Mesleğe girişiniz nasıl oldu, yarışmayla mı?
Ses mecmuasının düzenlediği yarışmada 1.nci seçildim.
Artık seneleri söylemeyelim. Şansım açıldı, her şey önüme
geldi... 6 önemli firmadan sinema filminde oynamam için
teklifi aldım. Hepsi de başroldü, çektim.. Banu Alkan’da
aynı yarışmadaydı ilk 3’e bile giremedi. Aramızda ufak bir
sürtüşme oldu.Yıllardır ben birinci oldum dedi. Ben hala
hayret ediyorum birinci olmadan bu seviyeye nasıl geldi
diye? Kendisinin 90.60.90 olduğuna inandığı gibi 1.
olduğuna da beynen inanması gerçekten inanılmaz...
Onu da bu arada yad etmiş olduk. Arkadaşımıza sevgiler
yolluyoruz...
Kaç filmde oynadınız?
Bu güne kadar 80’e yakın Türk sinemasında
Yeşilçam filmlerinde oynadım.14 tane
filmimi de,dalya mı derler ondan sonra yaptım.
Kemal Sunal, Kadir İnanır, Salih Güney,
Orhan Gencebay, Cüneyt Arkın, İbrahim
Tatlıses, Gökhan Güney gibi sanatçılarla
filmler çektim... Kemal Sunal ile çok rahat
çalıştım. Gökhan’la, Orhan’la, Salih’le çok
rahat çalıştım.. Kadir İnanır ile film çektim.
Kadir İnanır’ın sertliğini bildiğim için en rahatsız
olduğum setti.. Cüneyt Arkın sinirli derlerdi ama bal
gibi adamdı. İbrahim Tatlıses’te problemli zor adamdı.
Hepsini sevgiyle anıyorum.
Dizi mi, Yeşilçam mı?
Yeşilçam,Yeşilçam,Yeşilçam derim. Ancak çalışma
şartları düzeni, maddi getirisi dersem? Onun
için de dizi dizi dizi derim. Parça parça alırdık
paralarımızı. Yeşilçam’da çok paralar kazanamadık..
Murat 131’e binerdik sığamazdık... Sen şarkıcılıktan
oyunculuğa, ben de oyunculuktan sahneye geçtim.
Sacit Aslan ‘’seni sahneye çıkartıyorum’’ dedi. Allah
razı olsun Yüksel Uzel’den, onun çok desteğini
gördüm. Dağarcığımda olan şarkılar vardı. 3-5 tane
de yenilerden öğrendim. Günün popüler şarkılarını da
seçerek başladım sahne hayatına... Sende hatırlarsın
programa başlamadan önce saatlerce prova yapardık.
Ne heyecandı. Bana gelen çiçeklere toptan teşekkür
ediyordum. Sevgili büyük üstat Zeki Müren’in çok
hassas olduğu bir konuydu çiçek sıralaması ve kendisinden
doğruyu öğrendim. Muazzez Abacı,İbrahim
Tatlıses, gibi çok ünlü ile çalıştım gazinolarda.
Tv programlarında uzun yıllar çalıştınız,
partnerleriniz hep değişiyor ama siz
kalıyorsunuz. Bunun sırrı ne?
2002 ‘den beri bütün kanallarda program yaptım.. İlk Star’da
başladım. Daha sonra Show Tv, Kanal D, Atv ve 3 yıldır da
Beyaz Tv’ de program yapıyorum. En istikrarlısı ‘’Söylemezsem
Olmaz’’ oldu. Bunu çok söylüyorlar, vallahi bana nazar değecek
diye korkuyorum..Ben programlarda az konuşuyorum. Ben yorumcuyum.
Fazla konuşmam, tepki vermem.Yeşilçam’an gelmemden,
Bez Bebek ve Pembe Patikler dizilerinden sevilmemden
dolayı programlarda ben hep kaldım. Pembe Patikler dizisinde de
halk beni çok sevdi. Programdaki partnerlerimizin genç olması
jenerasyon farkı için ne dersiniz? diye sordunuz.Bunu da “ben
setlerde kavgaları gördüm. Kimin kim olduğunu biliyorum.
Saygılı olmak lazım.Yeşilçam’dan gelmem o saygıyı bilmem
olmalı.” Bence her şey de saygı... Televizyonda sabah programı
yapmamdan dolayı erken kalkıyorum. Saat 6.30 da ayakta oluyorum.
Yeşilçam’da film çekerken de erken kalkıyordum bu yüzden
zorlanmıyorum...
Hayvanlarla aranız nasıl?
Yoğun çalışma tempom yüzünden maalesef evde hayvan
beslemiyorum. O da benim evladım olacağından ona
gereken ilgiyi şefkati gösterememekten korkarım... Hayvanları
çok seviyorum. Onu bırakıp bir yere gidemem. Hadi emanet
ettim bakan ya haberim olmadan ona kötü davranırsa! Yok bu
sorumluluğu alamam..
Oğlunuzla aranız nasıl? Ona oyuncu
koçluğu yaptınız mı? Oğlunuzu oyuncu
olarak nerede görmek isterdiniz?
Bir erkek evlatla annenin yaşadığı ufak tefek
çatışmaları tabi ki zaman zaman biz de yaşıyoruz..
Oğlumda benim gibi oyunculuğu seçti. Onunla “Kedi
Özledi’’ filminde birlikte oynadık. Ben hamileydim,
oğlum Gurur’da benim doktorumdu... Gurur’a koçluk
yapamam birbirimize bakınca başlıyoruz gülmeye...
Annesi olduğum için çok ciddi olamıyoruz... Bir anne
olarak 10 sene daha oğlumun arkasında olmak, ona yol
göstermek istiyorum. Paraya, şöhrete kapılabilir... Oya
Aydoğan’ın oğluyum diye bir ego savaşına asla girmedi
en küçük rollere bile gitti. Hatta bir ara kamera
arkasında da çalıştı. Kostümleri taşıdı, oyuncuları
götürüp getirdi. Kamera arkasını öğrensin istedim..
Prodüksiyonu da sevdi, oyunculuğuda. Şu
anda da oyunculuğunu ilerletmek için Şeyhmuz
Erdem,Bahar Kerimoğlu’ndan ders alıyor.
Oyuncu olarak oğlumu nerede görmek istediğimi
sordunuz, tabi ki bir anne olarak onu en tepede
görmek isterim.
Eski,yeni Yeşilçam filmleri
desem?
Eski sinema mı, yeni sinema mı derseniz
? Ben sadece “Yeşilçam” derim.. Şimdi
teknoloji çok ilerledi eski filmler ne zorluklarla,
ne emekle çekilirdi... Teknoloji
harikası filmlerle boy ölçüşmek tabiki
imkansız ama buna rağmen bana göre Arzu
filmin, yaptığı filmlerin okullarda ders diye
gösterilmesi ve okutulması lazım. Eski filmler
daha duyarlı, değerli. Şimdi samimiyet
yok, aşk yok. Zengin kız, fakir oğlan, fakir
oğlan, zengin kız filmleri hiç unutulmadı.
seyrederken kahkahalar atıyor.
Ben filmlerde küfür istemiyorum. İnce
espriler olsun, konu bir yere dayansın,
aileler çocukları ile kaygısızca seyretsinler
mutlu olsunlar...
Festivallerin Yeşilçam destekli olmasını
istiyorum.
Antalya Film Festivali’nde kortejde kalkacakmış bu
çok üzücü..Yıllardır Yeşilçam oyuncuları boyunlarında
çiçeklerle halkı selamlayıp yürürken, insanlarla göz
göze geliyorlar, halk da sanatçıyı yakından görüyordu.
En son rahmetli Sümer Tilmaç, Yeşilçamda oynadığı
roller nedeniyle “Tecavüzcü Coşkun” olarak bilinen
Coşkun arkadaşımız ve ben birlikte yürümüştük. Halkın
gösterdiği o ilgiyi hala unutamıyorum.
Festivallere oyuncuların eşofmanla, kot pantolonla
katılmalarını uygun görmüyorum. Festivallere yeni
oyuncuların elbette gitmesi gerekir ama senelerce bu işe
emek vermiş, emeği geçmiş Yeşilçam emekçilerinin 2-3
gün de olsa davet edilmesini istiyorum.Yeşilçam’ın var
olmasına neden olan oyuncular orada yok. Çok zor
şartlarda yaşayan oyuncu arkadaşlarımız var...
Umut Utku başkanken çok ilgilendi. Ben bunu
şimdi Türker İnanoğlu’na çok yakıştırıyorum.
Bir çok yardımcı oyuncu arkadaşlarımız, dostlarımız huzur
evinde yatıyor.. Başka yerlerde de kalan yardıma muhtaç
oyuncularımız var, bunlara yardım edilsin istiyorum. Müzik
sanatçıları kendi aralarında organize oldular. Yeşilçam bu
konuda başarısız... Bunun için bir şeyler yapmayı gerçekten
çok isterim ama işlerim çok yoğun keşke vaktim olsa da
yardımcı olabilsem...
Uzak olduğu için bir gidip göremedim oraları.Çok
isterdim ama olmadı.Sinema’da o kadar ileriler ki...
Maddi olarakta çok ilerdeler.Bizim onlara yetişmemiz mümkün
değil... Biz burada 4-5 milyon hadi diyelim 7 milyon
harcayarak yaptığımız filmlere onlar 70 milyon harcıyorlar..
Senaryoları da çok ilerde...
O kadar çok ki... Zamanında
haksızlığa uğramış birisini
oynamak isterdim. Haksızlığın
hakkından gelip en sonunda
herkesten hesap soran kuvvetli
bir kadın karekterini oynamak
isterdim.
Kadınlarımızın yüzde
90’nı şiddet görüyor.
Dayak yiyor ama söylemiyor,
açıklamıyorlar... Ben de dayak
yesem saklarım, söyleyemem,
utanırım zul gelir... Doğru
mu? Tabi ki hayır... Susmamak
lazım... Ama erkek anneleri
olarak, onları yetiştirirken
bizlere çok görev düşüyor...
Nazara ve göze
inanıyorum. Batıl
inançlara çok inanmam
ama nazara çok
inanırım.
Huzur; Evde.
Aşk; Yok.
Para; Çok, lazım.
Şöhret; Olmazsa olmazım.
Kamera; En vazgeçilmezim.
Teknoloji; Hiç anlamam.
Tarkan; Seviyorum
Ve her güzel şeyin sonu
geldiği gibi bu güzel
söyleşininde sonuna geldik
Live İstanbul Dergisi olarak
bu samimi ve sıcak sohbet için
Oya hanıma teşekkür ederiz...
Çağan Irmak bana yakın filmler çekiyor. Yeşilçam filmleri
gibi. Onunla çalışmak isterim.
Eski filmler tekrar tekrar
gösteriliyor. Mesela Kemal
Sunal’in filmleri... Hiç
bıkmadan, usanmadan seyredilirken,
yeni diziler 2.kez
gösterildiğinde halk sıkılıyor.
Bunu neye bağlıyorsunuz?.
Halk o tutkuyu, aşkı, samimiyeti
bulamadı her halde diye düşünüyorum.
Şimdi iş paraya dönüştü. Bir arkadaşımdan
duydum bölüm başına bir oyuncu 110 bin
lira alıyormuş.
Şimdilerde komedi
anlayışının değiştiğini
düşünüyor musunuz?
Televizyonda değil ama sinema filminde
küfür ediliyor. Ve ne acıdır ki insanlar
bu filmleri seyrederken kahkahalar atıyor.
