Sizi gidi jurnalciler, yıkamacı-yağlamacılar...

Şimdi diyeceksiniz ki aynı konuda bu ikinci yazıya ne gerek vardı?..

Bu, dünkü kadar uzun olmayacağı için zamanınızı fazla almayacağım.

Ama, isimleri lazım değil, ortalıkta gazeteciyim diye gezen biri jurnalci, diğeri yıkamacı-yağlamacıya cevap vermem lazımdı.

Bir de dünkü yazımda tarihlerde hata vardı, onu da bir fırsatını bulup düzeltme anlamında yazmam gerekiyordu.

Dünkü yazımı okumayanlar için küçük bir hatırlatma yapayım önce…

Antalya Emniyet Müdürü Orhan Çevik için bir veda yemeği verilmişti…

Bu yemeğe MHP ve CHP vekil düzeyinde katılım sağlarken, Ak Parti’nin temsilci göndermemesini eleştirmiştim.

Hatta, Ak Parti yönetimine, “Orhan Çevik müdür sizin için neyi yapmadı da gitmediniz?.. Ne istediniz, açıklayın da öğrenelim?..” diye seslenmiştim.

Sonra da yeni atanan İlker Arslan’ın hala görevine neden başlamadığını sormuştum.

Orhan Çevik’in de yeni müdüre devir teslim yapmadan koltuğu bırakıp gitmesini yadırgamıştım.

Kendisine gazeteciyim diyen bir jurnalcinin, benim yazıyla ilgili, ‘Komutanım’ diye hitap ettiği birine yazdığı değerlendirme notu WhatsApp’tan bana da geldi.

Komutan her kimse, demek ki ona benim dünkü yazıyı sormuş…

Jurnalci de şöyle yazmış:

“Okudum komutanım… Hayal ürünü dikkatleri üzerine çekme amaçlı inanın içi boş bir yazı. Antalya emniyet müdür vekili var ve Antalya emniyeti başsız değil, Orhan Müdür liyakata dayalı görev yapan siyasetin değil halkın müdürü olduğu için yani iktidar ona söz geçirip alavere dalavere işlerini yaptırmadığı için tayinini istedi bunu hepimiz biliyoruz onlar neden gitsin ki veda yemeğine. Ayrıca yazının içinin boşluğu hayal ürünü bir yazı olduğu şuradan belli o yemeğe bende davetli olduğum için biliyorum yemeği vali bey verdi vali de ordaydı değil vali ev sahibiydi. Geçmişte benzer uygulamalar oldu giden gider yerine atanan gelene kadar en kıdemli müdür vekillik eder. Ben 40 yıldır Antalya'da gazetecilik yapıyorum giden hiç bir müdürün birebir devir teslim töreni yaptığını hatırlamıyorum. Yeni müdürün 1 ay yıllık izni vardı. Onu kullanıp göreve başlayacak bunu dursun bilmez biz biliyoruz komutanım. Birileri bu arkadaşlara birşeyler ufuruyor o da gerçekmis gibi yazıyor. Durum bundan ibaret komutanim.”

İmla hataları ile dolu cümleler aynen ona ait…

Dedim ya adam gazeteci falan değil profesyonel jurnalci…

Beni resmen, ‘Komutanım’ dediği birine jurnalliyor.

‘Durum bundan ibaret komutanım’ diyor.

Bir demediği, ‘Emredersiniz komutanım’ kalmış, bir de vermediği topuk selamı…

Belki yüz yüze görüşmelerinde onu da yapıyordur.

40 yıldır Antalya’da gazetecilik yapıyormuş ve giden hiçbir müdürün birebir devir teslim töreni yaptığını hatırlamıyormuş jurnalci...

Hatırlamazsın çünkü gazeteci değilsin…

Olayları takip etmiyorsun.

Aşağıdaki fotoğraflara bak da utan…

Sadece son 12 yılda Antalya emniyet müdürlerinin birbirlerine görev teslimi yaptığının ispatını göreceksin…

Orhan Çevik’in de 2022 yılında Mehmet Murat Ulucan’dan görevi teslim alırken fotoğrafını da sol alta koydum.

Orhan Çevik ne yapmış?..

Göreve başlamadan eski emniyet müdüründen makamı devir almış, giderken de sessiz sedasız gitmiş.

Bu devir teslimler niye önemli?..

Kağıda dökülmeyen bir takım konular devlette devamlılık esastır düsturu nedeniyle gelene söylenir.

Anladın mı jurnalci?..

40 yıldır gazetecilik yapıyormuş ama devir teslim töreni yapıldığını hatırlamıyormuş.

İki yıl önceki devir teslimi de hatırlamıyorsa bu arkadaş bıraksın mesleği, acilen Alzheimer testi yaptırsın.

Bir de ne diyor jurnalci…

Yeni gelen emniyet müdürünün bir aylık izni varmış, onu kullanıp gelecekmiş.

Bunu da ben değil, o biliyormuş.

Nereden biliyorsun peki?..

Emniyet Personel Daire Başkanlığı’nda mı çalışıyorsun?..

Bu kadar yalanı, dolanı, iftirayı ve laf getirip götürmeyi jurnalde olsa bu bizim meslekten ekmek yiyen birine yakıştıramadım.

Her şeyden önce günah…

Gelelim ikinciye…

Yani Antalya basının bir numaralı yıkamacı-yağlamacısına…

Onun paylaşımlarını görünce hep aklıma Seden Gürel’in yazdığı şarkının şu mısraları gelir:

“Çalkala hadi adamım
Devrine durumuna göre çalkala
Hadi kitabına uyduralım
Ele aleme karşı zevahiri topla

Seni lapacı
Seni lapacı
Seni lapacı
Seni yıkamacı yağlamacı”

İşte bu lapacı, yıkamacı ve yağlamacı da sosyal medya platformu ‘X’ ten şöyle bir paylaşım yapmış.

“Çetin ceviz gibi! Antalya’nın Sivaslı yeni Emniyet Müdürü İlker Arslan’ın Konyaaltı’nda akrabaları olduğunu, geçtiğimiz günlerde gelip tebdil-i kıyafetle şehri gezip, gözlem yapıp bilgi topladığını biliyor muydunuz?”

Ben, yeni emniyet müdürünün atamasının üzerinden şu kadar gün geçti hala Antalya’ya gelmedi diyorum, o tebdil-i kıyafet giydirip şehri gezdiriyor.

Yahu, İlker Arslan, görev yeri Üsküp’ten Antalya’ya tatile gelip bir ay önce de dönüyor.

Atama kararnamesi ise 16 Ağustos’ta yayınlanıyor.

Adam tatile gelmiş…

Altında mayo, üstü çıplak Konyaaltı’nda denize giriyor, çıkıp kuzeninin evine gidiyor.

Ne tebdil-i kıyafeti ne şehri dolaşması ya…

Ne gözlem yapıp ne bilgi toplaması ya…

Yaptığı gözlem olsa olsa, Üsküp’te döner şu kadar, Antalya’da bu kadar, hamburger orada şu kadar, burada bu kadardan ibarettir.

Sevgili yıkamacı yağlamacı, İlker Arslan atama kararını tatil dönüşü Üsküp’teyken öğreniyor.

Ve hala orada…

Eşya toplamakla meşgul…

Sonra olacağı da söyleyeyim…

Üsküp’ten Ankara’ya gidecek, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ile görüşecek ve oradan Antalya’ya gelip göreve başlayacak.

Gelelim dünkü yazımdaki maddi hatalara…

‘Atama yapılalı 16 gün oldu’ demişim… Halbuki 12 gün olacaktı. Atama tarihi 16 Ağustos olduğu için bir karışıklık olmuş.

O dönem İçişleri Bakanlığı Tanık Koruma Daire Başkanı olan İlker Arslan’ın Üsküp’e tayini, Süleyman Soylu ile Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Çalışkan arasındaki Sedat Peker kapışmasından çok çok önceymiş…

Bu iki tarih karışıklıkları için özrümü maruz görün…

DURSUN GÜNDOĞDU'NUN 'ANTALYA MÜDÜRSÜZ, DEDİKODU ÇOK, ORTALIK KARIŞIK' YAZISI İÇİN TIKLAYIN