TURGAY DEVELİ - CHP ADANA MİLLETVEKİLİ - GAZETECİ
Hürriyet’ten Yılmaz Özdil ile şimdi Sözcü’de yazan Bekir Coşkun’a bir çift sözüm olacak. Çaresiz ve umutsuz bırakılmış, sömürülen yoksul halkı hedefleyerek, AKP’ye oy verenleri tarif ettikleri’ Göbeğini kaşıyan adam’ ve ‘ Bidon kafalı’ benzetmeleriyle bu insanlara hakaretlerine, her seçim sonrası kendi iç dünyalarında yaşadıkları hezeyanlarını (30 Mart sonrası) yine, yeniden ortaya sürerek halkı küçümsemelerine isyan ediyorum. Sanki CHP’yi destekliyormuş gibi yapıp, aslında O insanları CHP’ye düşmanlaştırmalarına söyleyeceklerimi söylemeden kısa bir hatırlatma yapmam gerekiyor.
…
Mustafa Kemal Atatürk’ün yaşam öyküsü, bizatihi Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun kilometre taşıdır.
Karakterli, genç ve idealist. Vatanın her karış toprağı için savaşan bir asker. O yokken ülkemiz yıkık; halkımız, yenilmiş, yoksul ve umutsuz toprağa bağımlı ümmetti. Onları emperyalist işgale karşı örgütledi. Savaşan-direnen bir yurtsever. Pırıl pırıl bilinci ile kuldan yurttaşa dönüştürdüğü yoksul köylüler için devrimler üretti, gerçekleştirdi. Bir devrimci. Devrimleri içselleştirmek için zaman ve koşulları oluşturan büyük siyasetçi. Cumhuriyeti geleceğe taşımak için halkının gönüllülüğünün esas olduğunu bilerek de onlara daha iyi bir yaşam ve muasır medeniyet seviyesi vadeden gerçekçi bir hayalperest.
En karanlık gecenin bir şafağı olduğunu biliyordu.
‘Ya istiklal ya ölüm’ diyerek onları peşinden ölüme dahi götürecek kadar inandıran, bir ulusun umudu.
Büyük devrimcinin yaşamı sonlandığında, hayallerini neredeyse gerçekleştirmiş, tamamlamıştı.
Osmanlı yıkılmış ama yerine Cumhuriyeti kurmuştu.
Devrimler yapılmış ve kurumlaşmış, halk içselleştirmeye başlamıştı.
Karanlık yırtılmış kuldan yurttaş, ümmetten millet bilinci yerleşmeye başlamıştı.
…
Ölümü, karşı devrimcileri umutlandırdı.
Genç cumhuriyet, dış desteği de olan gerici isyanları bastırmak için silaha sarıldı. Alevi katliamı suçlamasına maruz kaldı. Neredeyse cumhuriyet tarihi boyunca, birlikte kurtuluş savaşı verip bütün cephelerde birlikte savaştığı vatandaşlarına karşı ‘ asimilasyon’ suçlamasından hiç kurtulamadı. Tek parti iktidarından sonra da inananlara zulmettiği ise o dönemden günümüze hep kullanıldı.
Dünde yaşananların, tarih önünde hesaplaşması yaşanmadıktan sonra suçlama, gerekçe ve savunmalar durmayacaktır.
Çok partili yaşama geçildiği günden bu yana CHP, Bülent Ecevit’in ‘ Toprak işleyenin su kullananın. Adil ve Hakça bir düzen kuracağız’ sözleri ile bütünleşmiş bir seçim dışında, ülkemizde ne yazık ki seçimlerin dinamiği, temel sorunların tartışıldığı ve bunların çözümü için sunulan politikalar yerine, aidiyet ve kimlik üzerinden oluşuyor.
CHP bu tuzaktan bir türlü kurtulamadı.
…
Böyle olunca, CHP’nin seçmenin tamamını kucaklayan politikalarını anlatmak ve seçmene ulaşmak mümkün olmadı. Her seçimde yenildik. Bu perspektifte devam edersek de korkarım değişen bir şey olmayacak.
Yılmaz Özdil ve Bekir Coşkun’a gelince…
Onlar da bu kısır döngüden besleniyorlar.
CHP seçmenine yazıyor, onlara sesleniyor, bu stratejinin yanlışlığı ortaya çıktığında da, seçmen ile okur- yazar ilişkilerini sürdürebilmek için CHP’yi onların önüne atıp, kafalarına göre ‘pataklıyorlar’.
E, seçim bitince hayat bitmiyor ya…
Kızgın, mutsuz seçmenin içini dökmesi, bir suçlu bulması gerek!.
Magazin yazanlar, hiçbir içeriği olmayan; hiçbir temel soruna değinmeyen ve tamamen arabesk yaklaşımlarla ‘seçkinci dalkavukluğu’ yaparlar. Seçim bitti ya… Şimdi yine CHP düşmanlığı mevsimindeyiz yani…
Biri kaleme sarılmış, diğeri ekrana çıkmış, ha bire CHP’ye sövmekle meşgul.
Doğru CHP’nin kamyon dolusu yanlışı var… Genel Başkan ve diğer görevliler bunun hesabını elbette parti içinde tartışır ve gereğini yapar…
Ama…
Roma arenalarında yaşanmıştı bunların benzeri…
‘Yenilmiş ve mutsuz’ seçmene, onların yanında saf tuttuklarını gösteren, bir ‘kum torbası’ koyma zamanıdır…
Okunmaları, köşelerini tutmaları gerek; e, hazır ‘müşterileri’ de CHP’ye kızgınken, yanlarında saf tutup, onlara gaz vermeyip de ne yapsınlar…
Yılmaz Özdil’in ‘ Göbeğini kaşıyan adam’ tipolojisini hatırlarsınız…
AKP’ye oy verenleri resmettiği tip.
Bekir Coşkun’un da buna benzer’ Göbeğini kaşıyan adam’ profili vardır.
Kendi halet-i ruhiyelerindeki ‘vatandaş’ tipine uymadığı için, aşağılamak için yarattıkları tipler…
Doğru.
O insanlar CHP’ye oy vermiyor, devralamıyoruz temsil iradelerini, ikna edemiyor, demek ki güven veremiyoruz onlara. Ama bu bize, onlara hakaret etme hakkını da vermiyor.
Biz CHP olarak onlara hakaret etmiyor, onlar için doğru olan politikaları bizim savunduğumuzu anlatmaya çalışıyoruz. Daha da çok çalışacağız.
…
Biz, sizin aşağıladığınız deyim yerindeyse hakaret ettiğiniz insanlara gidip oy istiyoruz. Onların daha iyi bir yaşam, daha iyi bir gelecek hak ettiklerini, ülkeyi soyan hırsızlara oy vererek aslında kendi geleceklerini yok ettiklerini anlatıyoruz ama siz sanki CHP’yi savunuyormuş gibi göründüğünüz için, onları ‘ Bidon kafalı’ ‘göbeğini kaşıyan adam’ diye aşağıladığınız zaman, faturası sandıkta CHP’ye çıkıyor.
Elbette bizim eksiğimiz çok, tekrar ediyorum.
Bunları yazıyor, okuyor, konuşuyor, tartışıyoruz da.
Ama, bizim yanımızda görünüp de halkın tamamına yakınını bizim karşımıza dikmeyin.
Siz halka bidon kafalı, göbeğini kaşıyan adam dedikçe CHP’ye oy veren bir kısım seçmene kitap satıyor, köşenizi okutuyorsunuz da yarattığınız nefret atmosferi bu ülkenin geleceğini karartıyor.