Türkiye genelini bilmemde, Antalya’da başhekim olmak kelimenin tam anlamıyla "Ateşten Gömlek" giymektir.

 -İktidar yanlısı olduğunu iddia eden yüzlerce hasta ve hasta yakını… Bitmek tükenmek bilmeyen istek ve şikayetleri…

-İktidarların bürokratları...

-Partinin il, ilçe başkan ve yönetiminin istek ve yön verme çabaları...

-Sendikanın tehdit ve istekleri...

-Bir de hastane çalışanlarının torpillerinin ve siyasi üst düzey dayılarının olduğu iddiasıyla laf söz dinlememesi…

-Duruma örnek; bir hastanenin şu anda yönetim kadrosunda olan bir kadın var ki sormayın gitsin. Arkasında bir iktidar milletvekili olduğu havasını atıp, kendini başhekimin üstünde görerek hastaneyi yönetmeye kalkmasını diğer personel ilgi, hayret ve endişe içinde izliyor.

-Sağır sultanın bile duyduğu bu kadına hiçbir kimsenin (üst düzey) sesini çıkaramaması ise ayrı bir dehşet ve kaygı verici bir durum.

-Eski bir başhekimin dediği gibi, "Beni sözleşmeli yapan ve performansımı değerlendiren sistem, altımdaki personeli 652 sayılı yasayla garantiye alıyor, sonra da benden performans bekliyor. Ben personele nasıl laf geçireceğim?.. Sistemin aslında tam tersi olması lazımken."

-Genel sekreterlik sisteminin gelmesiyle aslan kediye boğduruldu, çavuş general, general çavuş yapıldı, sonra da eski Sağlık Müdürlüğü’ne dönülmesiyle sistem iyice arap saçına döndü.

-Birde konuyu olayı araştırmadan yazan bazı gazeteciler.

-Sosyal medyada kılıç sallayan silahşörler.

-Daha onlarca Başhekimi boğan sorunlar.

-Tüm bunlara karşı koyan başhekimler birde yönetim de özgür ve özerk olsa.

-Hastanenin ihtiyaçları var. "Bakarız"…

-Personel lazım. "Sen karışma"…

-Hastane yetersiz ilave yapılacak. "Sen bilmezsin" …

-Doktor, servis yeterli değil. Duymazlıktan gelinir.

-Ankara, elindeki gücü taşraya vermemek için bürokrasi hazretleri marifetiyle direndikçe direnir. Bunca sorun ve sıkıntılara karşın aldıkları maaş, onu hiç sormayın. Neticede başhekimlik ateşten gömlek. Allah yardımcınız olsun.