Tarih; 5 Mayıs 1960…
27 Mayıs İhtilali’nden 22 gün önce…
Dönemin başbakanı Adnan Menderes karşıtlarının Kızılay’da yapacağı eylemin tarihi…
Şifresi de; 555 K… Anlamı ise yılın 5’nci ayı, 5’nci günü, saat 5’te Kızılay’da…
O eylemden akıllarda kalan ve bugünlere kadar taşınan ise o gün Deniz Baykal’ın Adnan Menderes’in yakasına yapıştığı iddiası…
Ve, bu iddia yıllar önce ilk Antalya’da dillendirildi, son olarak yine Antalya’da tekrarlandı.
Deniz Baykal’ın, Başbakan Erdoğan’ı kastederek “Ulan” deyip sonra kamuoyundan bu söz için özür dilemesi AKP’yi tatmin etmedi ki, Antalya İl Başkanı Mustafa Köse, 51 yıl önceki bir olayı yeniden gündeme getirdi. Yani, Baykal’ın Adnan Menderes’in yakasına yapıştığı iddiasını…
Köse, Baykal’ın “Ulan” sözünden yola çıkarak, “Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı’na ‘Ulan’ diye hitap etmenin genel başkanlık yapmış bir Antalya milletvekiline yakışmadığını belirtmek istiyorum. Ayrıca; öğrencilik yıllarında Başbakan olan merhum Adnan Menderes’in yakasına yapışarak özgürlük isteyen sayın Baykal’ın partisini merkez sağın adresi olarak göstermesi de manidardır” dedi.
Bu mesele, yani Menderes’in yakasına yapışma konusu bu açıklamadan iki gün önce, Baykal ile olan sohbetimizde gündeme geldi. Bir gün yine bu iddianın gündeme geleceği sanki Baykal’ın içine doğdu ki bize bu olaydan bahsetti.
Baykal, Anadolu Park Restoran’da, 30’a yakın gazeteciyle yaptığı sohbette, Adnan Menderes’in yakasına yapışma hikayesini anlattı.
Gerçi bu sohbette konuşulanlar yazılmayacaktı ama bu konunun geçtiği o bölümün istisna olduğunu düşünerek kısaca bahsetmek istiyorum.
Baykal, Adnan Menderes’in Kızılay Meydanı’nda olduğu eylemde orada olduğunu söylüyor. Bunu inkar etmiyor.
Ancak, Menderes’i görmediğini, oraya geldiğini duyduğunu, ‘İşte buradayım yapışın yakama’ dediğinden başkalarının anlatımıyla haberdar olduğunu, bir gazetecinin başbakanı arabasına bindirip oradan uzaklaştırdığı haberini de sonradan aldığını söylüyor. Ve, şu tespiti yapıyor;
“Düşünün, ben Adnan Menderes’in yakasına yapışsam, en azından orada beni görürlerdi. Yapışsam, ben bunu arkadaşlarıma, yakınlarıma söylerdim, saklamazdım. İhtilalden sonra Adnan Menderes’e muhalif olanlar ihya oldu, belli yerlere geldiler. Ben böyle bir şey yapsaydım, beni de bir yerlere getirirlerdi. Bu olaydan yıllar sonra 1973’de ben Antalya’dan milletvekili adayı oldum. Adalet Partisi’nin ‘Çarıklı’ lakaplı milletvekillerinden İhsan Ataöv partililerine Antalya’da benim konuşma yaptığım yeri sormuş, ‘Gidince haber verin’ demiş. Benden 15-20 dakika sonra dağılan kalabalığı toplayıp, ‘O var ya o, Adnan Menderes’in yakasın yapışan adam’ diye söylemiş. İlk oradan çıktı bu… Yıllar sonra kendisiyle karşılaştığımda bunu bana da söyledi. Hatta, ‘Yardımım olacaksa CHP’ye bile girerim’ dedi.”
Şimdi, Deniz Baykal’ın Adnan Menderes’in yakasına yapıştığını gören var mı?.. Yok… Bugüne kadar ‘Evet, ben gördüm’ diyen çıkmadı. Baykal, “Evet, ben yapıştım” dedi mi?.. Hayır…
Ama birileri hala, “Evet yapıştı” diyorsa, işte siyasetin adı bu…