Sayılı günler kaldı... Yılbaşı ruhu hissediliyor... Avrupa Noel havasına girdi… Geleneksel Noel pazarları açıldı artarda… Kışın sihrini hissettiriyorlar, yılbaşı ruhunu yaşatıyorlar... büyüleyici Noel pazarlarında gezmek, sıcak içecekler yudumlamak, ışıl ışıl dekorların arasında kaybolmak bambaşka bir duygu...
* * * *
Bilirsiniz üç boyutlu masal kitapları var, bu dönemde sanki öyle görünüyor sokaklar. Her taraf rengarenk ışıklarla süslenmiş, evlerden sanki kurabiye adamlar çıkacakmış hissine kapılıyor insan bir an… Hele bir de kar yağsa, tam bir masal dünyası olacak…
* * * *
Yaşadığımız Frankfurt’ta da açıldı böyle bir pazar… Kent arşivinde 1393’te böyle bir pazar kurulduğu dair belgeler var… Nasıl anlatayım… Şöyle tahayyül edebilirsiniz… Tarihi Römer Meydanı’nda onlarca küçük ahşap kulübeler kuruldu…Noel süsleri, oyuncaklar, fındıkkıranlar, el işi cam veya ahşap figürler gibi hediyelik eşyalar satılıyor… Atlı karınca da var… Meydandaki kilisenin çanları çaldı. Belediye Başkanı binanın önüne dikilen 26 metrelik çam ağacının ışıklarını yaktı. Üzerinde 25 bin ışık, 600 fiyonk varmış…
* * * *
Burası irice bir meydan… Bir tarafta Römer adı verilen tarihi belediye binası… 11 Mart 1405’ten beri hem Frankfurt’un idari merkezi… 1562’den beri Kutsal Roma İmparatorları binadaki İmparatorluk Salonu‘nda taç giyiyormuş… Salonda yağlı boya devasa tabloları var…
* * * *
Bir tarafta dik çatılı tarihi ahşap evler… Yakında Alman Birliği’ne ilk adımın atıldığı tarihi Pauls Kilisesi… Ortada fıskiyeli havuz ile Adalet Heykeli… 1543’de yapılmış… 10 Mayıs 1933’de bu meydanda kitaplar yakılmış… Yerde bir plaket var şimdi…
* * * *
Eşimle dolaşıyoruz… Alte Nikolai Kilisesi’nden çan sesleri, ilahiler, Noel şarkıları geliyor kulaklara… Paskalya çörekleri, havada mis gibi kavrulmuş badem, vanilya, tarçın ve zencefil kokusu… ‘Lebkuchen‘ adı verilen 14. Yüzyıl’dan beri değişmeyen bir formülle hazırlanan zencefilli kurabiyeler, badem ezmeleri, şeker kaplı bademler, adını Napolyon’un verdiği Frankfurt’a has Bettmaenchen adlı eşsiz badem ezmeleri…
* * * *
Noel pazarlarının geleneği, mutlaka olması gereken şey sıcak şarap… Detayı sormayın, ne uzmanıyım ne iddialıyım… Gerekirse bu işin erbabı dostlarım Mehmet Yalçın, Fatih Akerdem veya Ahmet Ayberk’e danışıyorum…Kırmızı sıcak şaraba çeşitli aromalar da katılarak farklı tad verilebiliyor… Alkolsüz de var… Eşimle ben ahududu katılmış olanı tercih ediyoruz… Bence şeker hastası olanlar aman dikkat etmeli…
* * * *
Anlatılar çeşitli… Bu pazarların kökeni Orta Çağ’a kadar gidiyor… Karakış bastırmadan insanların ihtiyaçlarını temin edebilmeleri için son fırsatmış bu pazarlar… Sonraları kilisenin etikisiyle Noel Pazarları’na dönüşmüş… Noel pazarları dört haftalık ‘Advent‘ denilen döneme denk getirilmeye başlanmış…
* * * *
Hıristiyanlıkta Advent (Latince Adventus ‘varış‘ veya Advenit ‘o geliyor‘) Hz. İsa’nın doğumunun beklendiği dönem… Hıristiyan inancına göre 30 Kasım’a en yakın Pazar günü başlayıp Noel arifesine kadar süren dört hafta… Hristiyanların Hz. İsa’nın doğumunu kutladıkları Christmas (diğer bir adıyla Noel) 25 Aralık’a tekabül ediyor. 24 Aralık’a da Noel Arifesi diyorlar...
* * * *
Tabii bu pazarlar Frankfurt’la sınırlı değil… Genellikle hemen her kent, kasaba ya da köyün ana meydanında kuruluyor. Bir iki bin Noel pazarı kurulduğu söyleniyor. 20 yüzyılın en önemli Alman yazarlarından Nobel ödüllü Thomas Mann ‘Buddenbrooks’ adlı romanında Lübeck’teki Noel pazarını anlatır… "Noel'in büyüsüne olan sevgim asla kaybolmaz‘ diyor…
Önceki sayfa
Sayfa başına git
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |