Başkent Üniversitesi İşletme Bölümü mezunu Hasan Bağcı, 20 Ağustos 2020'de, Batıkent Ali Dinçer Parkı'nda B.Ö. adlı kıza laf attığı iddiasıyla başlayan tartışma sonrası, kalabalık bir grubun 3 farklı noktada karıştığı kavgada tekme tokat dövülerek ağır yaralandı. Ambulansla hastaneye kaldırılan Bağcı, 2 gün sonra hayatını kaybetti. Bağcı'nın, aldığı darbeler nedeniyle geçirdiği beyin travması sonrası öldüğü belirlendi. Bağcı'nın ölümüyle ilgili soruşturmada B.Ö. adlı kızın sevgilisi Cüneyt Yıldırım ile birlikte Bünyamin Yıkılmaz, Berat Yılmaz Gündoğan, Burak Kurt, Emre Hoş, Okan Özdem, Olgu Saçıldı, Ufuk Berke Çakır, Umut Aramaz ile Ümit Özcan tutuklanarak, haklarında 'kasten öldürme' suçundan ömür boyu hapis istemiyle dava açıldı. Ankara 12'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanan sanıklardan 8'i, ilk duruşmada, 1'i de bilirkişi raporunun ardından 16 ay sonra tahliye edildi. 8 Nisan'da görülen karar duruşmasında sanıklar Bünyamin Yıkılmaz, Berat Yılmaz Gündoğan, Burak Kurt, Okan Özdem, Olgu Saçıldı, Umut Aramaz ve Ümit Özcan’a delil yetersizliğinden beraat, sanıklar Emre Hoş ile Ufuk Berke Çakır hakkında da düşme kararı verildi. Tutuklu sanık Cüneyt Yıldırım'a ise 'kasten yaralama sonucu ölüme neden verme' suçundan 11 yıl hapis cezası verildi.
'ÇOCUĞUM KIZA LAF ATACAK BİRİ DEĞİLDİ'
Bağcı'nın annesi Songül Bağcı, mahkemenin kararına tepki gösterdi. Bağcı, oğlunun öldürülmesinin ardından yaşadığı acının tek bir sanığa 11 yıl ceza verilmesiyle daha da arttığını belirterek, "Benim oğlum 22 yaşında hayat dolu bir çocuktu. Mafyavari tipler tarafından linç edilerek öldürüldü. Doğruların ve gerçeğin ortaya çıkmasını istiyorum. Benim çocuğum sokak ortasında bir kıza laf atacak, asılacak bir çocuk değildi. Bu böyle yansıtıldı. Olayın arkasında başka şeyler var; ancak herkes susuyor. Lütfen bir şey bilen bize yardımcı olsun. Arkadaşları susuyor. Hiç mi gören, duyan olmadı? Lütfen konuşun. Benim çocuğum serseri bir tip değildi. Üstü kapatılan şeyler var. Bir şey bilen varsa bize ulaşsın" dedi.
'KARARA İTİRAZ EDECEĞİZ'
Bağcı ailesini avukatı Yıldırım Ak ise yargılama sonrası verilen kararın vicdanlardaki adalet duygusunu zedelediğini söyledi. Ak, "Sanıkların suçu birlikte işlediği yönünde çok sayıda ifade var. İddianamede de bu yönde ceza istenmesine rağmen ilk celsede hiçbir delil toplanmadan, hatta bizim delillerin toplanması talebimiz reddedilerek 10 sanıktan 8’i, delil yetersizliğinden tahliye edildi. Biz yargılamanın her aşamasında mahkemeden delil toplanması yönünde talepte bulunduk. Çünkü deliller toplandıktan sonra vicdani kanaate göre hüküm kurulur. Ancak bu taleplerimiz hem savcı hem de mahkeme tarafından reddedildi. Olay yerinde keşif talebimiz vardı. Yargılama aşamasında olay yerinin izbe bir yer olduğu havası yaratıldı. Sanki bir kişinin bir darbesi ile bu netice meydana gelmiş gibi bir karar çıktı ortaya. Verilen karar, delil yetersizliğinden verilmiş bir karar. 22 yaşındaki üniversite mezunu bir çocuk en az 10 kişi tarafından dövülerek öldürülmesine rağmen bir kişinin bir darbesi ile ölmüş gibi ceza verildi. Bunun hukuken izah edilebilir bir tarafı yok. Mahkemenin gerekçesini açıklamasının ardından karara itiraz edeceğiz" diye konuştu.
Özkan ARSLAN-Canberk ÖZTÜRK/ ANKARA, (DHA)
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |