CHP Antalya’da baskın bir kongre kararı aldı.

Buradaki amaç; bu işi fazla uzatmadan, CHP’nin kronik hastalığı olan dedikodulara, yıpranmalara yol açmadan, kırmadan, dökmeden, birilerini küstürmeden sonlandırmak.

Düşünce güzel…

Bir de yaklaşan genel seçimler bu sürenin öne çekilmesinde etken…

Ancak, görüyoruz ki, delegenin önüne çıkarılacak isimler konusunda gruplaşmalar var.

Bu da normal…

Herkes bir isim arayışında...

Çünkü herkes şunu çok iyi biliyor ki, bu aslında bazıları için il başkanlığından öte, 2015 milletvekilliği yarışının ilk etabı… İl başkanlığını alan grup, vekillik sıralamasında da öne geçecek. Milletvekilliği yöntemi ister, ön seçim, ister aday yoklaması, isterse merkez yoklaması olsun, il başkanının tavrı önemli olacak.

Hal böyle olunca, gruplar da işi sıkı tutuyor.

Devrim Kök ve ona yakın olanlar bir isim çıkaracak. Kök’ün vekillik beklediği düşünülürse, kendisine yakın birini o koltuğa oturmak için çaba sarf etmesi normal karşılanabilir.

Aynı durum Mustafa Akaydın için de geçerli…

Diğer bir grup Deniz Baykal ve ona yakın olan isimler…

Bir başka grup ise PM Üyesi ve Antalya  Milletvekili Gürkut Acar ve il başkanı yapmak istediği Abit Küçükaslan…

Bunun dışında bireysel hareket edenler de var.

Şimdi gelelim işin özüne… Yani kongre delegelerine…

Bunun için biraz geriye gidip kurultay seçimlerine bakalım.

Antalya’da kurultay delegelerinin oy kullandığı seçim sandığından Muharrem İnce’nin açık ara birinci çıktığını biliyoruz.

Bu da gösteriyor ki, Antalya delegeleri, genel merkezin ve özellikle de Devrim Kök’ü geçtiğimiz seçimlerdeki politikalarını, performanslarını beğenmemişler. Kurultay delegeleri böyle düşünürken, kongrede oy kullanacak diğer delegelerin de aynı düşüncede olduğunu ön görmek hayalci olmaz.

Yani, delegeler genel merkez ve Devrim Kök’ün desteklediği adaya sıcak bakmazlar.
Bu tabi ki benim düşüncem.

Devrim Kök’ün yanında duran her kimse seçimi kaybeder.

Delege, kendisine empoze edilen isme değil, geçmişte yapılanlara, hezimetlere, yenilgilere, verilen ama yerine getirmeyen sözlere bakar.

Vereceği oya ipotek konulmasını istemez.

Devrim Kök’ün 2012’deki politikası neydi?..

 ‘Ben tabanın adayıyım’ demişti.
 
Bugün delege yine aynı mantaliteye oy verir…

Bazı delege ağalarının, il başkan yardımcılığı alabilmek için devşireceği birkaç oyun da bu mantaliteyi değiştireceğini sanmıyorum.

CHP delegesi en iyi kararı verecektir.

Bu kararları, 2015 milletvekilliği seçimlerini direkt etkileyeceği için önemlidir.

2012’den bu yana yenilgi üzerine yenilgi alan, yerel seçimlerde Büyükşehiri, Gazipaşa’yı,  Kaş’ı, Akseki’yi kaybeden, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde hezimete uğrayan bir yönetimin desteklediği adaya oy veren delege,  bu işin sorumlularıyla ortaklık senedini  imzalıyor demektir.

Bunu da CHP delegelerinden beklemek safdillik olur.