Olay, geçen yıl temmuz ayında Kepez ilçesi Çakırlar mevkisindeki dere kenarında meydana geldi. Eşinden ayrılan bir çocuk annesi polis memuru Sultan Tat, gönül ilişkisi yaşadığı polis memuru F.A.'nın yanındayken, iddiaya göre beylik tabancasıyla intihar etti.
Tat Ailesi'nin 'cinayet' iddiaları üzerine soruşturma başlatılırken, gözaltına alınan F.A., nöbetçi hakimlik tarafından adli kontrol getirilerek, serbest bırakıldı. Soruşturma sonunda da polis memuru hakkında 'kasten öldürme' suçundan iddianame hazırlanarak, Antalya 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı.
F.A.'nın yargılanmasına bugün Antalya 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlandı. Tutuksuz sanık, duruşmaya Eskişehir'den SEGBİS aracılığıyla katılırken, salonda, Sultan Tat'ın annesi Emine Tat, babası Fuat Tat ve taraf avukatları hazır bulundu. F.A. savunmasında, Sultan Tat ile olaydan 2- 2,5 yıl önce görev sırasında tanıştığını anlatarak, “Arkadaşlığımız bir süre sonra gönül ilişkisine dönüştü. İlk evliliğinden olan oğlunu göremediği için psikolojik sorunlar yaşıyordu. Olay günü önce Kargıcak mevkisine gittik ve alkol aldık. Bana 'Ben çok kötüyüm. Ölüyorum. Çok mutsuzum. Ben ölmek istiyorum. İnsanları sevmiyorum. Bir gün karar verirsem kendimi şu ağaca asacağım. Medyatik olurum' dedi. Ben de evi ve işi olduğunu söyleyerek, onu teselli etmeye çalıştım" dedi.
'GİT BURADAN' DEDİ, ATEŞLEDİ
İki saatlik sohbetin ardından otomobille bulundukları yerden ayrıldıklarını kaydeden F.A., şunları söyledi:
“Araçta başını omzuma dayadı. Ağladı. Gözyaşlarını sildim. Evine götürecektim ama o gitmek istemedi. Çakırlar mevkisinde dere kenarına gittik. Sultan hayattan zevk almadığını, sürekli ölmek istediğini söylüyordu. Olduğumuz yerden yeni hareket etmiştik ki, tuvalete gideceğini söyleyerek aracı durdurmamı istedi. Ben durmak için yavaşlayınca elinin altındaki çantasından silahı çıkardı. Doldur boşalt yapıp, silahı kafasına dayadı. Ben de eline sarıldım; 'Yapma, ne olur' dedim. Bana zarar gelmemesi için bulunduğum yeri terk etmemi istedi. Elindeki silahı almaya çalışırken, Sultan araçtan inmeye çalışıyordu. Silahın ateş alıp vurulacağını düşünerek, geri çekildim. Sultan araçtan indi ve aracın arka tarafına gitti. Yanına gittiğimde silahı bana doğrultarak, 'Git buradan' dedi. Ben de gitmeyeceğimi ve onu eve götüreceğimi söyledim. 'Git buradan, çoluğun çocuğun var' dedikten sonra silahı ateşledi."
'PSİKOPAT OLARAK TANITTI'
Anne Emine Tat ile baba Fuat Tat ise kızlarının cinayete kurban gittiğini belirterek, sanığın en ağır şekilde cezalandırılmasını talep etti.
Duruşmada tanık olarak dinlenen Sultan Tat'ın teyzesi Sultan Çeliktaş, sanığın evliliğini yeğeninden gizlediğini, yeğeninin sanıktan çok korktuğunu kendisine söylediğini ifade etti. Dinlenen diğer tanıklar da Sultan Tat'ın sanıktan 'psikopat' diye bahsedip, F.A.'yı sosyal medya hesaplarından engellediğini anlattı.
Mahkeme heyeti, şikayetçi avukatının tutuklama talebini reddederek, duruşmayı erteledi.
'VURDUYSA 'BEN VURDUM' DESİN'
Sultan Tat'ın ailesi, adliye çıkışında gazetecilere açıklamada bulundu. Baba Fuat Tat, kızının intihar etmediğini, öldürüldüğünü iddia ederek, “O sanık, bütün insanları pıstırmış. Vurduysa 'Ben vurdum' desin. 'Ben bunu vurdum öldü' desin. Bunu diyemez. O delikanlı olamaz" dedi. Anne Emine Tat da, “Yaratıkmış bu. Devletin ekmeğini yiyip, devlete ihanet eden birisi. Yavrumu da korkutmuş. 'Şöyle yaparım, böyle yaparım, beni bırakamazsın' demiş. Yavrum arkadaşlarından medet ummuş. Kızımı 'konuşalım' diye alıyor. Arabasını park ettiriyor. Emanet arabayla çocuğumu götürüyor. Karanlık bir yerde çaresiz koyup, öldürüyor. Darbediyor. 11 dakika kayboluyor. Telefon kayıtlarında 112'yi arıyor. Emniyeti arıyor. Karısını ve çocuğunu arıyor. Benim yavrumu kasten öldürdü. Mesajlarında 'Ben Antalya'yı dize getirmiş insanım. Sen kimsin' diyor? Benim yavrumu yaktı. Benim yavrumu dalından kopardı, yavrusundan ayırdı. Gün yüzü görmesin" diye konuştu.
'İNTİHAR ETMEK İSTEYEN ORAYA GİTMEZ'
Sultan Tat'ın kuzeni Murat Büyükayvaz, Sultan'ın F.A.'nın evli olduğunu anlayınca ayrılmak istediğini belirterek, şöyle dedi:
“Ancak sanık bunu kabul etmiyordu. Kuzenimin ilk eşinden ayrılma sebebi aldatılma ve dayaktı. Sultan, sanığa 'Sen 10 kadınla da ayrılsan, yine seninle beraber olmam' diyor. Kesip atmaya çalışıyor. Sanık 'Son bir kez görüşelim' diye kuzenimi alıp, 19 Temmuz'da Kargıcak'a götürüyor. İçki içirdikten sonra kuzenim, 'Oğlum aradı' deyip erken kalkmak istiyor. Erkenden kalkıyorlar ama evine götürmüyor. Evinin önünden geçip, en ıssız yere götürüyor. Bir insan, psikolojisi bozuk bir kadını hangi maksatla ıssız bir yere götürür? Ben olsam en kalabalık yere götürürüm ama bu infaza götürüyor. Ben gece o yeri gezdim. Bir insan oraya ne için götürülebilir? İntihar etmek isteyen insan oraya gitmez ki. Öldürmeye götürür oraya. İlk önce 112'yi aramıyor. Ekip arkadaşlarını arıyor. Daha sonra karısını, ondan sonra da 112'yi arıyor. Neden? Ben bu kayıtların çıkmasını istiyorum. Silahta parmak izi yok, ellerde barut izi var. İntihar süsü vermek için deliller karartıldı."
Süleyman EKİN/ANTALYA, (DHA)
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |