'Orman yangınlarının Akdeniz bitki örtüsü üzerindeki etkileri ve yangın sonrası restorasyon çalışmaları' konulu çevrimiçi toplantının açılışında konuşan ANGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Osman Sert, dernek olarak yangının ilk gününden itibaren sahada olarak yardım çalışmalarına katıldıklarını ifade etti. Yangının çok büyük bir alanı kapsadığına şahit olduklarını ifade eden Başkan Sert, “Manavgat tarihimizin en büyük yangınlarından biri olarak içimizi acıttı. İnsanlarımızın evleri, iş yerleri ve yaşam alanları yandı. Ancak bunun ile birlikte Akdeniz'in akciğerlerini, orman alanlarımızın büyük bir kısmını da kaybettik. Ali Kavgacı hocamız bizlere yangının bitki örtüsü üzerindeki hasarlarını ve restorasyonun nasıl olacağı ile ilgili bilgiler verecek" dedi.
Ülke olarak büyük yangınlarla mücadele edildiğini ifade eden Karabük Üniversitesi Yangın Ekolojisi, Bitki Sosyoloji ve Silvikültür (Orman Yetiştirme) Uzmanı Prof. Dr. Ali Kavgacı, yangınlarda büyük kayıplar olduğunu söyledi. Ülke olarak zor günlerden geçtiklerini ifade eden Kavgacı, “Elbirliğiyle bu zor günlerin üstesinden geleceğimize inancım tam" şeklinde konuştu.
Küresel iklim değişimiyle birlikte Akdeniz havzasında meydana gelen sıcaklık artışının en önemli sonuçlarından biri de sıklıkla karşılaşılan mega yangınlar olduğunu ifade eden Kavgacı, “Sıcaklığın yüksek, bağıl nemin düşük olduğu zamanlarda nedeni ne olursa meydana gelen her bir tutuşmanın mega-yangına dönüşme riski vardır. Yaşadığımız yangınlardan bazıları da mega yangınlara dönüşmüştür" dedi.
Dünyadaki yangınların yüzde 98'inin insan kaynaklı olduğunu da belirten Prof. Dr. Kavgacı, “Doğa ile insan artık iç içe. İnsan kaynaklı olmayan yangınlara sebep yıldırım düşmesidir. Bunun dışındaki sebeplerin tamamı insan kaynaklı olmaktadır. Bu yangınların önüne geçilmesi yalnızca insanların artık bu konuda daha fazla bilinç sahibi olmasıyla sağlanabilir. İnsanın doğa ile yaşamayı öğrenmesi gerekiyor" ifadelerini kullandı.
Restorasyon çalışmalarıyla ilgili önerilerini de ANTGİAD üyeleri ile paylaşan Prof. Dr. Kavgacı şöyle konuştu:
“30 yaşından daha yaşlı kızılçam ormanları, doğal gençleşme oranları farklı olsa da büyük oranda gençleşecektir. Bu nedenle, boşaltma kesimleri sonrasında bu alanlarda herhangi bir ekim veya dikim çalışmasına gerek yoktur. Genel olarak bu sahalara tohum serpme yapıldığı bilinmektedir. Söz konusu sahalara ait lokal tohum kaynakları büyük ihtimalle bulunmamaktadır. Dolayısıyla diğer bölgelerden getirilecek tohumların bu bölgelere serpilmesi uzun dönemde genetik bir bozulmaya neden olacağından bu uygulamadan kaçınılmalıdır.
Maki ve sert yapraklı ormanlar kısa bir süre içinde eski yapılarına ulaşacaklardır. Yangın sahasının büyüklüğü nedeniyle bu alanlarda herhangi bir çalışmaya gerek bulunmamaktadır. Yaklaşık olarak 30 yaşından küçük olan genç kızılçam ormanları asıl olarak ağaçlandırma çalışmalarına konu olması gereken sahalardır. Bu alanlarda uygun ağaçlandırma teknikleriyle çalışmaların yapılması gerekir. Mega yangın karşısında hangi türle ağaçlandırma yapılırsa yapılsın fark etmemektedir. Öte yandan değiştirilmesi gerekenin doğa değil, insanın ve onun doğayla olan ilişkisinin olduğu bu yangınlarla birlikte bir kez daha ortaya çıkmıştır."
Konuşması sonrasında ANTGİAD üyelerinin sorularını yanıtlayan Kavgacı'ya Başkan Osman Sert katkılarından dolayı teşekkür etti.
ANTALYA (DHA)
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |