Ben hep şunu bilir, şunu söylerim; Antalya gibi ucube binaların bulunduğu bir kentte, belediyeler dahil, kamu kurumları ellerinden geliyorsa, bunları yıkmalı, yeşil alan olarak açmalı.
Bu mimari ucubeler kendi binası ise gözü kapalı yıkmalı, değilse kamulaştırıp çaresine bakmalı.
Ama görüyoruz ki, yıkacağımız yerde koruyoruz.
Bir yapının yıkılması için illa Başbakan Erdoğan’ın ‘Bu ucubedir’ demesi mi lazım.
Hatırlayın yıl 2004…
Selekler Çarşısı’nın hemen bitişiğindeki Özel İdare Binası, kolonlarında meydana gelen patlama yüzünden terk edildi, hayalet binaya dönüştü.
Orada tapu daireleri vardı, Antalya Gazeteciler Cemiyeti’nin lokali vardı, Antalya Devlet Tiyatrosu’nun sahnesi vardı.
O günden bugüne bu bina başımıza yıkılacak diye çevresinden bile geçmek istemedim.
Ama bugün bakıyoruz, yıkılmasını bir kenara bırakın tamir ettirilip hizmete açılacakmış.
Kim söylüyor bunu?... Antalya valisi…
Bu binanın tamamen yıkılması, yerine daha az yoğunlukta, yeşil alanı bol bir kültür merkezi yapmak varken, onarıp, hatta tepeden 4 katını yıkıp oturmanın bir alemi var mı?..
Benim bildiğim, Antalyalı meslek odaları yıkılması konusunda görüş bildirmişti.
Ne oldu bu görüş?..
Antalyalı uzmanların ‘Yıkılsın’ görüşü varken, İstanbullu uzmanların, ‘Güçlendirilip kullanılsın’ önerisinin arkasına sığınmak niye?...
Bu ucubeden, hayaletten, beton yığınından kurtulmak için her şey hazırken, ‘Yıkmayacağız’ demek de ne oluyor?..
Bizim umudumuz Antalya’nın o kötü silüetinin bir parçasının ortadan kalkmasıydı.
Dilerim, Antalya İl Genel Meclisi bu konuda daha önce aldığı ‘Yıkım’ kararında ısrar eder. Ve, Antalyalı bu ucubeden kurtulur.
NOT: Gün Haber olarak bu konuda bir anket düzenledik. Yıkılsın veya yıkılmasın diye oyunuzu kullanın, sesinizi duyurun.