Antalya Serbest Bölge A.Ş (ASBAŞ) seçiminde, ATSO Başkanı Ali Bahar’ın değil de ATSO Meclis Başkanı Ahmet Öztürk’ün yönetim kuruluna getirilmesi toplantıda en çok tartışılan konu oldu. ATSO’nun 1986 yılından beri ASBAŞ’ta temsil edildiği ve son seçimde yönetimde yer verilmediği belirtildi.
Başta ATSO Başkanı Ali Bahar olmak üzere bazı üyeler söz alarak bu durumu eleştirdi, yanlıştan dönülmesi gerektiğine vurgu yaptı. Son ASBAŞ Genel Kurulu’nda ATSO Meclis Başkanı Ahmet Öztürk’ün yönetime seçilmesi bazı üyelerin tepkisine neden olurken, bazı üyeler de savundu. Ahmet Öztürk ise o yönetime ATSO adına girmediğini, genel kurulda ASBAŞ hissedarı olarak aday olduğunu ve seçildiğini söyledi.
Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin büyük hissedar olduğu ASBAŞ’ın yönetim kurulunda Antalya Valisi Ersin Yazıcı ve Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’de yer alıyor.
ATSO Başkanı Ali Bahar, bu konuda şunları söyledi:
“Geçen günlerde vuku bulan, şehrimiz ve kent ekonomisi adına büyük kayıplara neden olabilecek üzücü bir gelişme hakkında bilgi vermek istiyorum. ATSO, 1986 yılında kurulan ASBAŞ’ın her döneminde Yönetim Kurulunda bulunup iş dünyasını temsil etmiştir. Fakat Şubat ayı sonunda yapılan son genel kurulda ATSO, ASBAŞ yönetim kuruluna maalesef alınmamıştır. Bu durumu akıl ve izan ile açıklamak mümkün değildir. Kurumlar arasındaki iletişimi biz bu kadar emek verip yükseltmeye çalışırken, ATSO gibi siz değerli meclis üyelerimizi ve diğer tüm üyelerimizi temsil eden bu güçlü kuruluşun ASBAŞ yönetiminin dışında bırakılmasını şehrimizin dikkatine sunuyorum. Şu anda ASBAŞ fiziki büyümesini gerçekleştirmekte zorlanan ve daha birçok soruna çözüm arayan değerli bir kuruluşumuzdur. Mevcut sorunlara çözüm getirip, kent ekonomisine sağlayacağımız katkılardan mahrum bırakıldığımız için son derece üzgünüz. Sorumlu olanlar bunun hesabını şehre nasıl verecek bizler de merakla bekliyoruz. Tüm üzüntümüze rağmen biz ATSO olarak küsmeyeceğiz, kızmayacağız, gitmeyeceğiz. Şehrimiz için birlikte çalışma ve istişare kültüründen hiçbir şekilde vazgeçmeyeceğiz, konuyu kişiselleştirmeyecek ve tüm heyecanımızla çalışmaya devam edeceğiz.”
‘CUKKA’ VE ‘RANT’
ATSO’nun mart ayı meclis toplantısına damga vuran diğer konu ise Yüksek İstişare Kurulu (YİK) seçimi oldu.
Meclis Üyesi Ali Yılmaz, söz alarak YİK konusunda tartışmayı başlatan isim oldu.
Yılmaz şunları söyledi:
“Yüksek İstişare Kurulu seçimi yapılmış. Kimler seçilmiş?.. Mustafa Sak, Mustafa Özdoğan, Yıldıray Karaer gibi çok değerli kişiler olduğu kadar olmayanlar da var. Buraya girmek için ne olmak lazım Ali Bahar?.. Hani birlikte çalışacaktık. Buraya girebilmek için adrese teslim ihaleci mi olmak lazım?.. Cukkacı mı olmak lazım?.. Rantçı mı olmak lazım?.. Buraya girebilmek için Ali Bahar’a yandaş olan bazı belediye başkanlarının sağ cebi mi olmak lazım. Burada onlar da var, isim vermiyorum.”
ATSO Başkanı Bahar söz alarak, “Bilmiyorum ben ‘Cukkacı’ ne demek?.. Hayatımda ilk kez duyuyorum. Ali bey, tecrübeniz böyle şeyleri söylememenizi gerektiriyor. Türkçe de böyle şeyleri söylemek için bazı kelimeler var” dedi.
‘EMİN HESAPÇIOĞLU’NU NİYE ALMADINIZ?”
