Pakistan, Çin, Brezilya gibi ülkeler tarihin en büyük sel felaketlerini ardı ardına yaşıyor. Dünya'nın hayat kaynağı olan Güneş'te ise son yılların en büyük patlamaları yaşanıyor. Gündelik yaşamımızın bir parçası haline gelmeye başlayan doğal felaketler bunlarla da sınırlı değil.
DOĞANIN DENGESİ BOZULDU
Büyük İklim değişiklikleri ve ani ısı hareketleri doğanın dengesini bozuyor. Toplu hayvan ölümleri yaşanıyor, kuşlar binlerce yıllık göç rotalarını değiştiriyor. İnsan yaşamının devamını sağlayan besin zincirinde çok önemli bir yere sahip olan bal arılarının nüfusuysa her geçen gün biraz daha azalıyor.
Son yıllarda doğal felaketlerin artış göstermesinin tesadüf olmadığını savunan çok sayıda kişi, kıyamet gününün yaklaştığını iddia ediyor. Kıyamet senaryolarının ortak noktası ise 2012 yılını işaret etmeleri. Matematik ve astronomi alanında çağına göre son derece ileri bir uygarlık olan Maya uygarlığının kullandığı takvim, 21 Aralık 2012'yi dünyanın sonu olarak kabul ediyor. Sümerlerin öngörüsü de Nibiru veya Marduk adlı bir gezegenin 2012'de dünyaya çarpacağı yönünde. Bazı bilim insanlarıysa Güneş üzerindeki lekelerin 2012'de en yüksek değişim hızına ulaşacağını iddia ediyor.
Güneş'teki aktivitelerin, 21 Aralık 2012'de Dünya'nın manyetik kutuplarının aniden yer değiştirmesine sebep olacağı da iddialar arasında yer alıyor. Kutupların yer değiştirmesi halinde pusulaların kuzey yerine güneyi göstereceği, güneş artık batıdan doğacağı, büyük depremler, seller ve dev gelgitler oluşacağı belirtiliyor. Çinlilerin 3 bin yıllık "I Ching" metinlerinde de 22 Aralık 2012'de dünyanın sonunun geleceği belirtiliyor.
Kötü bir kehanet gibi rapor.
NASA'nın yeni ortaya çıkan raporu, ilk kez farklı bir felaketi öngörüyor ve olası bir tarih de veriliyor: 12 Eylül 2012.
Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi'nce (NASA) hazırlanan raporda, şimdiye kadar pek de düşünülmeyen, farklı bir felaketten söz ediliyor. Raporda ne küresel ısınma, ne depremler, ne süper-volkan, ne göktaşı çarpması var.
Raporda, Güneş'te meydana gelmesi beklenen büyük bir fırtınadan söz ediliyor. Bunun, Dünya'da yaratacağı etkiler ise "kötü bir kehanet" ya da bir korku filmi senaryosundan farksız...
Güneş yüzeyinde meydana gelen büyük fırtınalarla ortaya çıkan plazma toplarının Dünya'daki enerji şebekelerini çökerterek insanlığı mutlak bir çöküşe sürükleyebileceği uyarısı yapılıyor. NASA'nın Amerikan Ulusal Bilimler Akademisi'yle ortaklaşa hazırladığı raporda, Güneş'te meydana gelen enerji patlamalarının bugüne kadar Dünya'daki enerji ve iletişim hatlarında görece kısa süreli ve küçük çaplı hasarlara yolaçtığı, ancak büyük çaplı bir patlamanın Dünya'nın manyetik alanına muazzam bir hasar verebileceği kaydedidildi.
Bahsi geçen patlamalardan bugüne kadar kayıtlara geçen tek örneğin 1859'da yaşanan "Carrington Olayı" olduğu belirten uzmanlar, benzer bir patlamanın Kuzey Amerika, İskandinavya, Avrupa ve Çin üzerinde on yıllarca onarılamayacak tahribata yolaçabileceğini söylüyor.
Güneş yüzeyindeki olası bir büyük patlamanın, Dünya'da saatler içerisinde tüm enerji hatlarını eriterek kullanılamaz hale getirebileceği, bunun sonucunda da altyapının çökeceği ve insanlığın Taş Devri'ne dönüş yaşayacağı öngörülüyor. NASA'nın raporunda böyle bir felaket için olası bir tarih de veriliyor: 12 Eylül 2012...