Ankaralı işadamlarının “duayeni” denebilecek bir kadim dostum var.
Ankara politikasını en ince kulisine kadar bilir.
Yurtdışına uçarken son seçim sonuçlarını konuşuyorduk.
Söz CHP’ye geldiğinde “Metin Feyzioğlu’nun Kılıçdaroğlu yerine Genel Başkan olmasına ne dersin” diye sordu.
Hiç düşünmemiştim.
Tanıyorum...
Yetenekli, donanımlı, cesur bir üniversite öğretim üyesi ve etkin bir baro başkanıdır.
Ama...
CHP kurmaylarının onu karargâha sokacaklarına ihtimal vermem.
Oysa...
CHP’ye “ivme” kazandırabilir.
“Feyzioğlu ailesinden özellikle Turhan Feyzioğlu’nun pırıltılı politika kariyerinden” de söz ettik.
Sonra araya başka konular girdi.
Dünya Kadınlar Arası Tenis Şampiyonası’nın ekim ayında İstanbul’da yapılacağı duyurusu bağlamında Sir Richard Branson’un daveti, yemekler derken bu konu aklımdan çıkmıştı.
FEYZİOĞLU’NUN MUHALEFET ADAYLIĞI
İstanbul’a dönüşümü izleyen günlerde gazetelerde CHP iç muhalefetinin hareketlendiği haberleri yer alırken bir başlık dikkat çekiciydi:
“Baykal ve Sav anlaştılar; METİN FEYZİOĞLU CHP içi muhalefetin Genel Başkan adayı...”
Araştırdım.
Olayın perde arkası için gözlemlerimi yansıtayım.
Seçim sonuçları, beklentileri karşılamadığı için Deniz Baykal ve Önder Sav yandaşlarının harekete geçtikleri biliniyor.
“Seçimli olağanüstü kurultay” için imza toplama girişimi var.
Önceleri...
Deniz Baykal “Kılıçdaroğlu’nun yeterli desteğe sahip olduğunu” öne sürerek “Genel Başkan kalsın. Sadece Parti Meclisi değiştirilsin” diyor. Belki de bu koltuğu kendisi için düşünüyor olabilir.
Önder Sav ise “her ikisinin de değişmesi gerektiği” görüşünde.
Genel Başkan adayı ise Metin Feyzioğlu...
Feyzioğlu’nun Önder Sav’la yakınlığı bilinmeyen şey değil.
Hatta “Feyzioğlu’nun bu son seçimlerde aday olmasını Sav’ın engellediği” kulislerde konuşulmuştu.
Aralarında böyle bir yakınlık olabilir ama Feyzioğlu’nun kişiliği zaten güvencedir.
“Aidiyete” ve “himayeye” ihtiyacı yok.
Peki...
“Metin Feyzioğlu’nun Genel Başkan adaylığı” faktörüyle CHP iç muhalefeti, “kurultay üyelerinin yarısı artı 1” imza sayısına ulaşabilir mi?
Şimdilik...
Bu olasılık zayıf.
Gerek birkaç istisna dışında kendisini destekleyen parti meclis üyeleri, CHP Meclis Grubu ve gerek ağırlıklı olarak yenilenmiş kurultay delegeleriyle Kılıçdaroğlu daha güçlü.
Bu durumda CHP iç muhalefetinin olağanüstü kurultay toplamaktan çok, “medyadaki tartışmalarla Kılıçdaroğlu ve ekibini yıpratmaları, CHP’nin seçimde aldığı oyun yetersizliğini gündemde tutmaları” kendileri açısından daha hesaplı olabilir.