Aliseydi KARAGÖZ/ GÜN HABER
CHP Antalya Kadın Kolları Başkanı Sultan Yeğen’in, Kadın Kolları İl Sekreteri Kudret Kaçmaz, Örgütlenmeden Sorumlu Başkan Yardımcısı Sema Öztürk ve Merkez İlçelerden Sorumlu Başkan Yardımcısı Asude Kaya’nın görev yerlerini değiştirmesinin ardından yaşanan kavganın yankıları sürüyor.
Konu ile ilgili olarak Gün Haber’den Aliseydi Karagöz’e konuşan ve halen yönetimde bulunan CHP eski Kadın Kolları İl Sekreteri Kudret Kaçmaz, Başkan Sultan Yeğen’e ateş püskürdü.
Yeğen’i usulsüz oylama yapmak ve despotlukla suçlayan Kaçmaz, “ Sayın Yeğen bizim görev yerlerimizi değiştirmesinin sebebini vitrin değiştirmek olduğunu açıkladı. Eğer, Antalya CHP kadın kollarında vitrin değişecekse önce kendisi değişmelidir” dedi.
Kadın kolları yönetiminde bulunan yöneticilerin konu ile ilgili olarak hiçbir açıklama ve bilgilendirme yapmadan gündemi kendisinin belirleyip, gece yarısı telefonla mesaj atıp toplantı gününü ve saatini bildirdiğini ifade eden Kudret Kaçmaz, Yeğen’in bu toplantıda yaptığı oylamanın ise hukuka aykırı ve usulsüz olduğunu ileri sürdü.
Kaçmaz, görev değişikliği ile ilgili yapılan toplantının ayrıntılarını şöyle anlattı:
“Kurultaydan hemen sonra ben ve arkadaşlarımızın cep telefonlarına bir mesaj atarak bizi toplantıya çağırdı. Pazartesi günü il binamızda toplandık. Toplantıda görev değişikliği yapacağını söyledi. Emri vaki olarak da bana dönerek sekreterya görevimi bırakmamı istedi. Yeni bir görev vereceğini bu görevi yapmadığım taktirde istifa etmemi ve koltuğu bırakmamı istedi. Böyle bir şey olabilir mi ?
Ayrıca, Örgütlenmeden Sorumlu Başkan Yardımcısı Sema Öztürk ve Merkez İlçelerden Sorumlu Başkan Yardımcısı Asude Kaya’nın görevlerini değiştirmek istemesi üzerine, ben ve 4 arkadaşım buna karşı çıktık. Bunun üzerine oylama yapalım dedi ve oylamaya geçtik. Bu arada, 7 aydır toplantıya gelmeyen ve hiçbir etkinliğimize ve çalışmalarımıza katılmayan Nurten Erenler’i çağırıp lehine oy kullandırdı. Üç sefer üste üste toplantılara gelmeyen bu arkadaşımızın aslında tüzüğümüz gereği ihraç edilmesi gerekirken, ihraç etmeyip sırf onu destekliyor diye her zaman yanında tuttu.
Sayın Yeğen, bununla da yetinmedi, Ankara’da bulunan diğer bir arkadaşımız Selda Koç’u arayarak, telefonla oy kullandırdı. Ve 6 ya 5 oyla, bizim görev yerlerimizi değiştirdi. Bu oylama bize göre hukuki değildir. Sosyal demokrat olan bir partimize böyle bir oylama asla yakışmamaktadır. Nerede görülmüş telefonla oylama yapıldığı?.. Nerede görülmüş 7 aydır toplantılara ve çalışmalara katılmayan birini hemen çağırıp oy kullandırmak?.. Ben ve duyarlı yönetici arkadaşlarım bu duruma itiraz ettik. Kararın altına imza atmadık ve şerh koyduk.”
İşte o Şerh yazısı..
CHP İl Kadın Kolları Başkanı Sultan Yeğen’ in, il kadın kollarında 4 yöneticinin görev yerlerini değiştirmesine karşı çıkan 5 yönetim kurulu üyesinin aldığı o şerh yazısı şöyle,
“İl kadın kolları başkanlığınca bize önerilen çalışma grupları listesi aslında çalışmaya yönelik değildir. Daha önce şahsımıza verilen görevlerden bypass edilerek çalışmamızı engellemek amacıyla düzenleyerek önerildiği kanaatindeyiz. Bize verilen görevler il kadın kolları yönetim kurulu üyelerinin yapacağı görevler olmayıp, tüm üyelerinde yapabileceği görevlerdir.
Yaklaşan milletvekilleri seçimleri nedeniyle pasifize edilmeye çalışılıyoruz. Bu nedenle karşı görüşüm var şerh koyuyorum “
Mart Ayından itibaren hiç toplantı yapmadı..
