Bu yaz hava sıcaklıklarının bazı bölgelerde 47 dereceleri aşması, tarla ürünlerini vurdu. Biber, patlıcan, ayçiçeği gibi yaz ürünleri tarlada yandı, üretim yüzde 20-50 arasında düştü, fiyatlar arttı. Buna, katlanan girdi maliyetleri de eklenince çiftçinin ekim iştahı azaldı.
Arz talep dengesi bozulmaya başladı. Fiyat artışlarını önlemek için Tarım Bakanlığı 100 Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi (TDİOSB) kurmaya hazırlanıyor.
Üretimin önemli girdilerinden mazotun yanı sıra, gübre, su, elektik gibi yüzde 100’ü aşan maliyetler karşısında ezildiğini, üreticiyi tarımda tutmak için kamu desteklerinin, güncel maliyetler dikkate alınarak mutlaka artırılması gerektiğinin altını çizen sektör temsilcileri, “Çiftçi, tarlada ürünün kalmasından korkuyor, kimi zaman maliyetin altında veriyor. Para kazanamadığı ürünü bir sonraki yıl ekmiyor.
"DIŞARIYA BAĞIMLI HALE GELİRİZ"
Mazota borçlu, gübre bayisine borç yazdırıyor” derken, bir diğer ziraat odası, “Çiftçi sayısı her geçen gün azalıyor. Şartlar ne olursa olsun girdi maliyetleri devlet tarafından süspanse edilmeli, yoksa çiftçi ayakta duramaz, dışarıya bağımlı hale geliriz” uyarısı yaptı. Seyhan Ziraat Odası Başkanı Yaşar Özkan ise fiyat istikrarı için çiftçinin kullandığı mazotta ÖTV ve KDV’nin kaldırılması önerisinde bulundu.
Yaş sebze ve meyvede en fazla ihracat yapan, sebze ve meyve işleme tesisleri olan, hal yerleri bulunan Uçak Kardeşlerin kurucularından Ali Uçak, aşırı sıcaklardan açık alanda yetişen biber, patlıcan gibi yaz sebzelerinin yandığını söyledi. Uçak, “Yaylalarda bile sıcaklıklar bu yıl 40 dereceyi gördü. Üretimin yarısı gitti” dedi.
Türkiye Halciler Federasyonu (TÜRKHAL) Başkanı Yüksel Tavşan, Türkiye’nin yıllık 55 milyon tondan fazla sebze ve meyve üretimi olduğuna işaret etti. Sebze fiyatlarında artış değil, aksine düşüş olduğunu, yeni ürünlerin çıkmaya başladığına işaret eden Tavşan, “Geçen haftalarda çok pahalıydı bu hafta yüzde 25 düştü. Bir de akaryakıta zam gelmesine rağmen” diye konuştu.
Meyvenin ise bir miktar yüksek gittiğini ifade eden Tavşan, “Meyve biraz maliyetli. Türkiye’de hava sıcaklığında 35-40 dereceyi gören yerler var, tarlarda bu 5-10 derece daha yükseliyor. İşçilik büyük problem oldu.
"TARIMSAL GİRDİLER GÜNÜBİRLİK ARTIYOR"
Üretimde işçi bulmak zor. Üretimde azalma değil ancak, zayi söz konusu diyebiliriz. Hallerde 20-25 lira olan ürünleri perakendeye koyduğunuzda 40 liranın altında meyve yok. Kimine göre düşük, kimine göre pahalı. 15-20 lirayı pahalı kabul etmeyeceğiz” dedi. Türkiye Ziraatçılar Derneği (TZD) Başkanı Hüseyin Demirtaş, geçmiş yıllarda, “Tarladan ürün çıkacak, fiyat düşecek” diye bir beklenti olduğuna işaret ederek, “Artık öyle bir durum yok, çünkü tarımsal girdiler neredeyse günübirlik artıyor.
Tarımda 3 milyar litre kullanılan mazot, bugün 40 lira sınırında” dedi. Son 20 yılda ekim alanlarının 3 milyon hektar daraldığını, üretim planlaması yapılmadığını, maliyetin arttığını, borçlarının arttığını ve kamusal desteklerin artan maliyetler karşısında yetersiz kaldığına işaret eden Demirtaş, “Maliyetler çok yüksek. Fiyatların düşmesi öldü artık. Yüzde 100’ün altında artmayan ürün kalmadı. Gübrenin tonu 19 bini gördü. Bir dönüm tarla satsa, bir ton gübre ancak alabiliyor. Bunula tarım yapılabilir mi?” diye sordu
-Mazot, gübre, su, elektrik gibi yüzde 100’ü girdi maliyetleri üreticiyi eziyor.
-Çiftçinin kullandığı mazotta ÖTV ve KDV kaldırılmalı.
-Mutlaka planlı üretim yapılmalı.
- Üreticinin zarar etmeyeceği fiyatlarla alım satım yapılmalı.
-Ekilen ürünün fabrikası da aynı yerde olmalı, böylece nakliye masrafı azaltılmalı
- Kâr haddi getirilmeli.
- Fiyat istikrarıyla taban ve tavan fiyat uygulamasına geçilmeli.
-Üreticiden ürün alınırken taban fiyatının altından ürün alınmamalı. Denetimsizlik var, fiyat kontrolü olmalı.
- Girdi maliyetleri devlet tarafından süspanse edilmeli.
