Gazetelerde olmasa bile internet medyasında yayınlandığı ve belgeli olduğu için yazıyorum.
İddiaya ve ortaya çıkan belgelere göre, iki gazeteci, çoluğuna çocuğuna, kardeşine şirket kurdurup Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne 200 bin TL’ye yakın bir tutarda tulum satmış…
Yani bildiğimiz naylon tulumlardan…
Belediye direkt gidip tulumu üreten firmadan almamış, gazetecilerin yakını bu iki şirketi aracı yapıp tulumları da onlardan almışlar.
Hani gazetecilere, afiş, broşür, matbaa, baskı, gazete, reklam, banner, organizasyon işi yaptırsalar anlarım da ‘Tulum’ işi bana da garip geldi doğrusu…
Çünkü, şirketlerinin iştigal konusu değil…
Neyse…
Wish’in sitesine girdim, tek kullanımlık, su geçirmez anti bakteriyel tulumlar perakende 9 TL’ye satılıyor.
Toptan 5-6 liraya alabilirsin demek ki…
Kesilen faturalardan da görüyoruz ki, bizimkiler tanesini 33.5 liradan satmışlar…
Yazdıklarıyla Menderes Türel döneminde belediyenin internet sitelerine verdiği abonelik ve reklam bütçesini, Muhittin Böcek göreve gelince haber yapıp engeleyen iki gazeteci, anlaşılan o ki, o bütçenin toplamının kat be katını ceplerine indirmişler.
İşte bu olay, bu hafta gazeteciler arasında viral oldu…
Ancak, kendi konuştukları bu olayı, isim vermeden bile kendi gazetelerine yazmaktan korktular.
Niye?..
‘Aman, o iki gazeteci ne yaparsa yapsın, bize bulaşmasınlar’ diye…
Hikaye bu ya…
Bunu, yani büyükşehire ‘Tulum’ satışını duyan bir gazeteci, yazması için bir başka gazeteci arkadaşını arıyor…
Ama arkadaşı kayda alır, biri duyar eder, sonra da o iki gazeteciye dinletir, başım belaya girer diye şifreli konuşmaya çalışıyor…
‘Tulum hikayesini duydun mu?’ diyor gazeteci arkadaşına…
‘Ne tulumu anlamadım’ diyor telefonun öteki ucundaki diğer gazeteci…
Halbuki kurt gibi biliyor da, bilmemezlikten gelip işi yokuşa sürüyor.
Çünkü tulumu belediyeye satanların duyup kendisini hedef almasından korkuyor…
Ve iki gazetecinin arasındaki konuşma şöyle devam ediyor:
“Tulum diyorum. Duymadın mı?”
“Ha evet duydum… Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Darbeciler tulum giyecek. Diğerleri de diyelim teröristler ceket pantolon giyecek. Artık, adliyelere istedikleri gibi giyinip gelmek yok’ dedi, onu mu diyorsun?”
“Yok yahu, o eski hikaye… Antalya’ya gel”…
“Abi tulum ile Antalya’nın ne alakası var da Antalya’ya gel diyon. Tulum benim bildiğim Oğuz Türkleri’ne ait bir çalgı… Rize’ye gittiğimde dinlemiştim. O yörede çalıyorlar. Abi, bu tulumun gövdesi keçi derisinden mi yapılıyordu?..”
“Yahu çalgıyı bırak, benim tulum dediğim çalgı değil…”
“Haaa, sen tulumba tatlısını diyorsun… Evet yahu çok severim… Bizim hanım da çok güzel yapar. Şu pandemi bitsin, bir gün bizim eve gel de hanıma yaptırayım, taze taze yiyelim…”
“Ne tatlısı ya… Nereden çıkardın tatlıyı… Tatlı değil bu…”
“Tamam şimdi çaktım… Tuzlu olanı, tulum peynirini diyorsun… En iyisi Erzincan tulumudur abi… Gerçi Sivas’ta, Van’da da yapıyorlar ama Erzincan’ın tulumunu tutmuyor…”
Bizimki dayanamıyor araya giriyor…
“Yahu peyniri de geç…”
“Abi boşuna uğraşma geçemem… Hadi seni öpüyorum, Erzincan’dan kayınbirader tulum gönderecek sana da ayırırım, bayyy, çüüzzz”…
*** *** ***
SÖZ GAZETECİLERDEN AÇILMIŞKEN…
Antalya’nın bana en iyi fotoğraf çeken 2-3 gazetecisini say deseler, onun ismini atlamam…
Göksel Yapar…
Yıllarını vermiş fotoğraf çekme işine…
Gencecikti benimle DHA ve Hürriyet’te çalışmaya başladığında, sonra kırlar düştü saçlarına…
Gazetelerde gazetecilik yapılmamaya başlayınca, sosyal hakları gasp edilince, maaşlar düdük gibi kalınca, 6 yıl önce Kepez Belediyesi’nde Hakan Tütüncü’nün basın bürosunda işe başladı.
Ve 6 yıl sonra, tazminatını isteyip ayrılmak isteyince de kendisine mobing uygulandığını, fotoğraf çekmekle hiç alakası olmayan bir inşaat alanında görevlendirildiğini duydum.
Daha doğrusu, biri Gün Haber’in mesaj bölümüne olanı biteni yazmış…
Biraz araştırdım ki, olay doğru…
Az bile yazmış o yorumu yazan…
Fotoğraf çekmek her babayiğidin harcı değildir.
Ustalık ister…
Bir sanattır…
Sen kalk bir fotoğraf ustasını başka bir alanda görevlendir.
Olacak iş mi?..
Hakan Tütüncü, organizasyonlara geç gelmesiyle tanınan bir siyasetçidir.
Geç gelir ki, en son konuşmayı o yapsın, kürsüye en son o çıksın…
Uyanık…
Anladığım kadarıyla, 6 yıl hep geç kalan Tütüncü, bir gün zamanında gelmiş…
İlk kez 5 dakika geç gelen Göksel Yapar’a tavır almış, tutanak tutturmuş, sonra da sürgüne göndermiş.
Yazık ya…
AK Parti’nin ‘A’ sı neydi?..
Adalet…
Tütüncü ne yaptı?..
Ayıp…
*** *** ***
GÖKÇEN HANIMA…
Ak Parti’li Gökçen Özdoğan Enç, sosyal medyayı en çok kullanan Antalyalı kadın siyasetçilerden…
Ama bazen beni de şaşırtıyor…
Misal; bugün Dünya Kadın Hakları Günü…
Bakın ne yazmış twitter’e…
“Bugün 5 Aralık... Kadın Hakları günü. Süslü cümlelerle haklarını kutladığınız kadınlar partiniz de tacize ve tecavüze uğruyor. Bir tanesi kızınız olsa ne yapardınız?? Onu yapın.”
Ve, Kemal Kılaçdaroğlu’nu etiketlemiş…
Hey Allahım…
Bu gün de bile siyaset, bu gün de bile CHP…
Gökçen hanım, siz Antalya’dan 3-4 kez vekil seçildiyseniz, Atatürk’ün ve CHP’nin sayesinde seçildiniz…
Kadınlara seçme seçilme hakkının emrini veren Atatürk, meclisten kanunlarını çıkaran CHF (Cumhuriyet Halk Fıkrası)… CHF’nin, bu yasaları çıkardıktan bir yıl sonra Cumhuriyet Halk Partisi adını aldığını biliyor musunuz?..
Tamam, CHP’ye muhalifsiniz, Kılıçdaroğlu’nu sevmiyorsunuz anlarım…
Ama siz bugün siyaset yapıyorsanız, eleştirdiğiniz o CHP sayesinde yapıyorsunuz…
Siz bugün iktidar partisinin 50 kişilik tepe yönetimindeyseniz, Atatürk’ün sayesinde oradasınız…
Tamam CHP’yi sevin demiyorum, bari Kadın Hakları Günü’nde Atatürk’ün adını anın ve size vekil seçilme, iktidar partisini yönetme hakkını verdiği için teşekkür edin.
Hatta, aziz hatırası için bari bugün ellerinizi kaldırıp Atatürk’e ‘Dua’ edin…
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |
|
|||||
|
|
|||||
|