Ben filmlerde küfür istemiyorum. İnce
espriler olsun, konu bir yere dayansın,
aileler çocukları ile kaygısızca seyretsinler
mutlu olsunlar...
Festivaller hakkında
düşünceleriniz?
Festivallerin Yeşilçam destekli olmasını
istiyorum. Antalya Film Festivali’nde kortejde kalkacakmış bu
çok üzücü..Yıllardır Yeşilçam oyuncuları boyunlarında
çiçeklerle halkı selamlayıp yürürken, insanlarla göz
göze geliyorlar, halk da sanatçıyı yakından görüyordu.
En son rahmetli Sümer Tilmaç, Yeşilçamda oynadığı
roller nedeniyle “Tecavüzcü Coşkun” olarak bilinen
Coşkun arkadaşımız ve ben birlikte yürümüştük. Halkın
gösterdiği o ilgiyi hala unutamıyorum.
Festivallere oyuncuların eşofmanla, kot pantolonla
katılmalarını uygun görmüyorum. Festivallere yeni
oyuncuların elbette gitmesi gerekir ama senelerce bu işe
emek vermiş, emeği geçmiş Yeşilçam emekçilerinin 2-3
gün de olsa davet edilmesini istiyorum.Yeşilçam’ın var
olmasına neden olan oyuncular orada yok. Çok zor
şartlarda yaşayan oyuncu arkadaşlarımız var...
Yeşilçam veya diğer vakıflar neden
ilgilenmiyor?
Umut Utku başkanken çok ilgilendi. Ben bunu
şimdi Türker İnanoğlu’na çok yakıştırıyorum.
Bir çok yardımcı oyuncu arkadaşlarımız, dostlarımız huzur
evinde yatıyor.. Başka yerlerde de kalan yardıma muhtaç
oyuncularımız var, bunlara yardım edilsin istiyorum. Müzik
sanatçıları kendi aralarında organize oldular. Yeşilçam bu
konuda başarısız... Bunun için bir şeyler yapmayı gerçekten
çok isterim ama işlerim çok yoğun keşke vaktim olsa da
yardımcı olabilsem...
Türk Sineması şu an nerede? Biz neden
dünyaya açılamıyoruz?
Uzak olduğu için bir gidip göremedim oraları.Çok
isterdim ama olmadı.Sinema’da o kadar ileriler ki...
Maddi olarakta çok ilerdeler.Bizim onlara yetişmemiz mümkün
değil... Biz burada 4-5 milyon hadi diyelim 7 milyon
harcayarak yaptığımız filmlere onlar 70 milyon harcıyorlar..
Senaryoları da çok ilerde...
Yeni yönetmenler desem?
Çağan Irmak bana yakın filmler çekiyor. Yeşilçam filmleri
gibi. Onunla çalışmak isterim.
Hayalinde oynamak
istediğin bir rol?
O kadar çok ki... Zamanında
haksızlığa uğramış birisini
oynamak isterdim. Haksızlığın
hakkından gelip en sonunda
herkesten hesap soran kuvvetli
bir kadın karekterini oynamak
isterdim.
Kadına şiddet?
Kadınlarımızın yüzde
90’nı şiddet görüyor.
Dayak yiyor ama söylemiyor,
açıklamıyorlar... Ben de dayak
yesem saklarım, söyleyemem,
utanırım zul gelir... Doğru
mu? Tabi ki hayır... Susmamak
lazım... Ama erkek anneleri
olarak, onları yetiştirirken
bizlere çok görev düşüyor...
Nazara inanır
mısınız?
Nazara ve göze
inanıyorum. Batıl
inançlara çok inanmam
ama nazara çok
inanırım.
Bir kaç tek kelime
tek cevap
desek
Huzur; Evde.
Aşk; Yok.
Para; Çok, lazım.
Şöhret; Olmazsa olmazım.
Kamera; En vazgeçilmezim.
Teknoloji; Hiç anlamam.
Tarkan; Seviyorum