DEVRİM KÖK İLE SON POLEMİK
Aslında bu tartışmalara girmemem gerekiyordu, biliyorum. Çünkü ben geçen Cuma günü söyleyeceklerimi, yıllardır gözlemlediklerimi, yaşadıklarımı basın huzurundan ifade ettim, tarihe not bıraktım ve artık susmam gerekir. Ama madem ki CHP İl Başkanı Devrim Kök gazetelerde benim ve arkadaşlarım için “AKP’ye geçerlerse şaşırmam” şeklinde bir demeç vermiş, şu halde iki kelam etmesem olmazdı. Zira muhtemelen Çarşamba günü görevden alınacak ve bir “eski il başkanı” ile polemik yapmak istemezdim, bu nedenle hızlı yazıyorum.
Bak yakışıklı başkan,
Ben bir dağ köyünde doğdum, yerini devletin bile bilmediği bir Türkmen köyüdür. Dedelerim çobanlık yaparlarmış, kışın Aydın-Karacasu ovasına, yazın da Çavdır – Rahat Dağı yaylasına gelip giderlermiş. Sonra devlet geçen yüzyılın başlarında göçmeyi yasaklamış ve bizimkiler mecburen yaylanın eteğine bir köy kurmuşlar, adına da “Karaköy” demişler, ben o köyde doğdum.
Dağda doğmuş bir Türkmen çocuğu olarak isyankarlık damarlarımda var, ne kadar okusam da, üfürsem de, anarşist ruhum dedelerimden miras, isyan etmeden duramam. Çocukluğumdan beri isyan halindeyim, gençliğimde devlete ve Allah’a isyan ettim, şimdilerde de ahlaksızlığa, vicdansızlığa, yalan dolan işlere, sahtekarlığa… Benim fıtratım bu, başka türlü davranamam.
Bak ağzı çok güzel laf yapan başkan,
“AKP’ye geçerlerse sürpriz olmaz” demişsin, aferin. Velev ki öyle, velev ki AKP’ye, MHP’ye yahut HDP’ye geçeceğiz. Peki o “bomba gibi” basın bülteninde söylediklerimize ilişkin bir cevabın var mı? Mesela bak ne demişim; “Parti’de herkes “kendi gemisini kurtarma” derdine düşmüştür ve şahsi kariyeri için mesai yapmaktadır. CHP’de partililik, dava ruhu ve yoldaşlık anlayışı kalmamıştır. Birlik, beraberlik söylemleri samimi değildir ve bu nedenle karşılık bulmamaktadır.”
Yalan mı?
Bak sonra ne demişim; “Artık bu partide ne kadar boş konuşursanız, ne denli güzel ve usturuplu yalan söylerseniz, o kadar çok ve çabuk yükselirsiniz! CHP maalesef bu noktaya getirilmiştir.” Buna verecek samimi bir cevabınız var mı?
Sonra şunu söylemişim; “Ömrü boyunca partiye oy vermemiş, parti binasının önünden bile geçmemiş insanlar, “toplumun bütün kesimlerine açılıyoruz” yalanları eşliğinde makam mevkii sahibi yapılmış, parti emekçileri ve örgütleri kırılmış ve küstürülmüştür.” Fili yuttu bir yılan, bu da mı yalan?!
Bakın başkan,
“İstediklerini alamadıkları için istifa ettiler” demişsin. Ben sizin gibi “KÖKLÜ” bir aileden gelmiyorum, ben ve dedelerim dağlarda doğduk, dağlarda büyüdük. Bizim bu topraklarda ve bu sistemde kaydımız tutulmaz, bu sistemde yerimiz yoktur, Osmanlı dün neyse bu gün de odur bizim için. KÖK’lü bir aileden gelmediğimiz için de, bu sistem zaten bize vekillik, belediye reisliği vs. vermez. Eğer ön seçim olmasaydı meclis üyeliği bile yaptırmazdı, biz beş taş oynamıyoruz, siyaset yaptığımız yapının geleneklerini ve kırmızı çizgilerini biliyoruz ve bunu bile bile tam 20 yıl, ha bu gün düzelir, ha yarın düzelir umuduyla, kirlenmeden ve kirletmeden bu buzdan zeminde tutunmaya çalıştım. Anam yıllardır yalvarıyor “bırak bu partiyi, bunlar sana asla hakkını vermezler, sadece yanlarında gezdirirler” diye, ama ben onu hiç dinlemedim. Tam 20 yıldır söylüyor bunu ve maalesef haklı çıktı!
Siz şimdi beni boş verin ve 2015 seçimlerinde ilk üçe isminizi yazdırmaya bakın sayın KÖK. Yoksa soyadınız bile vekil olmanızı sağlayamayabilir, benden söylemesi.