Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat’ı Konyalılar ve Alanyalılar çok iyi bilir.
Hani, birine kızarsın da, ‘Ben onun babasını da sevmezdim’ dersin ya, aynen öyle, ben Keykubat’ın babasını da sevmezdim, dedesini de, oğlunu da…
Dede ile baba taht için düşmanla bir olmuş, oğlu babayı zehirleyip tahta oturmuş… Tahta oturan oğul, göçmen Türkmenleri (yörükleri) katletmiş…
Buna benzer bir sürü hikaye…
Neyse, önce size Alaaddin Keykubat’ı anlatayım, sonra güncel bir meseleye geleceğim.
Sultan baba ölünce, büyük ağabey tahta çıkar…
Normali de bu…
Ama küçük Alaaddin, ‘Niye ben değil de o tahta oturuyor’ diye dellenir.
Sen küçüksün, otur oturduğun yerde değil mi?..
O ne yapar?.. Tahtı ağabeyinden almak için bir ermeni düşmanla işbirliği yapar.
Kilikya Ermeni Hakimi Leon’un asker desteği ile ağabeyinin etrafını kuşatır.
Leon, parayı verene düdüğü çalan biridir. Tahta oturan ağabey biraz daha fazla para ve geleceğe dönük sözler verince, Ermeni Leon, Alaaddin’i savaş meydanında satar.
Ve, Küçük Alaaddin teslim olup tam 8 yıl zindanlarda yatar.
Ne zaman ki bir gün ağabeyi ölür, yine birilerinin dürtmesi ve asker desteği ile tahtı ele geçirip oturur.
İlk işi de Alanya’yı almak olur.
Tabi o zamanlar Alanya’nın adı Alanya değil… Kalenin adı da Alanya Kalesi değil…
Alaaddin Keykubat, o zamanki adıyla Kalonoros Kalesi’ni fetheder ve Alaiyye ismini verir. Sonradan da Alaiyye olur, bildiğimiz Alanya…
Sultan Alaaddin bu fethi yapınca bakar ki, Kolonoros’un hükümdarı Kyr Vart’ın bir kızı var, onunla hemen orada evlenir.
Savaş ganimeti genç ve güzel bir kızdır…
Bu durum Alaaddin Keykubat’ta alışkanlık haline gelir.
Bundan kısa bir süre sonra da Eyyûbî hanedanlığını ele geçirir. Bu kez de savaşarak yendiği El-Melik El-Adil’in kızına göz koyar.
Onunla da evlenir.
Aradan yıllar geçer… Gürcüler üzerine bir sefer tertipler. Savaşı kazanır. Bakar ki Gürcü Kraliçesi Rosudan’ın kızı güzel mi, güzel… ‘Bunu da oğluma alayım’ der ve Gürcü kraliçesinin kızını büyük oğlu Gıyaseddin Keyhüsrev’e nikâhlar.
Alaaddin Keykubat, her seferden güzel mi güzel, mavi gözlü ganimetlerle döner…
Sonra ne olur?..
Kendi küçükken ettiği başına gelir.
Gürcü prenses ile evlendirdiği oğlu Gıyasettin Keyhusrev kendisini zehirler.
Tamam Alaaddin Keykubat fetihleriyle meşhur bir sultan ama taht uğruna yaptıkları, ettikleri, başına gelenler, Allah kimsenin başına vermesin tam bir facia…
Aile komple taht hastası…
Bakın bunları ben uydurmuyorum…
Kendi adını alan Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi’nin resmi sitesinden aldım bilgileri…
İşte o link: https://www.alanya.edu.tr/kurumsal/alaaddin-keykubat-kimdir
Göçmen Türkmenlerin (yörüklerin) katledilmesi: Kaynak wikipedia… II. Gıyasettin Keyhusrev…
Ve gelelim sadede…
Yani bugüne…
İşte, Sultan Keykubat’ın Alanya’da yaşayıp yazları Beyşehir Gölü kenarındaki Kubadabat Sarayı’na (yörüklerin katledilmesi emrini verdiği saray) gittiği, kervan yolu, bizim Manavgatlılar’a dert olmuş…
Alanya nire Manavgat nire?..
Öz be öz Alanya’nın sultanı için kolları sıvamış Manavgatlılar…
Bu kervan yolu bizim sınırdan da geçiyor diye tutmuşlar proje yapmışlar.
Manavgat Ticaret ve Sanayi Odası (MATSO) Başkanı Ahmet Boztaş, iki gün önce şu tweeti attı:
“Selçuklu döneminde Alaatin Keykubat'ın Manavgat Bölgesi’nden geçtiği tarihi yolu turizme kazandırmak amacıyla Manavgat Kaymakamlığı, MATSO olarak hazırladığımız ve BAKA tarafından desteklenen Selçuklu Yolu Projesi ihaleye çıkıyor”
Nedir bu ihale diye baktım.
Bayağı kapsamlı…
Selçuklu Kervan Yolu görsel toplama, broşür/harita içeriği oluşturma, güzergah oluşturma, haritalama, tabela yerleştirme, tanıtım filmi (Belgesel) ve tanıtım kokteyli İşi için bir hizmet alımı ihalesi…
Teklif verme son günü 24 Aralık…
Bu daha işin birinci kısmı…
Bir de bu yolun düzenlenmesi, güzergahta tarihi yapılar varsa onların onarımı gibi bir sürü işler var ileride…
İyi, tamam, güzel de benim iki itirazım var…
Birincisi, kucağımızda nur topu gibi bir pandemi duruyor.
İhalenin sırası mı?..
Yol 800 küsur yıldır orada durup duruyor.
Şimdi mi aklınıza geldi?..
Hadi şimdi geldi, peki o projeye gidecek parayı, enerjiyi, zamanı MATSO, kaymakamlık veya BAKA olarak acil işlere harcasanız ya...
Ben belediyelere seslenip duruyorum.
Aman acil olmayan işlerinizi öteleyin, şu pandemi günlerinde esnafa, vatandaşa, fakire, fukaraya destek olun, gün tam da bu gün diyorum.
Korona zirve yapmış, millet kırılıyor, işsizlik tavan yapmış, çalışan da çalışmayan da kirasını ödeyemiyor, biz ne yapıyoruz, Sultan Keykubat’ın 800 yıl önce geçtiği yolu düzenliyoruz.
Olmayan, pandemiden gelemeyen turist oradan geçecek diye...
Hey Allahım…
İkinci itiraz ettiğim mesele, BAKA…
Yani devletin kuruluşu Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı…
Arkadaş, siz Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın il müdürlüğü müsünüz?..
Karayolları mısınız?..
Size verilen görev ne diye sitenize baktım, kuruluş amacınızda böyle tarihi bir yolu projelendirir, bunun yapımına kaynak yaratır diye bir ibare göremedim.
Siz başka yatırımlara yön vereceksiniz, Akdeniz bölgesindeki yatırım imkanlarını ortaya çıkaracaksınız, ekonomik kalkınma stratejilerini belirleyeceksiniz, Akdeniz’i yaşam kalitesi yüksek bölgesi haline getireceksiniz.
Sizin asıl işiniz bu…
Ya bırakın bu tarihi, coğrafyayı da başkaları ilgilensin…
Siz iş dünyasına nasıl faydalı oluruz, millete nasıl aş, iş sağlarız bunlara kafa yorun…
Ey millet, görüyorsunuz değil mi?..
Sultan öleli 800 küsur yıl olmuş, bizimkiler hala onun gittiği yolun peşindeler…
Hadi bırakın onun yolunu da, siz şu pandemide devlete, millete nasıl faydalı oluruzun yollarına bakın…
Not: Yazıda Selçuklu sultanının adını Alaaddin Keykubat olarak verdim. Kimi kaynaklar Alaeddin, kimi kaynaklar da MATSO Başkanı Ahmet Boztaş gibi Alaatin yazmış. Ben Alanya’daki üniversitenin adından yola çıkarak Alaaddin’i tercih ettim. Bilginize…
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |
|
|||||
|