AÜ Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Ömer Özkan, Hacettepe Üniversitesi'nde çift kol ve bacak nakli yapılan Şevket Çavdar'ın yaşamını yitirmesinin ardından kamuoyunda 'Üniversiteler arası rekabet kurbanı oldu' şeklindeki yorumlar üzerine basın toplantısı düzenledi. AÜ Hastanesi B Blok'ta düzenlenen toplantıda konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Ömer Özkan, "Son 1- 1.5 aylık süreç nedeniyle bir aradayız. Oldukça olumlu gelişmeler oldu. Maalesef son hafta içinde hepimizin üzüldüğü, her cerrahi ameliyattan sonra başımıza gelebilecek şeyler gördük. Toplumda en ufak şekilde olumsuz algılanmaması gereken bir durum. Çünkü ülkemizde bizim ve arkadaşlarımızın da katkılarıyla yapılan ameliyatlarla organ nakliyle ilgili farkındalık yarattık. İnşallah devamı gelecek. Burada önemli olan yüz, kol veya başka birşey değil. Tamamen organ naklinden bahsediyoruz. Açıklama yapmamızın en büyük sebebi de bu farkındalığın devam etmesidir" diye konuştu.
ORGAN BAĞIŞINDA AZALMA YOK
Türkiye'deki organ nakli bağışında artış yaşandığını vurgulayan Prof. Dr. Ömer Özkan, şöyle devam etti:
"Bu kadar olumsuz haberler çıkmasına rağmen, ki bence biraz abartıldı. Tabii ki bir can kaybının olması herkesi üzüyor. En çok da o aileyi üzmüştür. Bu olumsuz haberler de en çok onları üzüyordur. Bu olumsuz haberlere rağmen, ülkemizde organ nakli farkındalığı yaratılmış durumda. Hiçbir şekilde son bir hafta içinde bize bağış sayısında azalma olmamış. Bu hafta itibariyle aldığımız ortalama geçen aydan eksik değil. Şu iki gündür merkezimize başvuranların sayısı bu ayın ortalamasının geçen aydan fazla olacağını gösteriyor. Sadece bugün 5 kişi başvurmuş 'Bütün bedenimi bağışlıyorum' diye. Eğer bu hızla giderse aylık 150 eder. Bu farkındalık varmış, insanların inancı devam ediyor demektir."
Sağlık Bakanlığı nezdinde yapılan toplantılarla ilgili kimsenin 'herşey gizlenecek' yönünde şüpheye düşmemesi gerektiğini dile getiren Prof. Dr. Özkan, bu toplantıların amacının bir sonraki seferde daha iyisini yapmak olduğuna vurgu yaptı.
ÖNEMLİ OLAN TÜRKİYE'DE YAPILMASI
Çift kol ve bacak naklinin yapıldığı Hacettepe Üniversitesi'ndeki öğrencilik ve 7 yıl süren asistanlık dönemini hatırlatan Prof. Dr. Özkan, "O hocaların hepsinden eğitim aldım. Orada çok tatlı günlerimiz geçti. Ben onlarla haftada en az bir kez görüşüyorum. Vakalarla ilgili hep bilgi alışverişimiz olur. İlk ameliyatın yapıldığı gün de ben onlarla ilgili çok olumlu bir demeç verdim. Ama hastalarla ilgili spekülasyonlar yapıldı. Önemli olan bu ameliyatların Türkiye'de yapılıyor olmasıydı. Bizim hastamızın da başına her an herşey gelebilir. Maalesef cerrahinin riski burada. Ben de onların ellerinden geleni yaptığını biliyorum. En ufak bir kötü niyet görmedik. İyi niyetli olduğuna hiç kimsenin en ufak bir şüphesi yok. Bana ne zaman ihtiyaç duysalar giderim. Benim de onlara ihtiyacım olsa ararım" diye konuştu.
