ANTİKAD'ın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle her yıl geleneksel olarak üç kategoride düzenlenen 'Yılın Kadınları' ödülleri, bu yıl İzmir'den bir iş kadını, İstanbul'dan bir akademisyen ve Ankara'dan bir anneye verildi. ANTİKAD'ın 'Kadınlar Günü Ödül Gecesi', Akra Hotel'de gerçekleştirildi. Törende yılın girişimci iş kadını, yılın akademisyeni ve yılın annesi ödülleri takdim edildi. Ödül törenine Muratpaşa Belediye Başkan Yardımcısı Murat Şimşek, Konyaaltı Belediye Başkan Yardımcısı Mustafa Gürbüz, Antalya Sanayici ve İşadamları Derneği (ANSİAD) Başkanı Abdullah Erdoğan, ANSİAD eski başkanı Ergin Civan ile ANTİKAD üyesi iş kadınları katıldı.
Törende 'Yılın Girişimci İş Kadını' ödülü, İzmir'deki Pan-Pen Güloğlu Plastik firması Genel Müdürü Gülçin Güloğlu'na, 'Yılın Akademisyeni' ödülü İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya Metalurji Fakültesi'nden öğretim üyesi Doç. Dr. Elif Genceli Güner'e, 'Yılın Annesi' ödülü de Ankara'dan Server Sevinç'e verildi. Yılın kadınlarına ödüllerini Murat Şimşek, Mustafa Gürbüz ve Ergin Civan takdim etti.
ANA GÖREVLER ERKEKLERİN TEKELİNDE
Kadının insanlık yapısının en önemli direği olduğunu belirten ANTİKAD Başkanı Leyla Sedef Tuna, Türkiye'de Atatürk'ün önderliğinde kadının her alanda önemli görevler üstlendiği ve bu sayede ülkemizin bugün dünyada önemli noktalara gelmesinde kadınların çok önemli görevler üstlendiğini kaydetti. Ancak kadınların evlere girmeye zorlandığı ve ana görevlerin hala erkeklerin tekelinde olduğunu söyleyen Tuna, “Türkiye'de kadınların işgücüne katılımı yüzde 32 iken G-20 ülkelerinde yüzde 54 seviyelerinde. Yönetim kademelerinde daha çok kadının görev alması gerekmektedir. Kamu kurumu ve parlamentoda daha çok kadın görev alması ülkemizi güçlendirecektir. Kadınların eğitim, çalışma hayatı ve yönetim kademeleri başta olmak üzere hayatın her alanında eşit şekilde yer almasını sağlamalıyız" dedi.
ŞİDDET MAĞDURU KADINLARI İŞ SAHİBİ YAPTI
Yılın Girişimci İş Kadını ödülünü alan Pan-Pen Güloğlu Plastik firması Genel Müdürü Gülçin Güloğlu, aile şirketini büyütüp geliştirdiği ve firma olarak birçok ödül aldıklarını söyledi. ANTİKAD'ın ödülünün kişisel ilk ödülü olduğunu belirten Güloğlu, “Sevgi dolu bir ailede büyüdüm ve en küçük şiddet görmedim. 18 yaşıma geldiğimde şiddet mağduru kadınlarla tanıştım ve onları gördüğümde kendimi 90 kilometre hızla duvara çarpmış araba gibi hissettim. Bu kadınlar için bir şey yapmam gerektiğini düşünmeye başladım. Şiddet mağduru 30 kadına plastik bölümünde eğitim kursu düzenledik ve hepsine de yüzde 100 iş garantisi verdik. Şiddet mağduru bir kadın için bir maaş-banka kartının neler hissettirdiğini anlatamam" dedi.
'PARALARI DAMADA YEDİRMEMEK İÇİN EVLENMEDİM'
Tire'de kurduğu fabrikanın yatırım sürecinde babasının ve ailesinin etraftan sürekli 'genç bir kıza böyle yatırım yaptırmaması' gerektiği, 'paraları damada mı yedireceksin' gibi sürekli tacize uğradıklarından bahseden Güloğlu, espriyle, “Bilinçaltına da yerleşmiş ki paraları damada yedirmemek için ben de evlenmedim" dedi. Kurduğu fabrikada 12'nci senede ciddi bir ihracat miktarına ulaştıklarını da kaydeden Güloğlu, “Krize rağmen büyümemiz devam ediyor" diye konuştu.
AVRUPA'DA BİLİM KADINA DAHA KAPALI
'Yılın Akademisyeni' ödülü verilen Doç. Dr. Elif Genceli Güner ise küçükken kasiyer, balerin ve bir restoranda baş aşçı olmak gibi hayalleri olduğundan bahsederek, bir bilim kadını olduğunu söyledi. Hollanda'da uzun yıllar akademisyenlik yapan ve birçok önemli buluşa imza atan Doç. Dr. Güner, dünyada su kaynaklarının sadece yüzde 4'ünün içilebilir durumda ve hızla kirlendiğinden yola çıkarak, temiz suyun geri dönüşümünü sağladığı projesini şöyle anlattı:
“Atık sular, su kaynaklarının kirletilmesindeki en önemli nedenlerden biri. Her yıl bir Aral Gölü kadar suyu hayata döndürmek ve çok fazla enerji tasarrufu yapmak mümkün. Hollanda'da yeni bir teknoloji geliştirdim. Kritalizasyon yapmaya başladık, ötektik donma kristalizasyonu. Madencilik ya da atık suyu alıp reaktörün içine koyup soğutmaya başladığımızda buz kristalleri üretilmeye, yani dondurmaya başlıyorum. Tuz ve buz kesişim noktasına gelinceye kadar ve bu nokta ötektik nokta, sistemdeki karışımı çektiğinizde buz ve tuz kristalleri ayrışıyor. Çaya şeker atınca dibine çökmesi gibi. Yüzde 90'a kadar daha enerji tasarrufu ve yüzde 100 verimli su ve tuzu geri kazanımı mümkün" dedi. Antarktika'da keşfettiği iki yeni mineralden de bahseden Doç. Dr. Güner, Avrupa'da bilim dünyasının kadına daha kapalı olduğunu, Türkiye'de bu oranın neredeyse yüzde 50 yüzde 50 iken Avrupa'da özellikle de mühendislik alanında daha kapalı olunduğunu dile getirdi.
UYUŞTURUCUDAN KURTULAN OĞLU ZEHİR SAVAŞÇISI OLDU
'Yılın Annesi' ödülünü alan Server Sevinç ise en zor mesleğin annelik olduğunu belirterek, oğlunun yaklaşık 3-4 yıl süren uyuşturucu bağımlılığı sürecindeki zorlukları anlattı. Oğlundan şüphelenmeye başladıktan sonra dışarı çıkarken kılık değiştirip takibe aldığı, evde sürekli gözetim altında tutarak uyuşturucu kullandığını belirlediğini belirten Sevinç, tedavi için iki kez AMATEM'e götürdüklerini ancak bir uyuşturucudan kurtarmak isterken burada verilen ilaçlara bağımlı kalındığı ve başarı elde edemediklerinden bahsetti. Araştırmaları sonucunda Uyuşturucuyla Mücadele Akademisi'ne ulaştığı ve aylar süren mücadele sonrası çok yoğun talebin olduğu bu merkezde oğlunun tedaviye alınmasını sağladığını kaydeden Sevinç, “Oğlum 3 yıl önce kurtuldu ve 3 yıldır da bu akademide Zehir Savaşçıları ile birlikte diğer madde bağımlılarının kurtulması için eğitmen olarak görev yapıyor" dedi.
Mehmet ÇINAR/ANTALYA, (DHA)