Bir dostum aradı.
‘Abi duydun mu?’
‘Neyi?’ dedim…
‘Bak anlatayım, çok ilginç’ dedi…
Anlattı.
Hikaye şu:
Yer; 81 vilayetten biri… Belediye başkanı ise 5 bin küsur belediye başkanından biri…
Başkan hafiften yaşlanınca yüzündeki kırışıklıklara botoksla çözüm aramaya başlamış.
İzne ayrılmış ve tatildeyken bu konuya, yani botoks konusuna bodoslama dalmış.
Önce alnındaki bir kırışık, sonra yanak falan derken, ufak ufak yüzü gerilmeye ve değişik bir şekil almaya başlamış.
Çökük yanaklar şişmiş, al al olmuş. Kan gelmiş… Alın kırışlıkları tamamen gitmiş… Göz çevresindeki kaz ayaklarından eser kalmamış.
“Madem değişime karar verdim” deyip saçlarını boyatıp stilini de değiştirmiş.
İzni bitmeye yakın belediye önünden geçerken, ‘Hadi bir yukarı çıkıp bakayım. Ne oluyor, ne bitiyor’ demiş.
Belediyeden içeri girmiş, x-ray’dan değil de, yanındaki boşluktan geçivermiş.
Kapıdaki güvenlikçi fark edince durdurmuş;
‘Hoooop hemşerim, nereye gidiyon, burası dingonun ahırı mı, cihazdan geçecen’
Başkan gülümsemiş.
‘Çekil oğlum’ demiş.
Güvenlikçi diretmiş;
‘Hayır geçemezsin’
Derken danışmadaki bayan görevli gelmiş;
‘Beyefendi’ demiş, ‘Lütfen x ray’dan geçer misiniz?’
Başkan, ‘Ne oluyor ya burada?’ diye bağırmış:
‘Beni tanımadınız mı?..’
Hem güvenlikçi, hem danışma görevlisi bayan bir ağızdan:
‘Yoooooo’ demişler.
Başkan, ‘Benim başkanınız’ deyince, bu kez ikisi birden kahkaha atmaya başlamışlar.
Derken, iş büyümüş, devreyle güvenlik müdürü, özel kalem müdürü dahil olmuş…
Kimi, ‘Benziyor’, kimi, ‘Alakası yok’, kimi de, ‘Başkanın kardeşi olabilir’ demiş.
Velhasıl, başkan güçlükle başkan olduğuna ikna etmiş çalışanları…
Arkadaşım bu şehir efsanesi türünden hikayeyi anlattıktan sonra ekledi:
‘Aman ha… Sen de yüzünü gerdirecek veya botoks falan yaptıracaksan, yavaş yavaş, alıştıra alıştıra yaptır.’
Şimdiiiiiii....
Bu hikayeye alınan olur, darılan olur düşüncesiyle bir ‘Aman ha’ da ben diyeyim ve ekleyelim:
‘Bu hikaye bizim vilayetten değil, başkan da bizim köyden ise heç mi heç değil’…