'ÜZERİMİZDE STRES VAR'
Hacettepe Üniversitesi'nde yapılan yüz nakli hastasının durumunun iyi olduğunu ve bu duruma çok sevindiklerini aktaran Prof. Dr. Özkan, "Önemli olan bu sayıların hızla artması. Bir hastanın ölmüş olması çok önemli ama her şeyin sonu değil. Kalp nakli yapan kişi hala anılıyor. Ama nakil yapılan kişi öldü. Üzerimizde stres var. Bunlar kolay ameliyatlar değil. Bizim üzerimize düşen hastaları iyi takip etsinler. Burada önemli olan hastaları ve donör aileleri rahat bırakmamız gerekiyor. Bunları rahatsız edici söylemlerin kalkması gerekiyor" ifadelerini kullandı.
Hacettepe'de yapılan çift kol ve bacak naklinin ardından hastayla ilgili olumsuz gelişme yaşandığını, ancak hastanın yaşaması halinde bütün dünyanın alkışlayacağı bir başarının altına imza atılacağını kaydeden Prof. Dr. Özkan, "Ben o merkezin de en az bizim kadar değerli olduğunu ve bundan sonra da bu tür nakilleri çok daha başarılı yapacağına inanıyorum. Benim için de çok önemli çünkü, böyle bir şeyi başlatan kişi için benim dışımda da birilerinin bu işi başarılı yapması bizi mutlu eder" dedi.
BUGÜN O AMELİYATI YAPMAZLAR
Konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Özkan, "Siz olsaydınız aynı ameliyatı yapar mıydınız?" sorusuna, "Şu aşamada bunu söylemek çok kolay. Bunlar çok önemli sorular. Bu aşamada 'Yaparım, yapmam' demek doğru değil. Bir tane vefat eden hastamız var. Onun ailesini düşünmek lazım. Bugün itibariyle eminim onlar da yapmaz. Ama bundan 1- 2 ay sonra daha büyük bir değerlendirme yapmak lazım" diye yanıt verdi.
'REKABET HERKESTE VARDIR'
Üniversiteler arası bir rekabet olup olmadığına yönelik bir soruya ise Prof. Dr. Özkan, "Kavga, dövüş hiç birşey yok. Rekabet herkeste vardır. Bu bilimsel rekabettir. Her zaman olacaktır, çok faydalıdır. O hastada ameliyat başarılı olsaydı bunların hiçbirini söylemeyecektik. Onlar başarılı olmayacağını bilseler bunu yaparlar mıydı? Bugün onları korumak için buraya gelmedim. Bu durumdan organ nakli inanın etkilenmeyecek. Orası Türkiye'nin en iyi mikrocerrahi merkezi. Ben de orada yetiştim. İnanmasalar o kadar kişiyi oraya toplamazlardı. Bunu herkes konuşuyor. Tüm dallar konuşarak bunu kaldıracaklarına inandılar. Ters gitti mi gidiyor" yanıtını verdi.
'DAĞITILMADA HATALAR OLABİLİR'
AÜ Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Ömer Özkan, İzmir'deki organların Antalya'ya gelmek üzereyken geri çevrildiğine dair bir iddia olduğu sorusuna ise "Organlar dağıtılabilir, dağıtılmada hatalar olabilir. Onlar da çözülür. Yanlış anlaşılmalar olabilir. Oradaki kısımlar da bizi ilgilendirmiyor. O kurulun da görevi o değil. Hastalar ortaya konur. Eşit şartlardaysa merkez sırasına konulur. Bu çok yeni bir konu. Bunlar hayat kurtarıcı organlar değil. İnşallah bir dahaki sefere uygun donör bulunur. Biz de ameliyatımızı yaparız" diye yanıt verdi.
Dünyada uzuv naklinin azaldığına ilişkin söylemler olduğuna yönelik bir soru üzerine de Prof. Dr. Özkan, "Uzuv nakilleri terk edilmiyor. Hızla artıyor. Tarihçesi 14 yıl öncesine gider. Bunlar bilinmeden yapılan haberler. Uzuv nakli çok hızlı artıyor. Biz yapalı 18 ay oldu" dedi.
Prof. Dr. Ömer Özkan son olarak Antalya'da yüz nakli yapılan Uğur Acar ile çift kol nakli yapılan Atilla Kavdır'ın sağlık durumlarının da gayet iyi olduğunu, Uğur Acar'ın taburcu olma zamanının geldiğini, Atilla Kavdır'ın ise fizik tedaviye başladığını sözlerine ekledi.