CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, "Referandum sürecinde, ’Evet’ diyenler televizyonda 30 bin dakika konuşmuş, ’Hayır’ diyenler sadece 2 bin 737 dakika. TRT resmen suç işliyor, suç duyurusunda bulunacağız. Bazı televizyonlar var ki CHP’nin, ’Hayır’ diyenlerin hiç ismi yok" dedi.
Malatya’da CHP il binasında basın toplantısı düzenleyen Ağbaba, referandum sürecinin adil bir şekilde gitmediğini iddia etti. Ağbaba, "Seçimin güvenilirliği, adilliği sadece sandıkta kullandığınız oyun sayılması ya da sandık değil, seçimin adil olmasını her yönden değerlendirmek gerekiyor. Basında taraflar eşit şekilde yer alabiliyor mu, hayır ve eveti savunanlar eşit şekilde dertlerini anlatabiliyorlar mı, imkanlardan eşit şekilde faydalanabiliyorlar mı?" diye sordu.
Televizyonların 30 bin dakika ’Evet’e, 2 bin 737 dakika ise ’Hayır’a yer verdiğini söyleyen Ağbaba, şöyle konuştu:
"Televizyonların haberleriyle ilgili rakamlar var, inanılır gibi değil. Biz bunu görüyor ve söylüyorduk ama televizyonlara çıkma saatlerine baktığımız zaman tam bir kepazelik. Hangi televizyon kaç dakika ’Hayır’ı, kaç dakika ’Evet’i çıkarmış, hepsi var. ’Hayır’, ’Evet’in 20’de 1’i. 20 kez ’Evet’ söylenmiş, 1 kez ’Hayır’. ’Evet’ diyenler televizyonda 30 bin dakika konuşmuşlar, ’Hayır’ diyenler sadece 2 bin 737 dakika. TRT resmen suç işliyor, suç duyurusunda bulunacağız. Bazı televizyonlar var ki Cumhuriyet Halk Partisi’nin, ’Hayır’ diyenlerin hiç ismi yok."
Anketlere göre ’Hayır’ın önde olduğunu kaydeden Ağbaba, "Onların korkuları bu. Bu adil bir seçim değil. ’Hayır’ diyenlere her türlü baskı yapılıyor. Malatya’da 1 Nisan’da yapılacak bir toplantıya izin verilmiyor. Metin Feyzioğlu ve Levent Gültekin geliyor, Halk Eğitim Merkezi verilmiyor. Salon ve her türlü desteği onlara vereceğiz. ’Hayır’ diyenlerin yolları kesiliyor, toplantıları iptal ediliyor. Elektrikleri kesiliyor, yollara indirilmiyorlar. ’Evet’ bir devlet mekanizmasının bütün kollarıyla beraber çalışıyor. Valiler, kaymakamlar esnaf gezisi yapıyor. Kurum amirleri bizzat çalışıyorlar. Buna rağmen ’Hayır’ önde çünkü ’Evet’in haklı bir tarafı yok" diye konuştu.
12 Eylül 2010’da gerçekleştirilen anayasa değişikliği referandumunun 15 Temmuz’daki darbe girişiminin önünü açtığını da iddia eden Ağbaba, şunları söyledi:
"2010 referandumunda ’Evet’ çıkmasaydı, 15 Temmuz darbesi olmazdı. 12 Eylül 2010’da ’Evet’ çıkması neticesinde yargı bir cemaatin eline teslim edildi, o cemaat Türkiye’deki bütün özel yetkili mahkemelere kendi hakim ve savcıları atayarak, darbenin önünü açtı. Balyoz, Ergenekon, Askeri Casusluk gibi davalarda TSK’daki yurtsever, vatanına, bayrağına, milletine bağlı bütün subaylar tasfiye edilerek, yerlerine 15 Temmuz’da darbe yapan insanlar getirildi. O gün hayır çıksaydı darbe olmazdı. 15 Temmuz’da meclise atılan bomba, 12 Eylül 2010 akşamı konuldu. Boğaz Köprüsünde sivil insanların üzerine sıkılan mermi, 12 Eylül 2010 akşamı sürüldü. Sivil insanları çiğneyen tanklara mazot, 12 Eylül 2010 akşamı konuldu. Biz o zaman da ’Hayır’ dedik."