"FİYAT İSTİKRARSIZLIĞI VAR"
Türkiye genelinde fiyat istikrarsızlığı var. Herkes kendi belirlediği fiyata ürünü satıyor ve bunun denetlemesi yeteri kadar yapılmıyor. Mersin’de üretilen bir ürün dalında 10 TL ise markette 20 TL’ye satılıyor. Fiyatları belirleme konusunda devletin müdahale etmesi ve bu konunun bir devlet politikası haline gelmesi gerek. Tarım Kredi Kooperatiflerinde ürünler ucuzlamalı.
"DENETİMSİZLİK ÇOK YOĞUN"
Ülke genelinde ciddi bir şekilde görülen denetimsizlik var. Fiyat kontrolü yapılmıyor. Ülkemizde çiftçi sayısı her geçen gün azalmaktadır. Üretici üretim yapmak istemiyor. Şartlar ne olursa olsun girdi maliyetleri devlet tarafından süspanse edilmesi gerekiyor. Aksi takdirde çiftçi ayakta duramaz hale gelir ve ülke olarak dışarıya bağımlı bir ülke haline geliriz. Tarımın sorunu sadece çiftçinin değil ülkenin sorunudur.
"TABAN VE TAVAN FİYAT UYGULAMASINA GEÇİLSİN"
Üretici kâr elde edemiyor. Bu şekilde satışların sürdürülebilir olması mümkün değil, üretici kazanamazsa üretemez. Dalında 3 ila 5 TL olan ürünün fiyatı, tüketiciye ulaşana kadar, mazotla birlikte nakliye ücretlerine gelen zamlar ve marketlerin kar elde etmek amacıyla fiyatları fahiş bir şekilde artırması ile artıyor.. Enflasyonun önlenmesi ve üreticinin zarar etmemesi için taban ve tavan fiyat uygulamasına geçilmesi gerekiyor.
"REKOLTE FİYATI ETKİLİYOR"
Bu sene yaş meyve sebzede pek çok ürünün rekoltesi geçen seneye göre yüksek. Üreticilerin girdi maliyetlerindeki yükseliş ve enflasyona rağmen fiyatların normal olduğunu düşünüyoruz. Öte yandan fiyatların rekolte farkından dolayı değişkenlik gösterdiğini de görüyoruz. Mesela kirazın fiyatı geçen seneden daha ucuzdu. Yaş üzüm hallerde 10-15 lira. Sultaniye üzümler yaşanan yağışlardan dolayı biraz zarar gördü. Şeftalide rekolte az.
"EN BÜYÜK FAKTÖR MALİYET"
Yaş meyve ve sebze fiyatları çok yüksek. Sebze bile tüketmekte çok zorlanıyoruz, bir kilo taze fasulye 100 TL. İklim değişikliği, yağışlar, nem, bitkilerde hastalıkların, zararlıların artmasına sebep oldu. Meyvelerde yanıklıklar, kalite bozukluklarına sebep oldu. En büyük faktör burada maliyet. Ürünün fiyatı kadar üzerine nakliye ve ambalaj masrafı yansıyor. Tüm bunlara bir de aracı kârları da ekleniyor. Kış ayları daha zorlu geçecektir.
"ARZ VE TALEPTE DENGESİZLİK VAR"
Arz ve talepte bir dengesizlik var. Pazarda, markette satılan meyve sebzelerin çoğu hallerden alınmıyor, direkt üreticilerden alıyorlar. Sattıkları fiyatı kendileri belirliyor. Türkiye’de satılan meyve sebzenin sadece yüzde 30’u halden geçiyor, yüzde 70’i hal dışından satılıyor.
Meyve ve sebze fiyatlarındaki yüksek fiyatın en büyük sebebi nakliye masrafları ve aracılar. Tarladan çıkış fiyatı ucuz, elden ele pazara markete gelene kadar fiyatlar katlanıyor. Pazarda markette satılan fiyatlar üreticilere yansımıyor. Son satıcı ve aracılar kazanıyor. Şu da bir gerçek bu artışlar çiftçimize yansımıyor.
Bu sene karpuz kavun, soğan, patates, domates, biber bunlar para etti, çiftçinin yüzünü güldürdü. Karpuzun büyük çoğunluğu yurt dışına gitti, Güneydoğu’da bazı bölgelerde aşırı sıcaktan dolayı karpuzlarda çatlama oldu. Ürün fiyatlarının düşmesi için bu şartlarda yapacak hiçbir şey yok. Ancak ürün çok olur para etmezse fiyatlar düşer, arz fazlalığı yok, talep de iyi.”
"AKARYAKITA YAPILAN ZAMLAR SEBZE MEYVEYE YANSIYOR"
Akaryakıta yapılan zamlar ve işçi masraflarının artması sebze meyve gibi ürünlere yansıyor. Zincir marketlerin kendi bünyelerinde oluşturdukları yan şirketler fiyatları artırıyor. Sebze halinde 7 liraya sattığımız şeftali, Adana içindeki bir markette 26 lira, diğerinde 36 liranın üzerinde satıldı, böyle bir dünya var mı? Biz denetim yok deyince sebze haline geliyorlar. Denetlemeniz yerler başka
Birçok sektörde olduğu gibi yaş sebze-meyve fiyatlarının artışının da nakliyeye bağlanıyor. Nakliye fiyatlarında 10 birim artış olursa sebze-meyvede 25 birim artış oluyor. Biz yakıt artışlarını nakliyeye yüzde 10 yansıtabildik. Fırsatçılık yapılıyor. Bunu yapanlar da aracılar.
(Dünya Gazetesi)
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |