Mustafa Kemal Atatürk denize büyük bir sevgi duyardı ve deniz sevgisini tüm Türk ulusuna aşılamaya çalışırdı. Florya'da bulunduğu zamanlarda ya kürek çeker ya da denize girerdi. İstanbul'da bulunduğu zamanlarda özelikle Moda Koyu'nda yapılan yelken ve kürek yarışlarını Acar Motoru ve Ertuğrul yatından izlemekten büyük keyif alırdı.
1 Temmuz denizcilik ve kabotaj bayramı nedeniyle Moda Koyu'nda yapılan denizcilik şenlikleri başta olmak üzere önemli yarış günlerinde Acar Motoru ve Ertuğrul Yat’ı Atatürk'ün yarışları en iyi biçimde izleyebileceği yere getirilirdi. Büyük önderin bu yarışları izlemeye gelmesi hiç kuşkusuz denizciler içinde ayrı bir heyecan şevk ve gurur kaynağı olurdu. Denizi medeniyet olarak gören Atatürk, denizciliğin gelişmesi için de deniz sporlarının temel olduğunu düşünürdü.
Büyük Atatürk'ün bilfiil yaptığı üç spor vardır. Askerlik hayatında başladığı ve ömrünün son yıllarına kadar fırsat buldukça sürdürdüğü binicilik, İstanbul'da geçirdiği yaz tatillerinde devamlı olarak uğraştığı yüzme ve zaman zamanda kürek sporları idi.
Yaz aylarında, Florya Köşkü’nde istirahat de bulunduğu günlerde, sandala binerek kürek çekerdi. Özellikle Moda Koyu’nda yapılan yelken ve kürek yarışlarını, "Acar" motorundan veya "Ertuğrul" yatından izlemekten de büyük haz duyardı. Yat, koyda demirler, Atatürk ve beraberindekiler bütün günü, burada yarışı izleyerek geçirirlerdi. Yarışmaları dürbünle izleyen Atatürk, kazananları küpeşte kenarından alkışlar, onlara takdirlerini belirtirdi. Özellikle kabotaj bayramı yarışmalarında, Anadolu ve Rumeli fenerleri tahlisiye istasyonlarının kürek ekipleri arasındaki ezeli rekabetten doğan, iddialı ve çekişmeli yarışmayı izlemek Atatürk'ün pek hoşuna giderdi.
Atatürk 1937 yılında hükümet programını açıklarken,denizciliğe verdiği önemi çok net bir biçimde bu sözlerle belirtmiştir. "...Denizcilik sadece ulaştırma işi değil, iktisadi iş olarak anlaşılacak ve tersaneler, gemiler, limanlar ve iskeleler inşa edilecek, deniz sporları kulüpleri kurulacak ve korunup geliştirilecektir. Çünkü: Toprakların ucu deniz olan bir ulusun sınırını, halkının kudret ve yeteneğinin hududu çizer. En uygun coğrafi konumda ve üç tarafı denizlerle çevrili olan Türkiye; endüstrisi, ticareti ve sporu ile en ileri bir denizci ulus yetiştirmek yeteneğindedir. Bu yetenekten yararlanmasını bilmeliyiz. Denizciliği Türk'ün büyük ulusal ülküsü olarak düşünmeli ve onu az zamanda başarmalıyız...."
Bu münasebetle denizcilik konusunda Ulu Önderimizin gösterdiği yoldan ilerlemeyi bir amaç doğrultusunda başarmalıyız. Antalya'da denizciliğin hakettiği yere bir an önce gelmesi için el birliği ile çalışmalarımıza devam etmeli, bu anlamda özveri ile çalışan denizciliğe katkı koyan devlet büyüklerimize, valimize, milletvekillerimize, Deniz Ticaret Odamıza, Denizcilik Müsteşarlığı’na,Liman Başkanlığı’na ve tüm sivil toplum örgütlerine çalışmalarında destek olunmalı, bilgi birikim ve projelerine de katkı koymayı ihmal etmemeliyiz. Denizciliği Antalya’da sevdirmeli ve geliştirmeliyiz. Çünkü denizciliğin önü açık ve gelişmekte olan bir sektördür. Ayrıca medeniyetlerinde denizlerden geldiği ayrı bir gerçektir.
Değerli Denizci Dostlar;
Atatürk’ün denizciliğe verdiği önem Kabotaj Kanunu çıkarılarak , haklarımız koruma altına alınmıştır. Bu sebeple Denizcilik ve Kabotaj Kanunu hakkında biraz bilgi vermek istiyorum.
1926 yılında yürürlüğe giren Kabotaj Kanunu ile bir Türk limanından bir Türk limanına sadece Türk bayraklı gemilerin ve bu gemilerde Türk gemi adamlarının çalışmasını şart koşan bir kanun. Denizciliğimizin gelişmesi için önemli olan bu Kabotaj Kanunu, her yıl Kabotaj Bayramı olarak kutlanır.
Daha sonraki yazılarımda uzunca bahsedeceğim ama kısaca sizlere biz denizcilerin ve yelkencilerin paylaşmak ve yardımlaşmak adına neler düşündüğünü kısaca belirtmek isterim.
Her yaşta insanın yapabileceği ender sporlarından biri olan yelken aslında
Bir yaşam tarzı...
Yaşadığınız kara parçasını denizden seyretmek çok farklı. Özellikle stresi bol ve yaşamın zor olduğu bir şehirde iseniz , yelken sporu sizi bu stresten ve haftanın yorgunluğundan bir sürede olsa kurtaracak, huzur ve sessizlik içinde farklı duygular yaşatacaktır.
Şiirinde Orhan Veli derki;
HÜRRİYET'E DOĞRU
Gün doğmadan,
Deniz daha bembeyazken çıkacaksın yola.
Kürekleri tutmanın şehveti avuçlarında,
İçinde bir iş görmenin saadeti,
Gideceksin;
Gideceksin ığrıpların çalkantısında.
Balıklar çıkacak yoluna, karşıcı;
Sevineceksin.
Ağları silkeledikçe
Deniz gelecek eline pul pul;
Ruhları sustuğu vakit martıların,
Kayalıklardaki mezarlarında,
Birden,
Bir kıyamettir kopacak ufuklarda.
Denizkızları mı dersin, kuşlar mı dersin;
Bayramlar seyranlar mı dersin, şenlikler cümbüşler mi?
Gelin alayları, teller, duvaklar, donanmalar mı?
Hey!
Ne duruyorsun be, at kendini denize:
Geride bekleyenin varmış, aldırma;
Görmüyor musun, her yanda hürriyet;
Yelken ol, kürek ol, dümen ol, balık ol, su ol;
Git gidebildiğin yere…
Bu yazıma Orhan Veli'nin şiiriyle son verirken Yüce Atamızı rahmetle anıyorum. Ruhu şad olsun
En derin Sevgi ve Saygılarımla...
Rüzgarınız Bol, Pruvanız Neta Olsun …