SEÇİLMEDEN önce halka 'Alevi inancına mensup bir siyasetçiyim, cuma namazlarına gideceğim' dediniz mi?
ALİ KILIÇ: Seçimden önce Maltepe’de benim hakkımda “Kızılbaş’tır, Alevidir, Tuncelilidir” diye propaganda yapılıyordu yoğun olarak. Böyle bir ortamda Maltepe’nin ileri gelenleriyle bir toplantı yaptım. Orada projelerimi anlatmaya çalıştım. Baktım ki bana boş gözlerle bakılıyor, “geç bunları kardeşim” der gibi... Projelerimi anlatmayı bıraktım. Başladım şunları söylemeye: “Siz benden başka şeyler duymak istiyorsunuz. Tuncelili olup olmadığımı merak ediyorsunuz. Evet, Tunceliliyim. Evet, Aleviyim. Esas merak ettiğiniz soru ise şu: Cuma namazına gidecek misin? Evet, cuma namazına gideceğim. Seçmenimin olduğu her yerde olacağım. Ama siyasi istismar yapılmasın diye bunu seçimden önce yapmayacağım. Seçilirsem gideceğim. İnşallah seçilirsem hep beraber perşembe akşamı cemevine gideceğiz, orada semahta dara duracağız. Cuma günü Merkez Camisi’ne gidip namazda saf tutacağız. Altıntepe’de 2 yüz kişilik cemaati olan küçücük bir kilisemiz var, pazar günü de oraya gidip dua edeceğiz.” Bunları söyledim. Ve olay koptu. Alkışladılar beni. Ne demek istediğimi anladılar. Bu söylediklerimi de seçildikten sonra hayata geçirdim.
*
Ne yaptınız seçildikten sonra?
ALİ KILIÇ: Cuma namazına da gidiyorum, bayram namazına da gidiyorum. Sabah namazlarına gidiyorum. Bir caminin konferans salonunda toplantım varsa ve akşam namazına denk geliyorsa, girip orada namazımı kılıyorum. Perşembe akşamları cemevlerine gidiyorum, semahları dinliyorum. Pazar günü de kiliseye gidiyorum, ayda bir olmasa da iki ayda bir mutlaka gidiyorum.