Oylum Demir, her yıl 5 kilo aldığını fark edince rejimle kilo vermeye çalıştığını, ancak her seferinde verdiği kiloların bumerang gibi fazlasıyla döndüğünü belirtti. 115 kiloya geldiğinde farklı hastalıklarla tanıştığını aktaran Demir, "Kilo verme maceralarım devam ederken, 10 yıl önce doktor ağabeyimin kontrolü sırasında Tip 2 diyabet hastalığım olduğu tespit edildi. Artık kilolarımın yanı sıra diyabetle de mücadele ediyordum" diye konuştu.
HEDEFİM 38 BEDEN KOT ETEK GİYMEK
İlk başlarda diyabetle ilgi ilaçlar kullandığını, 3 yıl önce de insüline başladığını belirten Oylum Demir, "Günde 7 kez insülin iğnesi oluyordum. Bu durum eziyet olmaya başladı. Artık iş hayatıma ara verip ameliyat olmam gerektiğine karar verdim. 14 Ocak'ta Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'nde ameliyat oldum. Mide küçültme, laparoskopik duodenal switch ve safrakesesi ameliyatlarını bir arada oldum. 5'inci günün sonunda taburcu oldum. Hastaneden çıkarken tartıldığımda, 5 günde 6 kilo verdiğimi gördüm ve çok mutlu oldum. Ocak ayında bu yana 108 kilodan şu anki kilom olan 76'ya düştüm. Hedefim 1 ay sonra 68 kiloya ulaşmak ve hayalini kurduğum 38 beden mini kot eteği giyebilmek" diye konuştu.
3 HASTALIKTAN KURTULDU
Ameliyatları gerçekleştiren Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ayhan Mesci, hastaya 3 ayrı operasyon yaptıklarını belirterek, "Hastanın ince bağırsağının son kısmı, iptal edilen onikiparmak bağırsağı yerine yerleştiriliyor. Böylece hasta ciddi oranda fazla kilolarından kurtuluyor. Bununla beraber diyabet sorunundan kurtularak taburcu oldu" diye konuştu.
Laparoskopik yöntemle gerçekleştirilen ameliyatlar sonunda diyabeti olan hastaların şeker ilaçlarından tamamen kurtulduğunu söyleyen Doç. Dr. Mesci, "Laparoskopik yöntem hastaların ameliyat sonrası konforu ve hastanede kalış süresini azaltan bir teknik olarak uygulanmaktadır" dedi.
DUADONAL SWİTCH AMELİYATI
Tüm dünyada uzman cerrahlar tarafından uygulanabilen Duodenal Switch ameliyatı, diğer mide ameliyatlarına göre daha uzun ve daha karışık bir operasyon olarak nitelendiriliyor. Bu yöntemle mide küçültülerek, gıda alımı azaltılıyor. Ardından ince bağırsak bölünüp, bir ucu beslenme kanalını oluşturmak üzere kalan mideye birleştiriliyor. Mideden geçen gıda, onikiparmak bağırsağı ve ince bağırsağın orta kesimini tamamen by-pass'layarak, ince bağırsağın son kısmına boşalıyor. Bu arada, pankreatik enzimleri içeren sıvı ve safra mide çıkışında kontrol edilerek, bacakla beslenme kanalına bağlanıyor. Ortak kanal adı verilen bu kanal boyunca besin maddeleri, vitamin ve minerallerin emilimi gerçekleşiyor. Bu yöntemle aşırı kilolu hastaların, kelepçe ve gastrik bypass yöntemlerine göre daha iyi kilo verdiği, kilo kaybının yanı sıra, diyabet hastalığından da yüksek oranda kurtuldukları belirtiliyor.
Erol AKKIR/ ANTALYA, (DHA) -