İtalyanlar Antalya’yı İşgal Ettiler (1919)
Antalya’da güvenliği sağlama bahanesiyle İtalyanlar 28 Mart 1919 tarihinde 300 askerle şehri işgal ettiler. O güne kadar İtalyan askerleri limanda savaş gemileri içerisinde bekliyorlardı.
TARİH KİTAPLARINDAN ANTALYA'NIN İŞGALİ:
Antalya, Menteşe sahilleriyle birlikte İtalya’nın Anadolu’ya giriş kapısıdır. Antalya da gizli andlaşmalarla İtalya’ya vaad edilmiştir. Fakat İtalyanların Antalya ile ilgilenmeleri i. Dünya Savaşı’ndan önce başlamıştı. Daha Balkan Savaşı döneminde İtalya’nın Antalya konsolosu Marchese A. Ferrante, İtalya’nın emellerini gösteren davranışlarda bulunmaktaydı. Örneğin, Antalya kalesinden bir-iki taş sökülse derhal olay yerine gidiyor ve “bu eserler Romalıların, yâni İtalyanların eserleridir. Bunları hiç kimse tahrip edemez” diyerek müdahale ediyordu’.
Antalya ile bu gibi tarihî ve hissî bağlar kuran İtalyanlar, İngiltere ve Fransa ile yaptıkları gizli andlaşmalarla Antalya’yı kendileri için nüfuz bölgesi olarak almayı başardılar. Mütareke’den sonra Antalya’yı işgal etmek için uygun ortamı bekleyen İtalyanlar, çıkan fırsatları değerlendirmeye de özen gösterdiler. Şubat 1919 sonlarında Antalya hapishanesinden bazı mahkumların firar etmesinden sonra 22 Mart 1919’da Antalya’ya gelen Regina Elena gemisinden bir kaç İtalyan askeri karaya çıkarılarak eski İtalyan hastanesinde koruma altına alındı. Bundan başka, İtalya’nın Antalya kontrol memuruna hükümet konağında bir oda verildi. İşgalden önce Antalya’da bir telsiz-telgraf istasyonu kuran İtalyanlar, şehirde bir İtalyan okulu açmak için rahipler, rahibeler ve öğretmenler getirmişlerdi3. Antalya esnafından bazılarını limandaki kruvazöre davet eden İtalyanlar, kendilerine iyi muamele edildiğine dair bir kâğıt imzalattılar. Esnafın ne anlama geldiğini bilmeden imzaladığı bu kâğıt İtalyanlar tarafından şehrin işgalinde kendilerine davet yapıldığı şeklinde kullanılacaktır.
Antalya’da bunlar olurken 21 Mart 1919’da İtalyanlar, konferanstan, “İtalyan kuvvetlerine Antalya’yı işgal etmek üzere müsaadede bulunulmasını” rica ettiler. Müttefiklerinden istedikleri desteği alamayan İtalyanlar kendi sorumlulukları altında hareket ettiler. 23 Mart’ta resmî bir karar çıkarıldı: “1919, 16 Mart’ından itibaren Oniki Ada bölgesinden bu adalarla Kuşadası körfezinden… Antalya ve ötesine kadar olan Anadolu kıyılarında kaza hakkına sahip olmak üzere bir “Deniz İstasyon Komandosu” kurulduğu, bu sularda faaliyette bulunan bütün gemilerle işbu yerler ve sahillerde bulunan İtalyan deniz hizmetindeki askerlerin bu komandonun emrine verildiği tâyin ve tespit edilmiştir.”
Antalya’daki olaylar birbirini izlemeye devam etti. 27 Mart 1919 günü Antalya’dan Burdur’a giden posta arabası soyuldu. Aynı günün gecesi Antalya’nın Hıristiyan mahallesindeki meydanda, mürettep olduğu daha sonraki incelemelerde anlaşılan bir kutu barut infilâk etti. 28 Mart sabahı İtalya temsilcisi, mutasarrıf vekiline başvurarak “memlekette anarşi ve asayişsizlik gördüğünü ve emniyet olmadığından İtalyan okulundaki rahibelerin korktuklarını ve bomba infılâki üzerine de rahibelerin korunması için 10 kişilik küçük bir kuvvetin karaya çıkarılacağını” söyledi. Mutasarrıf vekili, “rahibeleri korumak için gerekirse Türk kuvvetlerinin görevlendirilebileceğini” söylemişse de, temsilcinin ısrarı karşısında, karargâhtan dışarı çıkmamak şartıyla izin verdi.
Bu tâvize rağmen İtalyanlar Antalya’yı işgal etmeye kararlıdırlar. Nitekim 28 Mart 1919 günü, saat 15:00’den sonra limanda bekleyen kruvazörden karaya çıkan 300’den fazla İtalyan askeri Antalya’yı işgal etmeye başladı. Şehrin işgal edildiği gün İtalyan komutan Antalya halkına aşağıdaki beyannameyi yayınladı: “Antalya ahalisinin can ve mallarının emniyeti taht-ı tehlikededir. Bu son günlerde vahim asayişsizlik ile ölü ve mecruh vukua gelmiştir. Hapishaneden firar ile etraftan gelen muzır eşhas tarafından fenalıklar ika edilmektedir. Dünkü gün İzmir ile İstanbul’a giden posta soyuldu. Bugün sabahleyin memleketin merkezinde büyük bir bomba infilâk ettirildi. Antalya ahalisi tarafından vâki olan istida üzerine İtalya devlet-i fehimesi asakir-i bahriyesinin bir kısmı düvel-i müttefıka namına memurin ve zabıta-yı mahalliyenin muavenetiyle âsayiş-i umumiyeyi temin etmek için bugün Antalya’yı işgal ediyorlar. Herhangi bir millete mensup olursa olsun, menafı-i umumiye namına hülus-u niyet sahiplerini emirlerimizin tamamıyla muhafaza olunması için davet ediyoruz ve teda-bir-i şedide-i harbiyeyi ittihaz etmeğe mecbur olmayacağımızı ümid ile tatbik edileceği beyan olunur.”
28 Mart 1335 (1919), Bahriye Miralayı Gino Alessandro.
Antalya’nın İtalyanlar tarafından haksız yere işgali ve karaya çıkan askerlerin keyfi davranışlarda bulunmaları üzerine Antalya mutasarrıf vekili gemi komutanı G. Alessandro’yu ziyaret etti. İtalyan komutan, askerlerin keyfi davranışlarını ancak yukarıdaki bildirinin halka ilân edilmesi halinde önleyeceğini söyledi. 57. Tümen komutanlığı Antalya’daki 176. Alay’a, “İtalyanların işgaline rağmen Türk memur ve görevlilerin göreve devam etmelerini ve İtalyanların yapacakları her kanunsuz hareketin protesto edilmesini” emretti. İzmir’deki 17. Kolordu komutanlığı işgali, İzmir’deki İngiliz, Fransız ve İtalyan temsilcileri nezdinde protesto etti ve durumu Harbiye Nezareti’ne yazdı. Harbiye Nezareti, Antalya mutasarrıflığına 29 Mart’ta, “Antalya’nın işgali hususunda endişelenecek bir durum olmadığını, nezaretin, meselenin çözümlenmesi için girişimde bulunduğunu ve İtalyanlarla iyi ilişkiler kurarak güvenliğin korunması gerektiğini” bildirdi. Nezaretin 31 Mart tarihli ikinci yazısında, “Antalya’ya asker çıkarılmasının bir işgal olmadığı, güvenliği sağlayan mahalli güçlere yardım amacıyla yapıldığı ve hükümet otoritesini sarsacak hareketten kaçınılması konusunda, İstanbul’daki İtalya yüksek komiserliği tarafından Rodos’taki başkumandanlıklarına direktif verildiği” bildirildi”.
Antalya’nın işgali Paris’te de tepkiyle karşılandı. Venizelos, Averoff kruvazörünü İzmir’e gönderdi. Averoffu İtalyanların savaş gemisi Caio Duilio takip etti. Bu suretle İzmir’deki gerginlik son haddini buldu.
Antalya’daki gelişmelere devam etmeden önce İtalyanların Antalya’nın işgalinde kullandıkları iddialara değinmek istiyoruz. Bomba infilâkı olayı o günleri yaşamış insanların da belirttiği gibi patlama olayından sonra yapılan incelemeler de patlamanın İtalyanların bir tertibi olduğunu gösterdiu. Asayişsizlik iddiası da gerçeği yansıtmamaktadır. İzmir’deki İngiliz temsilciliği, bir yüzbaşıyı bu iddiayı incelemek üzere Antalya’ya gönderdi. Bu İngiliz yüzbaşı Antalya’nın işgaline sebep olarak gösterilen asayişsizlik iddiasını “İtalyanlar tarafından tertip edilen hile” olarak tespit etmişti. “Halkın isteği” iddiası da, daha önce söz edildiği gibi, İtalyanların gemiye davet ettikleri kişilere, içeriği hakkında yanlış bilgi vererek imzalattıkları İtalyanca bir kâğıttır. Antalya halkı şehirlerinin işgalini İtilâf Devletleri hükümetlerine telgraflar göndererek protesto etti.
İşgalden kısa bir süre sonra İtalyanların Antalya’da kendilerine göre bir düzen kurdukları görülüyor. İşgali 300 civarındaki bir asker sayısıyla gerçekleştiren İtalyanlar bu mevcudu 30 Mart’da 6oo’e çıkardılar. Bu askerler şehrin içine ve çevresine çadırlı ordugâhlar kurarak yerleşmişler, postalar ve nöbetçiler görevlendirmişlerdir. Silâh ve mühimmat ambarlarını kontrol altına almışlar, Antalya’daki silâh ve mühimmatın başka yerlere nakline izin vermemişler, yollara yerleştirdikleri posta noktalarında yolcuların kontrolünü yapmaya başlamışlardır.
Antalya’nın işgalinden sonra İtalyanlar çevrede denetimi sağladıkları gibi şehrin 45 km. kuzeyindeki Bademağacı mühimmat deposunu da işgal ettiler. Burada bulunan piyade ve topçu cephanesinin deposu, o esnada Antalya’da bulunan 57. Tümen komutanı Albay M. Şefik Bey’in gayretiyle Burdur’un Çeltikçi köyüne nakledilebildi. Antalya çevresinde sık sık keşif gezisi yapan İtalyan subay ve memurları yeni işgal bölgeleri hazırlamak için çaba göstermişlerdir. 8 Nisan 1919’da Burdur’a giden G. Ales-sandro ve Marchese A. Ferrante, Burdur mutasarrıfına Fransızca bir kâğıt imzalatmak istemişlerse de mutasarrıf kabul etmemişti. Antalya’daki İtalyan temsilci Marchese A. Ferrante, “Alanya’dan Marmaris’e kadar sahilleri tamamen işgal edeceklerini” söylüyordu.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |
|
|||||
|