Tamamen konjonktürel, detaylı araştırılmadan kaleme alınmış bir yazı,dolaysıyla veriler yanlış olduğundan sonuşlar konusunda da yanlış değerlendirmeler yapılmış.Genel Başkanlık seçimini ve parti meclisi seçimini ayrı ayrı düşünmek lazım,birinci gün Genel Başkan seçilmiş iş bitmiş.İkinci gün ise parti meclisi için çarşaf listeyle seçime gidilmiş ve delegeye özgür iradesiyle seçme hakkı verilmiş .Kim seçilirse seçilsin hepsi de sonuş da bu partinin üyeleri, çıkan liste çoğunluğun listesi bunu böyle okumak gerekir.Başka bir konu ise Genel Başkan 104 kişilik bir liste yaparak bunu delegeye dağıtarak kimi seçerseniz seçin demişdir,seçilenlere bakıldığında ise bu 104 kişilik listeden 39 kişi parti meclisine seçilmeyi başarmışdır.8 kişide genel başkanın gösterdiği bilim kurulundan katıldığında 47 kişi genel başkanın çıkardığı listeden seçilmiş olmaktadır.13 kişi ise bu iki liste dışından parti meclisine girmeyi başarmışlardır.Çarşaf listenin özelliğide bu değil mi.Seçimde dolanan diğer listeler ise tamamen kişilerin bir araya gelerek çıkardığı listelerdir.52 kişilik anahtar listelerin hiç birinin Genel Başkan'la ilgisi yoktur o listeler örgütlerin bir araya gelerek çıkardıkları listelerdir.Kısacası 60 kişilik parti meclisine 47 kişi genel başkanın listesinden 13 kişide delegeler tarafından hazırlanan listelerden girmişlerdir.O nedenle daha ilk günden şeytanın avukatlığını yapmanın alemi yoktur.Daha ortada hiç bir şey yokken herkes kendi meşrebinden konuşmaktadır.Blok listeyle seçime gidersin olmaz,Çarşaf listeyle seçime gidersin olmaz,peki sizin önerinizin ne???