Oylama ile ilgili yapılan haksızlığa karşı, sonuna kadar haklarını arayacaklarını ve bu konuyu genel merkeze ileteceklerini ifade eden CHP eski il kadın kolları sekreteri Kudret kaçmaz, Sultan Yeğen’in mart ayından itibaren hiç toplantı yapmadığını iddia etti. Kaçmaz “ Milletvekilliği seçimleri geldi, Yeğen çalışmaya başladı” dedi.
Kaçmaz sözlerini şöyle sürdürdü;
Yola çıktığı arkadaşlarını yolda bıraktı
“Bizim için önemli olan partimiz. Kişilerle bizim işimiz yok. Ancak biz burada bize yapılan haksızlığa karşı çıkmamızı sayın Sultan Yeğen hazmedemiyor. O kendine asker istiyor. Otur otur, kalk kalk. Böyle bir şey olabilir mi? Partimizin zarar görmemesi için bugün kadar sustuk ama artık susmayacağız. Hiçbir yönetim kurulu ile birlikte hareket etmiyor. Gündemi kendisi belirliyor. Yola çıktığı arkadaşlarını yolda bıraktı. Çalışmayanları göreve getirdi. Facebook ta resimlerimize bile karışıyor. Kendisinin resimlerinden başka hiçbir resim yayınlamamıza bile izin vermiyor. Hep kendini ön planda tutuyor. Sahada, kapı, kapı ev, ev çalışan bizler, kendisi ise vitrinde. Hep kendisini ön planda tutmaya çalışıyor. Böyle bir siyaset olabilir mi ?
Vitrin değişecekse kendisi değişsin..
Toplantıda bizlere vitrin değişikliği yapacağını söyledi. Vitrin değiştirmenin bir koşulu ve kuralı var, ben yaptım oldu anlayışı ile hiç kimse kendisini partiden büyük göremez. Kişiler bugün var yarın yok. Ama partimiz CHP her zaman var olacaktır. Kendisini partiden üstün görmek ve her şeyi ben bilirim anlayışını kabul etmemiz mümkün değildir. Sen hangi gerekçe ile çalışan insanların görev yerlerini değiştiriyorsun. Eğer, seçimlerde, seçim başarısızlığını gerekçe gösterip vitrin değişikliğine gidiliyorsa, kusura bakmasın ama önce kendisi değişmeli ve istifa etmelidir. İstifa etmesi gereken biri varsa oda kendisidir, kural budur. CHP kurumsal bir partidir, hiç kimsenin babasının malı değildir.”
Karar defterini arabada gezdiriyor
Kendinden başka hiç kimseye güveni yok. Hep kendisi bilir ve bizlerin konuşması, görüş bildirmesini asla sevmez. Bir yere gidecekse yönetimdeki arkadaşlarımızı asla götürmez. Karar defteri tüzüğümüz gereği dışarı çıkartılamaz. Ama karar defterini arabasında gezdiriyor. Karar defterinin arabada ne işi var. Kimden korkuyor. Biz ona ne yaptık. Sabah 07.00 den gece 01.00 lere kadar çalıştık. Evimizi, ocuğumuzu ve ailemizi unuttuk. Sonuç böylemi olmalıydı. Bizi çalıştır, ondan sonra da ben vitrin değişikliği yapacağım diyerek bizim görev yerlerimizi değiştir. Böyle bir şey olabilir mi. Ondan sonra da çalışan çalışsın, çalışmayan istifa etsin demek hangi mantığa sığar. Hangi siyasi ahlaka sığar. Bu anlayışla il Kadın kolları başkanlığı başarılı olabilir mi. Biz bugüne kadar sustuk, partimiz zarar görmesin diye sesimizi çıkarmadık.Ama artık bu durum çekilmez hale geldi.Onun despot ve her şeyi ben bilirim anlayışını kabul etmemiz asla mümkün değildir.Bu konu ile ilgili gereken ne varsa yapacağız.
Sorunlara ilgisiz..
Partimizde, bir çok sorunlar direkt olarak bana geliyor. Ben bu sorunları kendisine hep ilettim, ancak bu güne kadar hiçbir sorunla ilgilenmedi. Belediyelerde sürgünler oldu. İşten atılmalar oldu. Tüm bu sorunların çözümü noktasında hiçbir şey yapmadı. Bizim ve partimizin var olabilmesi için partililerimizin sorunlarına duyarlı olmamız gerekiyor. Onların derdini dert edinmemiz gerekiyor. Ama maalesef Sultan Yeğen de ben böyle bir zihniyet göremedim. Varsa yoksa kendisi. Başka kimseyi tanımıyor”