Ali Yılmaz, ikinci kez söz alarak iddialarını tekrarladı ve şöyle konuştu:
“Neymiş, ben cukkacı demişim… Yahu, ‘Cukkacı’ diye geçen gün medyada yazıldı. Ayrıca YİK’e girebilmek için herhangi bir belediye başkanının sağ cebi mi olmak lazım?.. Adrese teslim ihale alanlardan mı olmak lazım?.. Rantçı mı, yoksa, cukkacı mı olmak lazım?.. YİK’e giren herkes cukkacı değil tabi… Neden bunlara ses çıkarmıyorsunuz?.. Komşuda pişer bize de düşer mi diyorsunuz?.. Emin Hesapçıoğlu’nu ne diye almadınız, en büyük yandaşınız, yol arkadaşınız o değil mi?..”
DEPREM VE GÖÇ DE KONUŞULDU
ATSO meclisinin en önemli konu başlıklarından biri de deprem ve bölgeden yaşanan göçler, konut fiyatlarındaki artışlar oldu.
ATSO Başkanı Ali Bahar, deprem bölgesine dönük çalışmaların devam ettiğini, bölgedeki oda ve borsalarla görüşmelerin sürdüğünü belirterek, bölgede halen 1.5 milyon kişinin çadırlarda yaşadığını belirtti. Bahar, şu bilgileri verdi:
“Bölgeden diğer şehirlere göç eden kişi sayısı 3.5 milyona yakındır. 1 milyon afetzede Türkiye genelinde kamu yurtlarında ve misafirhanelerinde, 7 bin kişi kadarı da otellerde konaklamaktadır. 2.5 milyon kişi de bölge dışında akraba yanında ya da ev kiralayarak yaşamaktadır. Önümüzdeki aylarda evleri hasarsız veya az hasarlı olan nüfusun bir kısmı geri dönse de evini ve işini kaybedenler maalesef dönemeyecektir.”
DEPREM BÖLGESİ ÖNERİLERİ
Bölgede işyerlerinin yıkılması ve göç nedeniyle ticari hayatın eski düzeyine dönmesinin uzun zaman alacağına dikkat çeken Bahar, “Deprem bölgesinde yer alan işletmelerde çalışan bireylerin geri dönüşüne yönelik projeler geliştirilmelidir. Bölgeye dönük bugüne kadar hiç uygulanmamış teşvikler hayata geçirilmelidir. İvedi bir biçimde 6’ncı bölge ilan edilmeli, ticarete dönük vergi, kredi, çek ertelemesi gibi yardımların yanı sıra barınma sorunu çözüldükten sonra, işe dönüşü cazip hale getirecek çocuk, eğitim ve kira yardımları, kriter aranmaksızın işsizlik sigortasından faydalandırılmalı ve ilaveten işveren için işe başlangıç hibe ya da faizsiz uzun vadeli kredi planlaması yapılmalıdır” diye önerdi.
ANTALYA’YA YOĞUN GÖÇ UYARISI
Antalya’nın pandemiden bu yana hem yurtiçi hem yurtdışından oldukça yoğun göç aldığını vurgulayan Bahar, yıllık konut satışları önceki yıllarda 60-65 bin iken geçen yıl 80 bine ulaştığını, 22 bininin Türk vatandaşı olmayan kişilerce alındığını söyledi. Şubat ayında deprem nedeniyle konut satışları ülke genelinde azaldığını, Antalya’da ise yüzde 4.2 oranıyla halen pozitifte kaldığını belirten Bahar, “Antalya’da Türk vatandaşı olmayanlara satışlar fark yaratsa da konut fiyatı artışı bütün şehirlerde yüksek kalmaya devam etmektedir. Yapılan düzenlemelere rağmen, gelinen noktada yerleşik toplum refahı ve yaşam konforu bozulacaksa, rahatsızlıkların giderilmesi için bu oranlar revize edilmelidir” dedi.
DEPREM GÖÇÜ 150 BİNİ AŞTI
Deprem sonrası en fazla göç alan ilin Mersin olduğunu, Antalya’ya gelenlerin 150 bini aştığını dile getiren Bahar, “Bu göç dalgası, zaten var olan konut ve kira sorununu maalesef daha da artırmıştır. Kira fiyatlarındaki artışı konutlar ile sınırlandırmamalıyız. İşyeri kiralarında da yüzde 300, hatta yüzde 800’lere varan artışlar yapıldığına dair bilgiler almaktayız. Kira artışlarında bu astronomik rakamlar telaffuz edilmeye devam ederse iş yeri kapanmalarının ardı arkası kesilmeyecektir. Dolayısıyla kira artışlarından artık ticaret, tarım, sanayi, turizm sektöründeki herkes şikayetçidir. Ancak konut fiyatları ve kira artışlarının birinci nedeni, yüksek enflasyona bağlı maliyet artışları, ikinci nedeni ise arzın talebi karşılayamamasıdır. Depremle birlikte buiyice arttığı açıktır” dedi.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |
|
|||||
|