bu seviyeye gelince yemden yüzde 20 oranında tasarruf sağlanmış oluyor."
DÜNYADA BENZERİ KARİDESLER İÇİN KULLANILIYOR
Bio yumak teknolojisinin dünyada karides yetiştirmekte kullanıldığını, bunun balıklara uyarlanması için girişimde bulunduğunu anlatan Doç. Dr. Sevgili, “Tayland, Kore, Vietnam, Malezya, Brezilya gibi ülkelerde karides yetiştirmek için kullanılan bir teknik" dedi. Normal şartlarda taze suyun sürekli havuzlara girdiğini, balıkları besledikten sonra havuzdan tahliye edildiğini belirten Doç. Dr. Sevgili, şöyle konuştu:
"Bu sayede balık ya da karides o sudan gerekli oksijeni temin eder. O atık su olarak gider. Biz bunu istemiyoruz. Ancak bizim teknikte çok fazla su kullanılmıyor. Balık atıklarını suya bırakıyor, biz ortama enerji (buğday unu, nişasta ve karbonhidrat kaynakları) kaynağı verince orada hızla bakteriler gelişiyor. Ve bu bakteriler balığın attığı toksik maddeleri de kullanarak kendi kitlelerini artırıyor. Sonra bu kitleler bir araya gelince bio yumaklar oluşuyor. Balıklar ve karidesler, bunu yem olarak kullanıyor."
Kendi yöntemlerinin, klasik yetiştiricilikte kullanılan yemleme sistemine oranla daha ekonomik olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Hüseyin Sevgili, “Balık üretiminde kullanılan yemde yüzde 20 oranında tasarruf sağlanıyor. Protein faydası da var. Balık üretiminde yoğun şekilde proteine ihtiyaç var ama bu sistemde düşük kullanılması gerekiyor. Daha az su, daha az proteinli ve daha az yem" diye konuştu.
Her balık türünün bu sisteme uygun olmadığını anlatan Doç. Dr. Sevgili, sazan ve süs balıklarında denediklerini, umut verici sonuçlar aldıklarını sözlerine ekledi.
Alparslan ÇINAR/ANTALYA, (DHA)
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |