Cumartesi günü Abdal Musa Anma Törenleri için Elmalı’daydım. Öğle vakti Tekke Köyü’ne vardığımızda, ortalık ana baba günüydü.

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı     Menderes Türel    ’in posterleri ve masajları her tarafa asılmıştı. Köye giriş sapağından itibaren tüm yönlendirmeler büyükşehire aitti.

Ortalıkta büyükşehirin temizlik işlerine ait personeli dolaşıyordu.  Arasözleri tozlu yolları suluyor, çalışanlar ellerinde birer torba çöp topluyordu.

Büyükşehir, kültür merkezinin içine parke taşı döşemiş, tüm imkanlarını bu etkinlik için seferber etmiş.

İkinci göze çarpan belediye Muratpaşa’ydı… Başkan Ümit Uysal’ın posterleri, Türel’in karşısına veya çaprazına asılmıştı.

CHP’li Konyaaltı, Döşemealtı, Manavgat ve İbradı belediyeleri bu anma etkinlerinden bir haber olacaklar ki, esameleri okunmuyordu. Başkanları veya bir temsilcilerini de göremedim, ne gün boyu düzenlenen etkinliklerde ne de akşam ki törende…

Türkiye’nin dört bir yanından belediyeler bir şekilde Abdal Musa etkinliğinde varlıklarını hissettirirken, 250 bine yakın alevinin yaşadığı söylenen Antalya’nın CHP’li dört belediyesi, bu etkinliğe karşı sağır ve kördü.

Kıssadan hisse; meydanlarda biri AKP’li, diğeri CHP’li iki belediyenin ağırlığı hissediliyordu.

Şehrin orta yerine çarşı kurulmuş.

Abdal Musa Türbesi’ne giden ana yolun sağı solunu abartılı bir şekilde tezgahlarla doldurmuşlar.

Köyün tüm gölge yerleri, dışarıdan gelen insanlar tarafından kapılmış.

Türbenin bulunduğu o kutsal alan bile piknik alanına çevrilmiş. Türbenin çevresinde Abdal Musa’nın yakınlarına ait mezarlık dahi piknik alanı olmuş. Mezar taşlarının üzerinde çay demleyenleri görünce üzüldüm.

Aslında, etkinliklerin bu yönü başlı başına bir yazı konusu…

Ama, ben burada gördüğüm, şahit olduğum ve üzüldüğüm bir konuya değineceğim.

Abdal Musa etkinliklerine akşam saat  20.00 sıralarında Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, AKP Antalya Milletvekili Gökçen Enç, AKP İl Başkanı Mustafa Köse geldi. Kültür merkezinin arkasında yemeklerin pişirildiği bölümdeki masalara oturdular. Ramazan ayının ilk günüydü ve iftar vakti de gelip çatmıştı.

Burada karşılaştık Türel ve diğer AKP’lilerle… Masasına davet etti oturduk. Deniz otobüsünden sohbet ettik. Zararına da olsa bu hizmeti Antalyalılara sunmaktan mutluydu.
İtfar vakti yaklaşmış,  önce suları, sonra yemekleri servis edilmişti.

Oruçlarını suyla açıp, daha çorbaya ilk kaşığı sallamaya fırsat olmadan, bir gürültü koptu.
Bir grup slogan atıyor,  nümayiş yapıyordu. Ne olduğunu anlamak için korumalar gitti önce, sonra masadaki Elmalı Kaymakam’ı kalktı yerinden…

Haber geldi ki, CHP’den AKP’ye geçen Alevileri protesto etmek isteyenler, Türel’in bulunduğu yere doğru geliyormuş. Jandarmalar önlem aldı, nümayiş yapanlar dağıldı. Slogan atan gruba, tören alanında bulunan bir başka grup da dahil olunca, işin tadı tuzu kaçtı.

Türel ayağa kalktı, masada bulunanlara, “Biz buraya olay çıkarmaya gelmedik. Hadi gidelim” dedi. İftar yemeği kursaklarından geçmeden kalktılar, etrafındakilerle vedalaşıp köyden ayrıldılar.

‘Eline, beline, diline’ sahip olunması düsturundan bi haber, bir kaç kendini bilmezin, dillerine sahip olamamaları yüzünden tören olaylı başladı. Sonradan öğrendim ki, bu grupla, CHP’den AKP’ye geçen grup birbirlerini iyice paralamışlar.

Yazık ki, ne yazık…

Aleviliğin hoşgörüsünden uzak bu kişilerin provokasyonu o anlamlı güne gölge düşürdü.
Abdal Musa’yı siyasi kozların paylaşıldığı arenaya çevirenler, bunlara prim verenler, bundan nemalanacaklarını zanneden zavallılar, ayaklarına kadar gelmiş misafirlerine ardına kadar açık olması gereken kapıyı kapattılar.

Bu tür dini ritüellerin sergilendiği etkinlikleri, siyasete alet edenleri kınıyorum.
Her türlü belediye imkanı seferber eden, tam kadro gelerek katılanları sırf AKP’li diyerek dışlayan provokatörler, etkinliği yok sayan CHP’li başkanlara gıklarını çıkarmıyorsa, ben bunu bir değil, bin kez kınarım.