Adapazarı’nda, Ali İhsan Yenihayat 6 yaşında babasının yanında saat tamirini öğrenmeye başladı. 1978 yılında dedesinin dükkanına geçen Ali İhsan Yenihayat, aynı dükkanda 42’nci senesini geçiriyor. Babasından öğrendiği mesleği ilerleyen zamanlarda dedesiyle birlikte devam ettirdiğini söyleyen Yenihayat, “Dedemden kalma bu dükkanda 1956 yılından beri saat tamir ediliyor. Ben 42 yıldır bu dükkanda baba mesleğimi icra ediyorum. Babam da bu işi kayınpederinden öğrenmiş. Sülale olarak saatçiyiz. Ben 1978 senesinde dedemin yanına geldim. O günden beri bu dükkandayım” dedi.
‘GELEN ÇIRAĞIN İLK SORDUĞU KAÇ PARA KAZANACAĞI’
Mesleğinin ilerleyen yıllarda kaybolacağını ifade eden Yenihayat, “Bu mesleğin diğer nesillere aktarılmamasının en büyük sebebi, eskiden bir öğrenci, çırak geldiği zaman bu sanatı öğrenmek için çabalıyordu. Şimdi ise gelen çırakların sorduğu ilk soru kaç para kazanacağı oluyor. Para için çalışmak ve işi öğrenmek için çalışmak farklı şeyler. 3 tane oğlum var. Hepsi okuyup kendi meslekleri üzerine çalışıyorlar. Dükkana da hiç kimseyi almadım. Bazı müşteriler ‘Sen ölünce ne olacak?’ diye soruyorlar. Ben de ‘Mezarlığa getirirsiniz, orada tamir ederim’ diyorum. Yanımızda bir elemanımız vardı. 16 sene bizde çalıştı ve sonra kendisine dükkan açtı. Ben de artık yoruldum. Bu yüzden kimseyi almayı düşünmüyorum” diye konuştu.
Eskiden saatlerin pahalı ama kaliteli olduğunu söyleyen Yenihayat, şöyle konuştu:
“Halkımız birçok şeyde ucuza kaçarak sahtesiyle idare ediyor. Şu anda birçok insanımızın kolunda ucuz ve kalitesiz saat var. Bu saatlerin ülkemize sokulmaması gerekiyor. Eskiden saatler çok pahalıydı ama kaliteliydi. Ürünler parasına göre yapılıyor ve parası düşük olunca da kalite de düşük oluyor” şeklinde konuştu.
Ramiz Kaan OKTAR- Onur GÜDEN/ADAPAZARI (Sakarya), (DHA)