YGS'de bazı soruların yanıtlarının şifrelendiği yolundaki haberler üzerine Antalya'da aralarında öğrencilerin de bulunduğu bir grup, geçen yıl 9 Nisan'da protesto gösterisi düzenledi. Eylemi tesadüfen gören dönemin Vali Yardımcısı Metin Borazan, protestocuların fotoğrafını çektikten sonra, elini ağzına götürerek, 'Yuh' diye bağırdı. Daha sonra öğrenci grubunu protesto eden kişinin Antalya Vali Yardımcılarından Metin Borazan olduğu ortaya çıktı.
Protesto gösterisinden bir gün sonra Türkiye Komünist Partisi Antalya İl Başkanı Dr. Levent Tunçel ile Eğitim- İş Sendikası Antalya Şubesi Başkanı öğretmen Mehmet Balık ayrı ayrı basın açıklaması yaparak, Borazan'ın protesto gösterisi yapan gruba yönelik davranışını eleştirdi. Tunçel ve Balık'ın basın açıklamalarında, Metin Borazan'a yönelik "Metin Borazan kimin borazanıdır" ifadeleri üzerine Vali Yardımcısı Metin Borazan, kendisine hakaret edildiği iddiasıyla Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulundu.
İDDİANAME HAZIRLANDI
Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı olduğu dönemde Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner'i tutuklatan ve özel yetkisi alınarak Antalya'ya atanan Cumhuriyet Savcısı Osman Şanal, şüpheliler Levent Tunçel ve Mehmet Balık hakkında, Vali Yardımcısı Metin Borazan'a basın yoluyla hakaret ettikleri gerekçesiyle iddianame hazırladı.
SAVCI: HAKARET SUÇU BULUNUYOR
İddianamede, şüphelilerin gazetecilik yaptıkları vurgulanarak, şüpheli Levent Tunçel'in şikayetçi Vali Yardımcısı Metin Borazan hakkında yaptıkları basın açıklamasında, 'hafiyelik yapıyor' ve 'kimin borazanıdır' diye ifadeler kullandığı, diğer şüpheli Mehmet Balık'ın da basın açıklamasında benzer şeyler söylediği belirtildi. Cumhuriyet Savcısı Osman Şanal iddianamesinde, eleştiriyle hakaret arasında çok ince bir çizgi bulunduğuna işaret etti, şüphelilerin ifadelerinde 'hakaret' suçu bulunduğunu iddia etti.
BASIN ÖZGÜRLÜĞÜYLE İLGİSİ YOK
Şüphelilerin yaptıkları basın açıklaması ve yazdıkları yazıda, şikayetçiye yönelik ifadelerininin basın özgürlüğüyle demokratik hak ve hürriyetlerle, eleştiri yapma hakkıyla ilgisinin bulunmadığını öne süren Savcı Şanal, basın açıklamalarıyla bu sınırların oldukça aşıldığını ve Türk Ceza Kanunu'nun 125'inci maddesinin unsurlarını oluşturan suç haline geldiğini iddia etti.
3 AYDAN 2 YILA KADAR HAPİS İSTEMİ
İddianamede şüphelilerin TCK'nın 125'inci maddesinin 1 ve 2'nci fıkraları gereği 'hakaret' ve 'basın yoluyla hakaret' suçlamalarından 3 aydan 2 yıla kadar hapis cezasına çarptırılmaları talep edildi.
Antalya 4'üncü Sulh Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın önceki gün yapılan ilk duruşmasına şüpheliler TKP İl Başkanı Levent Tunçel ve Eğitim- İş Sendikası Antalya Şubesi Başkanı Mehmet Balık katılırken, Mersin Vali Yardımcılığı'na atanan Metin Borazan'ı avukatı temsil etti.
Levent Tunçel ifadesinde, bir siyasi partinin il başkanı olduğunu, doktorluk yaptığını, herhangi bir gazetenin yazarı ya da sorumlu yazı işleri müdürü olmadığını söyledi ve hakaret suçlamalarını kabul etmedi. Mehmet Balık da, YGS'deki şifreleme iddialarıyla ilgili yapılan basın açıklamasında şikayetçiye hakaret kastı bulunmadığını söyledi.
Şüpheli avukatları da 'basın yoluyla suç işledikleri' ileri sürülen müvekkillerinin mesleklerinin gazeteci olmadığını, böyle düşünülüyorsa gazeteci kuruluşlarından sorulmasıni istedi ve suçlamaları kabul etmediklerini bildirdi.
Mahkeme hakimi Ferhat Acar da şüphelilerin herhangi bir gazetecilik sıfatı bulunup bulunmadığının Basın Kanunu'na göre gelecek celsede karara bağlanmasını kararlaştırdı. Duruşma 13 Haziran 2012 tarihine ertelendi.
İDDİANAMEDEKİ MESLEK HATASI
Şüphelilerden Eğitim- İş Şube Başkanı Mehmet Balık'ın avukatı Mustafa Baysal, duruşma çıkışında yaptığı açıklamada, mahkemenin iddianamede şüphelilerin gazetecilik yaptıklarına ilişkin ibareye dikkat ettiğini belirterek, "İddianamedeki bu ibare ya dikkatsizlik ya da hata sonucu yer almış olabilir. Şüphelilerin birinin sendika şube başkanı, diğerinin siyasi parti il başkanı olduğu biliniyor. Bunun maddi bir yanlışlık olduğunu düşünüyorum" dedi.