Takipsizlik kararına mahkemede itiraz eden Avukat Münip Ermiş, bu gerekçenin yasada olmadığını, savcının yasada olmayan bir kavram keşfettiğini belirtti.
Adana'dan Antalya'nın Alanya İlçesi'ne iş bulmak için gelen 21 yaşındaki Ramazan Günevi, 28 Haziran 2014 tarihinde Mahmutlar'da motosiklet kazasına karıştı. İddiaya göre Günevi, götürüldüğü Alanya Mahmutlar Jandarma Karakolu'ndaki erler tarafından dövüldü. Alanya'daki hastanede tedavisi yapılan Ramazan Günevi, akli dengesinin bozuk olduğu gerekçesiyle Manisa Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne sevk edildi. 30 Haziran'a kadar burada kalan Günevi, aniden fenalaşınca, Manisa Devlet Hastanesi'ne sevk edildi. Günevi'nin akciğerlerinin su topladığı ve böbreklerinin yeterli düzeyde çalışmadığı belirlendi.
'İŞLEM YAPILMASINA YER OLMADIĞI' GEREKÇESİ
Tedavisine devam edilen Günevi'nin avukatı Münip Ermiş, Alanya İlçe Jandarma Komutanlığı görevlileri hakkında 'işkence', 'sahte belge düzenlemek', 'suç delillerini yok etme', 'öldürmeye teşebbüs', 'kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma' ve 'suçu bildirmeme' iddialarıyla Alanya Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu.
Jandarma kolluk görevlileri tarafından işkenceyle gözaltına alındığı ve işkencenin Mahmutlar Jandarma Karakolu'nda devam ettiği ve Günevi'nin yaşamsal tehlike geçirecek derecede yaralandığı iddiasındaki suç duyurusuna ilişkin savcı, Alanya Kaymakamlığı'ndan soruşturma izni istedi. Ancak kaymakamlık soruşturma izni vermedi.
Bunun üzerine savcılık, geçen 8 Ocak'ta 'takipsizlik' kararı verdi. Takipsizlik kararının gerekçesinde ise 'işlem yapılmasına yer olmadığı' ifadelerine yer verdi.
'YASADA BÖYLE BİR KAVRAM YOK'
Günevi'nin avukatı Münip Ermiş, takipsizlik kararına 13 Ocak'ta Alanya Sulh Ceza Mahkemesi'nde itiraz etti. Savcının görev, yetki ve sorumluluğunun CMK 160 ila 174'üncü maddelerde açıkça tanımlandığını belirten Münip Ermiş, “Bunlar 'iddianame düzenlemek', 'kovuşturmaya yer olmadığı kararı vermek' ya da 'kamu davasının açılması kararının ertelenmesi kararı' vermektir. Bunun dışında, soruşturma makamının başka türlü bir işlem tesis etmesi hukuken mümkün değildir. Burada tesis edilen işlem ise 'işlem yapılmasına yer olmadığı' şeklindedir. 5271 sayılı Kanunda soruşturma makamının 'işlem yapılmasına yer olmadığı' kararı verebileceğine ilişkin bir düzenleme olmadığı gibi yasanın hiçbir yerinde bu kavram geçmemektedir" dedi.
'UYGULAMA YASADIŞI'
Alanya Savcısı'nın yasada olmayan bir kavram keşfettiğini kaydeden Ermiş, "Savcı bu kararıyla, 'Gözaltında işkence suçunda ben yetkili değilim. Kaymakam da izin vermiyor' demiş oluyor. Gözaltında işkence ve hürriyet engelleme suçunda savcı doğrudan soruşturma yapmalıdır. 'İşkence' iddiasıyla yapılan suç duyurularında savcının soruşturma izni almasına da gerek yok. Direkt soruşturma açabilir. Kaldı ki soruşturma iznine tabi bir suç söz konusuysa, yapması gereken şey bölge idare mahkemesine bu kararın kaldırılması için itiraz başvurusunda bulunmaktır. İtiraz dilekçemizde savcının uygulamasının yasadışı olduğunu, belirttik. Şikayet dilekçemizi tekrar ettik" diye konuştu.
'YETKİSİZ GÖRMESİ AKIL ALIR ŞEY DEĞİL'
İşkence suçunda savcının kendisini yetkisiz görmesinin akıl alır bir şey olmadığını belirten Ermiş, “Olağanüstü hal döneminde dahi görülmüş şey değil. Yani 'polis ve jandarma istediğine işkence yapar, savcılar bu işe karışmaz' demeye getirmektedir. Biz 'işkence', 'sahte belge düzenlemek', 'suç delillerini yok etme', 'öldürmeye teşebbüs', 'kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma', 'suçu bildirmeme' suçundan suç duyurusunda bulunduk. Savcı takipsizlik kararının 'suç' bölümünde 'görevi kötüye kullanma' ifadesini yazmış. Bunu da anlamak mümkün değil. Akıl alır şey değil" dedi.
Mehmet ÇINAR/ANTALYA, (DHA)