Taksicinin dikkati, uyuşturucu tacirlerini yakalattı

Merkez Yakutiye ilçesindeki taksi durağında çalışan Vahit T.,  2 Eylül günü aracına İran uyruklu 2'si kadın 4 yolcu aldı. İran uyruklu B.K., Z.G., A.G. ve M.R.,  Vahit T.'den kendilerini Erzincan'a götürmesini istedi. İranlılar'ın pasaport fotoğraflarını çeken Vahit T., yol üzerindeki trafik polislerine bu kişileri başka bir  kente taşıması konusunda herhangi bir sorun olup olmayacağını sordu. Daha sonra yola çıkan Vahit T., Erzincan yoluna ilerlerken yolda kadın yolculardan birinin tedirgin tavırları ve karın bölgesini sürekli kaşımasından şüphelendi. Aşkale yol uygulama noktasında duran Vahit T., yolcuların pasaportlarını alarak polislerin yanına gitti ve kendilerinden şüphelendiğini söyledi. Taksicinin ihbarı üzerine araçta arama yapan polisler, B.K. isimli kadının beline sarılı vaziyette 3 kilo 505 gram olan eroin ele geçirdi. Gözaltına alınan B.K, Z.G, A.G ve M.R. 3 Eylül günü tutuklanarak cezaevine konuldu.

Havalimanı dönüşü İranlı yolculardan ikisini aracına aldığını söyleyen taksi şoförü Vahit T., olayı şu şekilde anlattı:

"50-60 yaşlarında bir kadın ve genç bir çocuk el kaldırdılar bana. Durdum yanlarına gittim. 'Bizi havalimanına götür' dediler. Havalimanına götürdüm ancak araçtan inmediler. 'Burada ne yapıyorsunuz?' dedim. Otobüs beklediklerini, binip gideceklerini söylediler. Otogarın burası olmadığını söyledim. 'Biz buradan bineceğiz' dediler. Taksiden inmeden birisi ile görüştüler. Biri bana 'Erzincan'a kaç liraya götürürsün?' dedi. Ben de '400 TL'ye götürürüm' dedim. Daha sonra bana 'sen bizi aldığın yere bırak, yolda 2 kişi daha gelecek' dediler. Benim kartvizitimi aldılar. Bir kafenin önünde indirdim. Saat 18.00 sıralarında beni tekrar aradılar. Onları bıraktığım kafeye gittim, 4 kişi olmuşlardı. Afganlar'ı taşımak yasak olduğu için onlardan pasaportlarını istedim. Cep telefonu ile pasaportlarının fotoğraflarını çektim. Bir kaç kişiye sordum İranlılar'ın taksi ile şehir dışına çıkmaları yasak değilmiş. Bu 4 kişiyi aldım, üniversite kavşağında trafik memuru vardı. Orada taksiyi parkettim. Pasaportları bendeydi. Trafik memuruna pasaportları verdim, kontrol etmesini istedim. Polisler de 'Pasaportlarında Arapça yazdığı için biz anlamıyoruz' dedi. Yine de karakola göster. Pasaportları aldım. Karakola gidersem kaçarlar veya bana zarar verirlermi diye düşündüm. Oradan yol üzerinde şehrin çıkışındaki polis noktasına yanaştım. Ben İranlılar'a 'Burada bekleyin kimlik kontrolü yaptırıp geleyim' dedim. Polis abilere verdim pasaportları incelediler. 'Aracı geri geri yanaştır, arayalım' dediler. Bagaja ve çantalarına baktılar. Diğerleri sakindi ama yaşlı kadında tedirginlik vardı. Bu İranlı kadının çantasını açınca çantasında iç çamaşırlar vardı. Bizim orada 'namahrem, el vurmazsın' gibi şeyler söyleyerek polise tepki vermeye başladı. Üstünü aramak istediler. Orada kadın memur yoktu. 'Montunu aç' dediler. Biraz açtı ve hemen kapattı. Yanında bulunan diğer kız da tamamen açtı. Üzerinde bir şey yokmuş gibi. Polisler aramasını yaptı. Çantaları araca yükledik. İçlerinden bir polis abi dedi ki  'Kadını arattıracağım.' Yanındaki polise 'Yoldan geçen bir otobüsü durdur, bir kadın indirelim arayalım bunları' dedi. O esnada Aşkale ilçesinin otobüsleri geliyordu. Aşkale otobüsünde bir kadın polis varmış, indi aşağı. Kadın polis de burada arama noktasında bulunan polislerin arkadaşı çıktı. İçeri aldılar aradılar. Birkaç dakika geçmeden bir polis sevinçle bağırarak 'Bulduk bulduk' diyerek dışarı çıktı. Ben aracımdan kafamı çıkarıp baktım paketleri çıkarıyorlar üzerinden. Sonra dışarı çıktı polis abi, 'Helal olsun sana, ileride yakalansaydın senin de başın yanardı' dedi. Ben rahat değilim ya şüphelendiğim için polise 155 bile aradığımı söyledim. Bana teşekkür ettiler. Kahve falan ısmarladılar. Tutanak falan yazdılar ismime imza attım. Sonradan çıktım geldim."

Zafer KUMRU/ERZURUM, (DHA)